Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 10 Nisan 2018

İşin sonu ne olacak?

İsrail, sadece Filistinlileri ve onların içinde bulundukları durumu hakkıyla bildikleri için taraftar olanları dinlememekle kalmıyor. Kendisini ülke olarak var eden BM'nin icra organı Güvenlik Konseyi'nde 'alınabilen' kararlara da uymuyor.
Kendileri açısından ciddi bir problem olmaya başlayan Yahudi Meselesini çözmek isteyen batılı ülkelerin zoruyla Filistin'de onlara bir devlet kuran BM'nin 1948'de tahsis ettiği toprakları alabildiğine genişletti İsrail. BM'nin ve zaman zaman da Güvenlik Konseyi'nin bütün aleyhte kararlarına rağmen hem de...
1948'de yaşanan bu büyük travmanın 70 yıl sonraki neticesi ise işgal ve abluka altında yaşayan milyonlar... Halen mülteci olarak hayatını sürdürme mecburiyeti ile karşı karşıya olan milyonlarca insan da cabası...
Pek modern, çok çağdaş, müthiş demokrat ve alabildiğine insancıl olan batı medeniyeti ve onun oluşturduğu kurumlara göre, milyonda birisi bile kabul edilemez(!) olan bu trajedi, 70 yıldır sürüyor. Bütün dünyanın gözleri önünde hem de...
Kesinlikle söz dinlemeyen ve dinlemeye niyeti olmadığını da açıkça gösteren bir devletle karşı karşıyayız. Ve yetkilileri bunu açık açık söyleyemeseler de, İsrail için içinde hiç Filistinli olmayan bir Filistin, ideal çözüm.
Filistinli'si olmayan bir Filistin'in mümkün olmadığını biliyor olsalar da, şartları alabildiğine zorlayıp mümkün kılmaya çalışıyorlar. Dünyanın önemli bir kesimi de, bilerek ya da bilmeyerek İsrail'in yardımcısı konumunda.
Bilerek İsrail'e yardım edenler, olup bitenlerin yanlış olduğunun farkında olsalar da, müdahale etmedikleri gibi birilerinin bunun yapmasına da mani oluyorlar. Aksi durumda, içlerinden zar zor atabildikleri bir problemle tekrar karşı karşıya gelme ihtimalleri var çünkü.

​İSRAİL KUZU, FİLİSTİNLİLER KURT(!)..
Bilmeyenler ise, dünya çapında yaygın olan algı operasyonları sebebiyle, olup bitenlerin gerçeğini bir türlü tam olarak öğrenemiyorlar. Şaka gibi gelebilir ama, dünya üzerinde azımsanmayacak sayıda insan, İsrail'in ve İsraillilerin son derece masum oldukları ve 'canavar'(!) Filistinliler'in onları sürekli olarak rahatsız ettikleri hikayelerine inanıyorlar hala...
Filistinliler için ideal olan da, vaktiyle kendilerine ait olan topraklarda, kendi kendilerini yönetmeleri... Filistinliler beraber yaşayacakları Yahudiler olsa da, İsrail'siz bir Filistin istiyorlar yani. Normal şartlar altında haklı olsalar da, 1948'de yani bundan 70 yıl önce başlayan mağduriyetlerinin, tam olarak giderilemeyeceğinin farkında Filistinliler. Kendilerini kovdukları toprakları başkalarına peşkeş çekenler hala güçlü bir konumdalar, çünkü.
Oldukça dağınık ve zayıf durumda olan Filistinlilerin en önemli problemlerinden birisi de, bölgedeki Müslüman Arap ülkelerin, anlaşılmaz tavırları. Filistin davasının yanında olmaları umulan bu ülkelerin birçoğu, ABD ve hatta İsrail'le birlikte hareket ediyorlar.
İsrail'in zulümleri karşısında dilsiz kesilen uluslararası kuruluşları yönlendiren ABD'nin, olup bitenler karşısında hassas olmaları gereken bazı bölge ülkeleri ile sürdürdüğü işbirliği, zaten sözün bittiği yer.
İnsanlarının yürekleri Filistinlilerle beraber atıyor olsa da, koltuklarını başkalarına borçlu olduğunu düşünen bu ülkelerin yöneticilerinin bütün dertleri, İsrail'i ve hele ABD'yi kızdırmamak...
Bir tarafta, yetinmeyip hep daha fazlasını isteyen İsrail; öbür tarafta, sadece kendilerine ait olanı isteyen mazlum Filistinliler...
Asıl mesele, bu işin sonunun nereye varacağı... Ve öyle gözüküyor ki, elindekiyle yetinmeyen İsrail var olanları da kaybetmeye mahkum...