Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 13 Şubat 2018

Bir Çin eksikti!..

OLACAĞI buydu... Gelişmeleri genellikle uzaktan izleyen ve Rusya ile hareket ediyormuş gözüken Çin de Suriye denklemine dahil olma emareleri göstermeye başladı. Çin'in Şam Büyükelçisi Şi Tsanzin şöyle demiş: "Suriye'deki yıkıcı ihtilaflar ardından Çin'in bu ülkenin geleceğinde daha aktif rol oynamasının zamanının geldiğini düşünüyoruz." Çin'in de meseleye dahil olacağını açıklaması, ortalığın daha çok karışacağına işaret. Dolayısıyla Suriye'de kim neyin peşinde sorusu daha bir önem kazanıyor. Suriye'de kim aslında ne istiyor sorusunun net bir cevabı yok. Ama olup bitenlere bakarak bir değerlendirme yapabilmek mümkün. İçimizdeki sömürücü aşıkları değişik göstermeye çalışsalar da, kendi menfaatleri doğrultusunda faaliyetlerde bulunan Suriye'deki aktörlerin tamamı niyetlerini kamufle etmeye çalışıyorlar. Suriye'yi yönetenlerin ya da artık yönetiyormuş gibi yapanların, rüzgara kapılmış olduklarından ne istediklerini bilen pek yok. Kah ABD, kah Rusya ve hak İran ile hareket ediyorlar. Suriye rejiminin PYD-YPG, yani PKK'nın Suriye uzantısı ile ilişkisi ise çok karmaşık.
Rejim, daha önce vatandaşlık vermediği insanlardan oluştuğu iddia edilen örgütü bazen vatan haini ilan etse de beraber hareket ettikleri de biliniyor. Suriye'deki karışıklıkları fırsat bilen örgüt, burada bir devletçik oluşturmak istiyor.
Ardından Irak, İran ve Türkiye'den koparmayı hesapladıkları ile de devlete dönüşmek istiyorlar belli ki.
Gerçekleşme ihtimali oldukça düşük olan bu hayalin bölgeyi yeniden diyazn etme hevesindeki batılı güçleri ve özellikle de ABD'yi heyecanlandırdığı açık. Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e inecek bir koridor, alternatif enerji nakil hattı yanında Türkiye'nin bölge ile temasının kesilmesi ve İsrail'in belli ölçüde rahatlayabilmesi de demek. Bu, ABD açısından hoş bir şey. Suriye'de karışıklık başladığında problemlerin çözümünü istermiş gibi duran ABD'nin, sonra fikir değiştirdiği ve karışıklığın artması için elinden geleni yaptığı söylenebilir. Suriye'de karışıklık çıkmasını sağlayan asıl gücün ABD olduğu iddialarını da unutmamak gerekiyor.

​DEAŞ BİLİNMEZİ...

Bölgenin bugünkü durumu ile alakalı kilit mesele DEAŞ. Ne olduğu, ne gibi niyetler taşıdığı ve benzeri hususlarda oldukça değişik yorumlar yapılan bu örgütün, her defasında tam da ABD'nin istediği şekilde eylemlere imza attığı düşünüldüğü zaman kafaların karışmaması mümkün değil. Bazen hızlı bir şekilde 'olamaz' denileni yapan ve mesela 1.500 kişiyle nerdeyse tek mermi sıkmadan Musul'u ele geçiren örgüt, bazen de akıl almayacak bir şekilde bulunduğu yerleri terk etmesiyle biliniyor. Hem de can düşmanlarının yardımları sayesinde, ellerinde silahları ile... Rusya Suriye'deki karışıklığın sağladığı Akdeniz'e rahat uzanabilme imkan ve ihtimallerini değerlendirmekle meşgul. Önceki bir askeri üssüne yeni üsler ilave eden bu Rusya, bölgedeki koalisyon içinde ABD ile beraber hareket ediyormuş gibi gözükse de aslında ciddi hesaplarla uğraşıyor. Irak üzerinden Lübnan ve Akdeniz'e uzanabilme imkanları arayan İran için Suriye kilit önemde bir yer. Bu sebeple mezhebi olarak da yakınlık duyduğu Suriye rejimini muhafaza edebilmek için çırpınıyor. Suriye'ye müdahil ülkelerin hemen tamamının söyledikleri ile istedikleri arasında ciddi farklar mevcut.
Söyledikleri ve yaptıkları uyuşan tek ülke Türkiye... Ülke ile 910 kilometre sınırı olan ve olup biten her şeyden doğrudan etkilenen Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünden ve bütün unsurların ittifak ettiği bir yönetime kavuşmasından yana... Doğru tutum bu ve doğru olan kazanır...