Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 23 Mart 2018

Dur bakalım ne olacak!..

ZEYTİN Dalı Harekatı, esas itibariyle bitmiş durumda. Çevresi terör unsurlarından tamamıyla temizlenen Afrin'de iç temizlik devam ediyor. Münbiç ve Fırat'ın doğusu, bundan sonranın kilit konuları olacak gibi. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının ilk günlerinde, 'girmemelisiniz, sizin meseleniz değil, bırakın Suriye kendi meselesini kendi halletsin' ve benzeri argümanlar ile 'zor girersiniz, girseniz de orada ağır kayıplar verirsiniz, buralar Türkiye'nin Vietnam'ı olur' şeklindeki sözler havada uçuşuyordu. Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturabilmek için çabalayan dış mihraklar ve içerideki işbirlikçileri, ülkemizi güvenliği açısından hayati önemde olan bu operasyonlardan vazgeçirebilmek için birbirleriyle yarışıyorlardı adeta.
Türkiye'nin yaptıkları planları altüst ettiğini görenlerin kaygılarını anlamak kolay. Ancak vatandaşımız olup, tehlikenin farkında değilmiş gibi yapanların hangi akla hizmet ettiklerini anlayabilmek, işin zor tarafı. Fırat Kalkanı ve ardından Zeytin Dalı başarıyla neticelendirildi.
Ciddi kayıplar vermeden ve yıkıma sebebiyet verilmediği gibi sivillerin de burnu kanatılmadan...
Şimdi Münbiç ve Fırat'ın doğusu ile ilgili benzer söylemler kaplamaya başladı ortalığı. 'Girmemelisiniz, Türkiye'nin meselesi değil' şarkılarına, 'Münbiç ve Fırat'ın doğusu Afrin gibi değil. Afrin'i terk eden teröristler Münbiç'e yerleştiler. Hem orada ABD'liler de var' nakaratı eşlik ediyor. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı'nı mecbur kaldığı için yaptı Türkiye.
Karşıtları da bunun farkında. Her iki bölge de, sınır güvenliğimizi ve iç asayişimizi doğrudan ilgilendiren yerlerdi... Münbiç ve Fırat'ın doğusu ile ilgili durum da öyle.

O KADAR DA DEĞİL!..
2011 sonrası başlayan süreçte, TSK ve devletin çeşitli kademelerine sinsice yerleşen FETÖ mensupları sebebiyle, yapılması gerekenlerin vaktiyle yapılmamış olmasının karşımıza çıkardığı faturalardı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı. Şimdi ciddi bir zaruret olarak karşımızda duran Münbiç ve Fırat'ın doğusunun teröristlerden temizlenmesi konusu da aynı. Terör unsurlarının ülkemizi tehdit edecek bir şekilde bölgeye yerleşmesinin, daha başlangıçta önlenmesi gerekirdi oysa. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı'nda olduğu gibi Türkiye'nin kararlılıkla Münbiç ve Fırat'ın doğusu konusunu halletmemesi halinde, uzak olmayan bir zamanda ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağı açık. Başta ABD olmak üzere bölge ile ilgili plan yapanların, uluslararası kurallar ve benzeri kriterlere aldırmayıp, kendi stratejik hesaplarını temel aldıklarını biliyoruz. Tabii müttefiklik ve benzeri kavramlarla hiç alakalarının olmadığını da... 'Sakin olun, sabredin, gelişmeleri izleyin, bakarsınız kendiliğinden düzelir' gibi sözlerin hiçbir karşılığının olmadığını ve eğer durursak, sömürü çarkının öncelikle bölgeyi sonrasında da ülkemizi içine alacağını ve o zaman bu sarmaldan sıyrılmanın mümkün olmayacağının da farkındayız... Akıl almaz kararlar alan ve akıl almaz işler yapmaya soyunan ABD'nin bir gün aklının başına geleceğini ve uluslararası kurallara ve müttefiklik ilişkilerine uygun olmayan davranışlardan vazgeçeceğine ancak aptallar inanır.
Vahim olan, ABD'nin yapmakta olduğu akıl dışı işlerden bir gün vaz geçeceği ve o güne kadar yapıp ettiği bütün yanlışlıkları tamir edeceğine inanacak kadar aptal olanlardan içimizde de bulunuyor olması. Olan olmuş, biten bitmiş nerdeyse. Ama aptallar güruhu hala 'dur bakalım ne olacak!' deme eğiliminde...