Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 19 Şubat 2018

Eski hesaplar...

Hollanda'nın kendi dilindeki ismi olan Nederland, 'alçak ülke' manasına geliyor. Bu alçaklık, her ne kadar ülkenin rakım yani seviye olarak deniz seviyesinin altında olmasını ifade ediyor olsa da, alçaklığın dilimizdeki diğer manasını karşılayan haller de bolca mevcut.
Yüzölçümü olarak (41.543 km²) Konya'dan (40.838 km²) biraz daha geniş, nüfus olarak ta (17 milyon) İstanbul'dan (14,7 milyon) biraz kalabalık olan Hollanda, alçak olmanın yanında, küçük bir ülke. Ekonomik olarak dünyanın ilk onu arasına girse de, bu durumu değiştirmiyor.
Çünkü alçaklık ya da yükseklik gibi, küçüklük ya da büyüklük rakamlardan daha çok davranışlara göre göre belirleniyor.
Alçaklık yanında küçüklük ile ilgili son gelişme, Sözde Ermeni Soykırımı meselesinin bu ülkede yeniden gündeme gelmesi ve 1915'te yaşananların Hollanda parlamentosunun alt kanadında 'Ermeni Soykırımı' olarak tanınması...
Parlamentonun alt kanadında kabul edilen bir diğer yasa tasarısı da, Ermenistan'da her 24 Nisan'da düzenlenen 'soykırım anma törenlerine' Hollanda'dan bir bakanın katılmasını öngörüyor.
'Züğürt tüccar eski hesapları karıştırır' misali bir durumla karşı karşıyayız aslında. Diplomatik ilişkilerimiz uluslararası teamüllere uymayan davranışları sebebiyle askıda olan Hollanda da eski hesaplar üzerinden Türkiye'yi köşeye sıkıştırma menavraları yapıyor...
Koalisyon ortaklarından Hıristiyan Birliği'nin (CU) tasarısı, üye diğer üç partinin desteğiyle kabul edildi. Koalisyon protokolündeki 'soykırımların tanınmasında, uluslararası mahkeme kararları ve BM araştırmalarının yönlendirici olması' şartına ragmen hem de!..
Aynı konu 2004 yılında da, yine CU'nun 'Türkiye'nin AB üyeliğinin 'soykırımı tanıma şartına' bağlı olması' önerisiyle gündeme getirilmiş ve kabul edilmişti.

HUKUK DEĞİL, 'GUGUK'!..
Uluslararası arenada Türkiye'nin başını ağrıtmak için kullanılan 1915 olaylarının, Hollanda tarafından da güya soykırım olarak tanınması, son gelişmeler ışığında zaten beklenen bir gelişmeydi.
Ülkemizde geçtiğimiz yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile ilgili referandum öncesi, bu adımının atılmaması yönündeki gayretleri ile tanınan Hollanda, uluslararası kurallar, diplomasi ve benzeri birçok hususa aykırı adımlar atmıştı...
2017 Mart ayında Türkiye'den gelecek bakanlara referandum kampanyası yapma izni vermeyen Hollanda, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçağının iniş iznini iptal etmiş ve Rotterdam'a gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'yı da olaylı bir şekilde sınır dışına çıkarmıştı.
Gelişmeler üzerine Lahey Büyükelçisi'ni geri çağıran Türkiye, istişare için ülkesine giden Hollanda Büyükelçisi'nin Ankara'ya dönmesine de izin vermemişti.
İlişkilerin normale dönmesi amacıyla başlatılan temaslar da, ülkemizin Hollanda'nın özür dilemesi talebi sebebiyle kesilmiş durumda.
Soykırım iddiaları konusunda dikkatli bir tutum sergileyen Hollanda'nın bundan sonraki tavrını, parlamentonun üst kanadı senato'nun söz konusu taslakla ilgili kararı ortaya koyacak.
Ancak açık olan şu: CU milletvekili J.
Voordewind'in, "Bu tür değerlendirmeler, diğer ülkelerin düşüncesine göre yönlendirilemez. Biz uluslararası hukukun başkentiyiz ve dünyada gerçekten yanlış olan şeylerle ilgili açık ifadeler üretmeliyiz" şeklindeki sözleri, son zamanların en büyük yalanlarından...
Tarihi gerçeklere aldırmadan, Ermenistan'ı ve diasporadaki Ermenileri memnun etmek ve Türkiye'yi güya köşeye sıkıştırmak niyetiyle kararlar alınan bir yer, uluslararası hukuk'un değil, 'guguk'un başkenti olabilir ancak...