Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 11 Haziran 2018

Eskiye dönme riski!..

Belki birçok şey için söylense de, 'Cenab-ı Hakk muhtaç etmesin, ama yokluğunu da göstermesin!' sözü daha çok hastanelerle ilgili söylenir herhalde.

Hastaneler derken de, günümüzde aslında tüm bir sağlık sisteminden bahsediyor oluruz. Birileri şiddetle karşı çıksa da ülkemizin AK Parti iktidarları ile beraber birçok sahada olduğu gibi sağlık konusunda ciddi aşamalar kaydettiği, açık bir gerçek.

Hastalarını muayene ettirebilecek ya da yatırabilecek hastane bulamayan, bulduğunda götürebilecek cankurtaran temin edemeyen, yazılan ilaçlar için bazen kilometrelerce yol kat edip, bulsa bile alamayan insanlar, yakın dönemin acı gerçeklerindendi…

Şimdi kamusu ve özeli ile hastaneler hemen yakınımızda. Acil durumlarda bütün kapılar ihtiyacı olana zaten açık. Bunun dışında, uygun olanından randevunu alır ve gerekirse ufak bir fark ödeyerek özel hastanede muayeneni, tedavini olursun. İhtiyacın olan ilacı, yatarak tedavi sırasında hastanen karşılar. Tedavin evde sürecekse de, ilk rastladığın eczaneden ilaçlarını alırsın.

Sağlık sistemimiz ile söylenebilecek çok şey vardır. Ancak, bütün bunların yerine, ülkemizin sağlık konusunda, dünya üzerinde en iyi olduğu söylenen ülkeleri bile geride bıraktığı gerçeğini hatırlatmak yeterli olur… Hemen bütün Avrupa ülkelerinden tedavi için ülkemize gelenlerin sayısının gittikçe artıyor olması da, bunun en açık göstergelerinden birisi…

Her birimizin şahsi hatıralarında sağlık sisteminin felç olduğu dönemlere ait olaylar bulunsa da, bunlar artık birer tarih... Dolayısıyla, eskiden sağlık sisteminin nasıl olduğunu bizzat yaşayanların anlatımları bile, şahit olmayanların anlayabilmesi için yetersiz kalır. Çünkü nasıl ki mutluluğun tablosunu çizmek mümkün değilse acıların ve sıkıntıların tablosunu da layıkıyla çizebilmek nerdeyse imkansızdır.

5 Lira için!..

Bir tanıdık geçtiğimiz günlerde uğradığı bir eczanede yaşadıklarını anlatırken, oldukça şaşkın bir durumdaydı: Belli ki ciddi bir rahatsızlığı olan yakını için ilaç almaya gelen bir vatandaş, 8 bin liralık ilacı ücretsiz aldığı halde, katkı payı olarak kendisinden istenen 5 lira sebebiyle bağırıp çağırmaya başlamış…

8 bin liralık ilacı ücretsiz verildiği halde katkı payı olarak alınan 5 lira sebebiyle bağırıp çağırmaya ve sağlık politikaları üzerine verip veriştirmeye başlayan birisinin, yakınının ağır hasta olması sebebiyle duyduğu üzüntüden dolayı böyle davrandığı varsayılabilir.

Ancak içinde bulundukları nimetlerin farkında değilmiş gibi davranan bir kesimin, hizmetleri itibarsızlaştırmak için benzeri girişimlerde bulundukları da malum.

Türkiye genelinde, tıpkı bu örnekte olduğu gibi sahip olunan imkanları takdir etmekten aciz birtakım kişilerin, ufak-tefek problemlere kafayı takarak anlaşılmaz tavırlar gösterdikleri, bilinen bir gerçek.

'Kırk yıl sırtında taşıdığın birisi, nefeslenmek için azıcık indirsen söylenmeye başlar' sözü, insanoğlunun bütünüyle memnun etmenin ne kadar zor bir iş olduğunu izah sadedinde söylenmiştir ve çoğu zaman doğrudur da.

8 bin liralık ilacı bedava alıp, 5 lira için ağızlarına geleni söyleyebilenler, o ilacın tümünü kendileri karşılamak zorunda oldukları ve dahası 8 bin liraya ek olarak o 5 lirayı da ödedikleri günleri arzulamıyorlardır herhalde…

Geçmişte yaşananları unuttukları için, yapılanları itibarsızlaştırmaya çalışanlara eskinin o karanlık günlerini ve bu kafayla giderlerse tekrar o günlere dönebilme ihtimalini hatırlatmak ta, bizlere düşüyor galiba…