Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 19 Temmuz 2018

Bari objektif olabilseler!..

15 Temmuz alçak darbe girişiminin ardından ilan edilen ve üç aylık dönemler halinde uzatılarak iki yılını dolduran Olağanüstü Hal Uygulaması, dün itibariyle sona erdi.

Sıradan insanların çoğunun farkına bile varmadığı OHAL'in kaldırılmasının, başta FETÖ ile olmak üzere terörle ve terör örgütleriyle mücadelede zaafiyete sebep olmaması için de birtakım hukuki düzenlemeler yapılıyor.

Nasıl ki OHAL sadece devletin işleyişi ile ilgili olup vatandaşlara herhangi bir sıkıntı getirmediyse, yeni düzenlemeler de sadece devlet ve millet düşmanlarının hareketlerini kısıtlamaya yönelik.

Terörle mücadeleye karşı olmadıklarını söyleseler de, başından beri OHAL aleyhine olanlar, sahnede yine yerlerini aldılar. 15 Temmuz'a bir türlü darbe diyemedikleri halde TBMM'de tabii bir refleks olarak alınan OHAL kararına darbe diyorlardı. Şimdi de OHAL'ın kaldırılmasına yönelik hukuki düzenlemeleri, 'OHAL bu defa da üç yıl uzatıldı' şeklinde yorumluyorlar.

Konu ile alakalı olarak içeride oluşan karşıtlar korosuna, yakında Batı cenahından yükselecek seslerin katılacağı da aşikar. Sicilli Türkiye karşıtları, OHAL'in kaldırılması ile oluşabilecek açıklıkların telafisi için yapılan düzenlemeler konusunda içerdekilerden fazla bağıracaklardır.

Dışarıdan koroya karışıp sonra idare etmeye bile başlayacak olanlar, terör olayları sebebiyle uzun süre OHAL uygulayan ve sonrasında bu uygulamaları normal hukuki çerçeveye oturtan Fransa örneğini ise, gündeme bile getirmeyeceklerdir.

15 Temmuz'un başarıya ulaşmaması sebebiyle üzgün olanların, bu girişime karşı mücadeleden memnun olması beklenemez zaten...

Ancak, özellikle de uluslararası münasebetlerde hakim olması gereken objektiflik kıstasını bile dikkate almıyor olmaları, hala birileri nezdinde önemli olan Batılılık ve Avrupalılık kavramının itibarı açısından ciddi bir eksiklik.

Batılı ülkeler hiç değilse objektif davranabilseler diye düşünüyor insan, ister istemez…

Hadi oradan!..

Batı cenahından iki yıldır yapılan bütün açıklamaların, devleti ele geçirip ülkemizi birilerini peşkeş çekmeye niyetlenen FETÖ ve ülkelerinde besleyip büyüttükleri PKK ve benzeri diğer terör örgütleri ile mücadelenin zorlaştırılmasına yönelik olması, dikkat çekici.

Kendi ülkeleri söz konusu olduğunda ciddi tedbirler alanların, çok daha vahim tehditler karşısında kalan ülkemizin elini kolunu bağlamaya çalıştıklarının millet olarak farkındayız, bereket.

Batılılar, Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri için uygun karşıladıkları terörle mücadele uygulamalarının çok daha hafifini Türkiye için kabul etmeye yanaşmıyorlar, bu açık. Bu da bize ve dünyaya pazarlamaya çalıştıkları evrensel değerlerle değil, çifte standartla hareket ettiklerinin göstergesi.

Dışarıdan gelen eleştirileri bine bin katarak yönetim aleyhine kullanan ve kullanacak olan içerideki beyinsizlerin: 'Bu ne iş, Fransa olunca ses çıkarmıyorsunuz ama Türkiye söz konusu olduğunda açıyorsunuz ağzınızı, yumuyorsunuz gözünüzü' deme ihtiyacı duymuyor oluşlarını da hep beraber ibretle izliyoruz.

Kendi ülkelerine ve milletine düşmanmış gibi davranan bu kesimler, ülkemize yönelik çirkin hesapların farkında değil gibi davranmaları bir yana, ülkemizi hedef alan mihrakların hizmetçisi olmakta da herhangi bir mahzur görmüyorlar…

'Terör örgütleri ve teröristlerle mücadele için hukuki düzenleme filan yapmayın, çünkü yarın işimize yarayacaklar' demeye getirenlerin hatta doğrudan bunu diyenlerin topuna birden, hadi oradan demek, en tabii hakkımız: Hadi oradan!..