Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 24 Mart 2019

Kibarcıklar!..

Alçağın birisi, sosyal medyadan 17 saat önce ilan ederek Yeni Zelanda'daki iki camide 50 Müslümanın canına kıyıp bir o kadarını da yaraladı… Yeni Zelanda'nın istihbaratı ve emniyet güçleri neredeydi diye sorma ihtiyacı bile hissetmeyen bizdeki kibarcıklar, Cumhurbaşkanımızın konu ile ilgili açıklamasını dillerine doladılar, hem de çarpıtarak…

Saldırganın ardındaki güçlere yönelik mesajı genele yönelikmiş gibi yorumlayıp itibarsızlaştırmaya çalışmaları, kibarcıkların nasıl bir aşağılık kompleksi içinde kıvrandıklarının göstergesi.

Cumhurbaşkanımızın haklı açıklamasını 'sert' bulanların, 50 Müslümanın şehit olduğu saldırı ile ilgili o ülkenin yöneticilerini bir tebrik etmediklerinin kalması, ayrı bir facia…

Yeni Zelanda idarecilerinin ve halkının olaya yönelik tepkileri ve Müslümanların acısını paylaşmak için yaptıkları, elbette övgüye değer. Ama içimizden birilerinin olup bitenlerin sorgulanmasına bile bozulmaları, Yeni Zelanda'yı yönetenlerin görevleri arasında bu tür olayların önlenmesi de yok muydu sorusunu akla getirdi, haklı olarak.

Kibarcıklar, Yeni Zelanda yöneticilerine, 'üzülmeyin canım, ihmaliniz sebebiyle oldu bir şeyler… 50 şehit, bir o kadar da yaralı nedir ki, canınız sağ olsun' denmesini bekler gibilerdi…

Cumhurbaşkanımızın Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıldönümü vesilesiyle söyledikleri de canını sıktı kibarcıkların. İngiltere Büyükelçisi'nin -adeta bayıldıkları-, konu ile ilgili mesajı üzerine söyledikleri, milletimizin övünç duyduğu Çanakkale Zaferi dolayısıyla üzüntülü olduklarını gösteriyordu…

Milletimize kaybettirmek…

Yeni Zelanda'da yaşananlar ve Çanakkale Zaferi ile ilgili olanlar yanında, iç siyasete yönelik de benzer tavırları var kibarcıkların…

Dağdaki PKK'nın siyasetteki uzantısı partinin sözcüleri, kendilerine millet ittifakı diyen partilere olan desteklerini açıkça dile getiriyorlar. Konu ile ilgili olarak Kandil'den yapılan açıklamalar da, HDP'nin PKK'nın da oluruyla ittifakın bir parçası haline geldiğini gösteriyor.

HDP'liler ve Kandil'dekilerin itiraf ettikleri ittifakla ilgili CHP ve diğer parti sözcülerinin yarım ağız yalanlamalarını delil kabul eden kibarcıklar ise, HDP'nin ittifaka dahil olmadığı yalanını tekrarlayıp duruyorlar.

Milletimizin kahir ekseriyeti gibi vatansever CHP'lilerin ve hakikaten milliyetçi İP'lilerin, HDP ve dolayısıyla PKK'nin bir parçası olduğu ittifaka sıcak bakmayacağının farkındalar.

HDP sözcülerinin ülkemizin bir bölgesine başka isimler vermeleri ve buralarda kazanmaktan, kalan yerlerde Cumhur İttifakı'na kaybettirmekten bahsetmeleri de ninni gibi geliyor kibarcıklarımıza. Dahası, büyük şehirlerde kazanmaları durumunda 'CHP'lilerin HDP'nin desteği ile seçilmiş olduklarını unutmamaları' yollu açıklamaları da duymazdan geliyorlar.

Beka kaygısına haklılık kazandırmasından ürktükleri için, ittifak adaylarına HDP'lilerin çektiği ayarlardan bahsedilmesine ve hele röportajlarda bunların sorulmasına fena bozuluyorlar.

Sırtlarını PYD'ye YPG'ye dayadıklarını ve APO'nun heykelini dikeceklerini söyleyenlerin Türkiye'nin beka sorunu yoktur demelerine, sadece gülünür .

Ancak bunlarla işbirliği yapanların, siyasi hırsları sebebiyle mi yoksa terör örgütünün ardındakilerce güdüldükleri için mi 'beka meselesi yoktur' dedikleri, önemli bir konu.

Cumhur İttifakı'na kaybettirmek için çalışanlara destek olanlar ise, çok derin başka sebepler bir yana kibarlıklarından çok kompleksleri ile hareket ediyorlar.

Bizim bilmemiz gereken ise, hepsinin derdinin milletimize kaybettirmek olduğu…