Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 22 Şubat 2018

Karanlıkta kaybettiğini...

NATO üyesi bir ülke olarak müttefiki Türkiye'nin güneyinde bir terör koridoru oluşturma amacındaki ABD, Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nı aslında çok iyi anlasa da, içine sindiremiyor bir türlü. Belli ki o eski, 'sırtına vur ağzından lokmasını al' Türkiye'yi arıyorlar.
Suriye'yi bölüp parçalama ve kuzeyinde bir koridor devletçik oluşturma planlarını her ne zaman yaptılarsa, Türkiye'nin bu niyete taş koyacağını hesaba katmamışlardı demek ki...
Ülkemizin güneyinde oluşturulacak bir terör koridoruna kesinlikle razı olmayacağımız anlaşıldıktan sonra değişik girişimlerde bulundukları ve bunların biri boşa çıkınca öbürüne sarıldıkları malum.
İçimizdeki beyinsizler üzerinden kotarmaya çalıştıkları operasyonlar neticesiz kalınca, Türkiye'yi teslim almak ya da zayıflatmak amacıyla en büyük denemelerini de, 15 Temmuz'da yaptılar...
Milletimiz tarafından geri püskürtülünce, şanslarını sahada denemeye karar verdiler. Bölgeye doğrudan kendi askerlerini göndermeye güçleri olmayabilirdi... Ama taşeronlar ne güne duruyordu ki!.. Bastırırlardı parayı, verirlerdi silahı, tamam...
Güçlü olmanın ya da belki güçlü olduğunu zannetmenin, akıllarına gelen hemen her şeyi yapmalarına imkan tanıdığına inanmaya başlamış oldukları için uluslararası hukuk geçersizdi onlara göre. Uluslararası kurumların da patronu olduklarını düşünüyorlardı zaten...
Bölgeyle ilgili hesaplarını yaparken, Yeni Türkiye ihtimalini hiç ama hiç hesaba katmamışlardı belli ki...
Pervasızlık ve hesap bilmezliklerinin zirve noktası ise, Afrin'e yerleştirdikleri taşeronlarına: 'Sakın Türkiye'yi kızdıracak bir şey yapmayın' demeyi unutmuş olmalarıydı...
Arslanı rahatsız ettiler...
Toplama kişilerden oluştuğu anlaşılan Afrin'deki teröristler, sırtlarını kendilerine Tırlar ve uçaklar dolusu silah ve malzeme veren ABD'ye dayadıkları düşüncesiyle olsa gerek, zaten tetikte olan Arslanı rahatsız ettiler ve olanlar oldu...
TSK içine sızmış hainlerin, 15 Temmuz öncesi, saldırılarına cevap vermek yerine 'cevap veriyormuş gibi yapmaları' alışkanlık yapmıştı herhalde.
Fırat Kalkanı ile yedikleri sopanın ardından, şimdi Zeytin Dalı Harekatı ile iyice kendilerinden geçmiş durumdalar. Para, silah, araç-gereç, dünyanın değişik yerlerinden gelmiş maceraperest teröristler... Hiçbir şeyin, memleketini ve insanını korumaya kararlı bir gücün karşısında para etmediğini anlamış durumdalar artık...
Bölgeyi 2012'de kendilerine emanet eden rejimden yardım istemeleri, vaktiyle Kobani'de (Ayn el-Arap) yaşananların değişik bir biçimde tekrarı...
O toprakların sahipleri olmadıkları ve oraya belli hesaplarla yerleştirildikleri için, kendilerini var eden güçlerden yardım istemek kaderleri...
Vaktiyle doğru olanı yapmak yerine yanlış olanı zorlayan ve bu arada kendi halkından yüz binlercesini katledip, milyonlarcasını mülteci konusuna getiren rejim de, Türkiye'nin karalılığına test edenler kervanına katılma derdine düştü ve cevabını almış oldu...
Bütün mesele Suriye rejiminin ve bu arada bu ülkeyle ilgili meseleye müdahil olan güçlerin karanlıkta kaybettiklerini aydınlıkta aramaları ile ilgili...
Aklın, mantığın, uluslararası kuralların ve bu arada uymak istemiyor olsalar da yıllar içinde oluşan teamüllerin gereğine uysalar, problem kalmayacak oysa.
Suriye rejimi ve ülkemizdeki şakşakçıları da dahil olmak üzere herkes, olup bitenlerin Türkiye açısından ne manaya geldiğini iyice kavramak zorunda.
Varlığı, birliği, sınırlarının güvenliği yanında geleceğini de tehdit altında gören bir ülke ne yaparsa Türkiye de onu yapıyor ve belli ki yapmaya devam da edecek...