Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 7 Aralık 2017

Vız gelir tırıs gider!..

Basın özgürlüğü konusunda mangalda kül bırakmamacasına nutuklar atmak ve bu arada başka sebeplerle hüküm giymiş ya da tutuklu bulunan basınla ilintili kişiler serbest bırakılsın demek, kolaydır.
Başkalarına yönelik her türlü ağır eleştiriyi, hakareti hatta sövmeyi makul görüp, bunların eleştiri sınırları içerisinde kaldığını, muhatabın katlanmasını gerektiğini savunmak, çocuk oyuncağıdır.
Basın özgürlüğüne inandıklarını ve savunduklarını söylenen kişilerden beklenen de, kendilerine yönelik eleştiriler karşısında aynı anlayışı gösterebilmeleridir.
Başkalarına yapılabilmesini savundukları şeylerin kendisine yapılmasına rıza göstermek, demokratlığın şanındandır en azından.
Ancak 'çuvaldızı başkasına, iğneyi kendine' anlayışının bir devamı olarak, başkalarına yönelik en ağır sözleri bile makul kabul edenlerin, sıradan bir eleştiri karşısında heyheylenmeleri, işi bozar.
Konunun geleceği yer tabii olarak CHP. Bu partinin genel başkanının, geçtiğimiz Salı günü yaptığı konuşmada haddini iyice aşıp, A Haber'i ve ATV'yi hedef haline getirmesi, alenen tehdit etmesi sadece basın tarihimize değil, siyasi tarihimize de geçecek kapkara bir lekedir çünkü.
Önceki hafta ileri sürdüğü iddiaları ya ispatlaması ya da özür dilemesi beklenirken, kürsüye çıkıp bunlardan hiç bahsetmeden Turkuvaz Medya'ya yüklenen Kılıçdaroğlu, belli ki gündemi değiştirmeyi hedefliyordu ve bunu başardı da.
Cumhurbaşkanımız ve yakınlarını hedef aldığı iftiralara mesnet olduğunu iddia ettiği kağıtların tümünün yalan ve sahte olduğu ortaya çıktığı için, bu konuda söyleyebileceği bir şey yoktu çünkü.
Ancak bu gündem değiştirme çabasının lehine olduğunu söyleyebilmek pek mümkün değil. Kılıçdoruğlu'nun yaptığı şey, herhalde CHP'nin çelik çekirdeğindekilerin bile sinirlerini yerinden oynatmıştır çünkü.

CHP'LİLERİN PROBLEMİ...
CHP Genel Başkanı'nın Cumhurbaşkanımızı ve yakınlarını hedef alan iftiraları ile ilgili açıklama yapmamak için bulduğu usul, tam da 'müflis tüccar eski hesapları karıştırır' sözünü hatırlatan cinstendi.
A Haber ve ATV'nin 2014'te yaptığını iddia ettiği Rıza Sarraf'la ilgili haberler üzerinden hareket etti Kılıçdaroğlu. Yalan yanlış beyanların ardından, sonrasına vatan hainliği suçlaması eklediği şu cümleyi sarf etti: 'Senin boynuna ne takacağımızı biliyoruz!..' Vaktiyle CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin'in yerli ve milli medyayı hedef alan sözlerinden daha vahim olan bu sözler, insanımızın büyük bir kesimi tarafından hayret ve nefretle karşılandı.
Genel başkanı olduğu parti içerisinde neler olup bittiği pek bilinmiyor olsa da, varlıklarını genel başkanlarına endekslemiş olanlar dışında, Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin CHP içinde de ciddi bir şaşkınlık doğurduğu söylenebilir.
Kılıçdaroğlu'nun ortalığı karıştıran ve esas olarak basın özgürlüğü diye bir şeye inanmadığını açık seçik ortaya koyan bu sözleri, geçen hafta ortaya attığı Cumhurbaşkanımız ve yakınları ile ilgili iddiaların asılsız olduğunun ortaya çıkarılmasına öfkelenerek söylediğini düşünebiliriz.
Tam da ülkemizde ekonomik açıdan kırılganlık meydana getiren Sarraf davasının başladığı sırada, insanımızın kafasını daha da karıştırmayı amaçlayan iftiralarla ABD'deki davaya destek atışları yapan Kılıçdaroğlu, yalanlarını ortaya çıkarma konusunda üzerlerine düşeni hakkıyla yapan A Haber ve ATV'ye kinlenmişti anlaşılan.
Kılıçdaroğlu'nun tehdidi, başta A Haber ve ATV olmak üzere Turkuvaz Medya mensupları açısından 'vız gelir, tırıs gider'...
Artık çizgiden çıkma emareleri gösteren genel başkanları ile ilgili ne yapacakları da, CHP'lilerin problemi...