Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 6 Temmuz 2018

Yapmamışlardı, yapmazlar!..

24 Haziran seçim neticeleri ile ilgili değerlendirmeler epey sürecek gibi. Asıl mesele ise sonuçlar sebebiyle çıkabilecek fırtınalar.

Partisinin oylarının önemlice bir bölümünü HDP'ye ikram eden ve bunu 'bütün renklerin ve seslerin parlamentoya girmesini sağladık' cümlesi ile itiraf eden CHP Genel Başkanı'nın fırtınası başladı bile.

İttifak sayesinde SP üzerinden dindar ve İP üzerinden de milliyetçi seçmenden devşirdiği oylar birkaç milletvekili daha fazla almasını sağladı belki. Ancak, İnce'nin CHP'den fazla olarak aldığı yüzde 8 Kılıçdaroğlu'nun canını fena yakacak gibi.

Vaktiyle 'aday olmayacağını' söylediği halde genel başkanlığa gelen Kılıçdaroğlu gibi, 'kurultay çağrısı yapmayacağım' diyen İnce de, aradan fazla geçmeden çark etti, malum.

Gerek 24 Haziran sonuçlarının düşündürücü tarafları ve gerekse yaklaşan mahalli seçimler sebebiyle başka partilerde de hareketlilik yaşanacaktır tabii ki.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 52.6 oy alan AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın zafer gecesi parti genel merkez balkonundan yaptığı konuşmada sarf ettiği 'milletin verdiği mesajı aldık' cümlesi, partisinin milletvekili seçimlerinde yüzde 42.6 almış olması gerçeği üzerine AK Parti'de de bazı gelişmeler yaşanacağının işareti.

Hemen belirtilmesi gereken husus, kendi durumuna bakmadan AK Parti'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan daha az oy almasına 'takan' Kılıçdaroğlu, seçimin yarış ve kazananın da birinci gelen olduğunu, unutmuşa benziyor.

Yüzde 22.6 oy alan CHP'nin Genel Başkanı'nın, kendi partisinden 20 puan daha fazla yani yüzde 42.6 oy almış bir partiyi 'seçimin kaybedeni' ilan etmeye kalkışması, sadece komik.

Yaklaşan yerel seçim dolayısıyla neticeleri nasıl değerlendirecekleri ve iç bünyelerinde ne gibi tedbirler alacakları, partilerin meselesi.

Garanti yok!..

24 Haziran seçimlerinin neticelerine bakarak, mahalli seçimlerde yaşanabilecekler üzerine kafa yormak gerek.

İnsanımızın oy verme davranışları, üzerinde durulması gereken asıl konu. Çünkü, seçimlerde bırakın herhangi bir şey vaat etmeyi, var olanları bile yıkacaklarını söyleyen partilerin azımsanmayacak oranda oy almaları, düşündürücü.

Çelik çekirdeği her ne olursa olsun bu partiye oy verecek olan CHP'nin, iç karışıklık sebebiyle ek oylar alıp alamayacağı, belirsiz. Ancak AK Parti'nin oylarının yüzde 50'nin altına inmiş olması, üzerinde durulması gereken bir konu.

Yüzde 5, 7 ya da 10… Oran ne olursa olsun, AK Parti'den giden oyların Türkiye'nin mevcut halini her durumda muhafaza edebileceğine inananlara ait olduğu söylenebilir.

Türkiye'yi 16 senede 4 misli büyüten kadronun lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'geçmişte bu hizmetlerin neden yapılmadığını' sıklıkla sorması, boşuna değil.

Bu hizmetler eskiden de yapılabilirdi. Ancak işbaşına gelenlerin böyle bir dertleri olmadığı gibi vizyonları da yoktu.

24 haziran'daki kampanyalar, bu zihniyetlerin tekrar işbaşına gelmesi durumunda, ülkenin o eski susuz, elektriksiz, çöplerin dağ olduğu günlere dönebilme riskinin her zaman mevcut olduğunun göstergesiydi oysa...

AK Parti'nin Türkiye'yi hangi halden bugünlere getirdiğini bilmeyip, ülke bugünkü durumundan daha geri gitmez şeklinde düşünenlere, bunun yanılgı olduğunu anlatmak, önemli… Muhalefetin hali, hiç bir şeyin garantisi olmadığının delili çünkü…

Geçmişte yapmamışlardı, şimdi de yapmazlar… Dikkat edin, 'yapamazlar' değil, 'yapmazlar'!..

Unutmayalım: Kaybettiklerine en çok üzülecek olanlar, daha iyisini yapamayacaklarını bile bile başkalarına yönelenler olacaktır …