Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 9 Ekim 2017

Büyük resim...

Gelirlerimiz şimdikinden daha çok ve giderlerimiz daha az olsa, ne güzel olurdu. Eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için daha az harcama yapsak ve hatta mümkünse bu tür hizmetler için hiç para ödemesek, tadından yenmezdi şüphesiz. Ekmek fiyatları makul sayılır. Ama akaryakıt, doğalgaz, elektrik, su gibi ihtiyaç duyduğumuz diğer şeyler de daha ucuz olsaydı, fena olmazdı... İsteklerin sınırı yok, eski bir dizi kahramanının söylediği gibi 'arzular şelale' yani.
İnsanoğlunun alıştığından geri kalmak istememesi, normal. Ancak alıştıklarımızı temel hak kabul ederek, mutlaka çok daha iyilerinin yapılması gerektiğini ve bunlar için de bedel ödemek zorunda olmamamız gerektiğini düşünmek, sıkıntılı bir durum.
Ülkemiz insanlarından bazılarının Türkiye'nin gelişme yönünde aldığı mesafelere biraz ters bir şekilde baktıkları, malum. Gelişmelerin iyi olduğunu düşünseler de, bunların siyaseten karşı oldukları bir kadro tarafından gerçekleştirilmesi sebebiyle canları sıkkın olanlar olduğu gibi, sebebini izah edemeseler de, kendilerine has sebeplerle mutsuz olanlar da var.
Konuyla ilgili en çok dikkat çeken hususlardan birisi de, bazı kişilerin kendileri ile hiç alakası olmayan hususlardan bile bir mutsuzluk bahanesi çıkarabilmesi. Sözgelimi geçtiğimiz günlerde tartışılan MTV oranlarının artırılması konusu, arabası olmayan ve en azından yakın zamanda almayı düşünmeyenler açısından bile problem teşkil etti.
Çeşitli sebeplerle TEOG'dan rahatsız olup kaldırılması gerektiğini düşündükleri halde, bu sistemin kaldırılması sebebiyle canları sıkılanlar da vardı. TEOG yerine getirilecek sistemle alakalı merak sürerken, meseleye kendi açılarından bakanların çok özel durumlarla ilgili yorumlara daldıkları görülüyor.
Kimileri Anadolu'nun ücra bir köşesinde bulunan herhangi bir öğrencinin diyelim ki İstanbul'un en parlak eğitim veren liselerinden birisine girme imkanının nasıl sağlanabileceği üzerine kafa yoruyor mesela.

MUKAYESE ESKİYLE OLMALI...
Ülkemizin sağlık sisteminde aldığı mesafenin birçok batı ülkesi tarafından bile hayranlıkla karşılandığı, bilinen bir şey. Ancak sağlıkta eskiden yaşananlar konusunda bilgi sahibi olmayıp, var olana alışanların, çok daha iyisi olması gerektiğini düşündükleri de malum. Bu da alışılanı cepte tutup, daha ilerisini bekleme alışkanlığı ile ilgili bir durum.
Sadece ülkenin içi ile ilgili konular değil tabii. Mesela IKBY'nin yaptığı referandum sonrası atılması gereken adımlarla ilgili olarak, konuya ilgi duyan birçok insanın da kendisine has beklentileri var.
Bunlardan bazıları hala neden ordumuzun Kuzey Irak'a dalmadığına şaşırmış durumdalar.
IKBY'nin Irak içerisinde bir bölge olduğu ve burası ile ilgili olarak atılabilecek adımların son derece sınırlı olduğu, genellikle akla gelmiyor bile.
Yapılması gerekenlerin yapıldığı en azından yapılmaya çalışıldığını, hepimiz görüyoruz. Ancak yaşadıklarımızı daha çok geçmişte yaşananlarla mukayese ederek değerlendirme yapmamız gerekirken; çok yakın geçmişi, mesela son birkaç seneyi baz alarak değerlendirmeler yapınca işin ölçüsü biraz kaçıyor gibi.
Ülke olarak girdiğimiz yol, varlıkları mümkün olduğu kadar artırıp, bunları adaletli bir şekilde paylaştırma esasına dayalı bir yol.
Büyük resme bakıp iftihar etmek yerine, kendi küçük resmimizdeki ufak tefek kusurlara odaklanırsak, büyük resmi olumsuz yönde etkileme riskimiz var demektir.
Hülasa: Kendimize has konuları tabii ki ihmal etmeyelim. Ama esas olarak Büyük Resim'e odaklanalım.
Ağaca bakarken, ormanı gözden kaybetmeyelim yani...