Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 7 Ekim 2017

Keşke “keşke” demeseler

Her birimiz geçmişte yaptığımız hataları, yanlışlıkları düşünüp zaman zaman 'keşke' ile başlayan cümleler kurarız. Ancak, geri dönüp hatalarımızı tamir etmenin mümkün olmadığını ve 'keşke' ile başlayabilecek cümlelerin insanların kendilerini avutmaya çalışmalarından başka bir anlamı olmadığını da biliriz.
Böyle olduğu için olmalı, dinimizde 'keşke' pek hoş karşılanmayan bir kelimedir. Bizzat Peygamber Efendimiz'in (sav) 'keşke' ile başlayan cümleleri yasakladığına dair örnekler de çok sayıdadır.
Bireylerin kendilerini ilgilendiren konulardaki keşke ile başlayan cümlelerinin, geneli ilgilendirmediği için çok önemli olmadığı söylenebilir. Ancak hasbelkader liderlik seviyesine yükselmiş ya da yükseltilmiş ve yönetiminde söz sahibi oldukları toplumların tarihinde önemli roller oynamış kişilerin, bu konumlarından uzaklaştıktan sonra kuracakları 'keşke' ile başlayan cümleler mutlaka çok daha önemlidir.
Suriye'nin artık en azından belli bir kesimine liderlik eden Beşşar Esad'ın aradan yıllar geçtikten sonra kurabileceği 'keşke'li cümleler, ciddi şekilde merak uyandırıcı olabilir mesela.
'Keşke' ile başlayıp, 'Suriye'de herkesin kendisini ülkenin bir parçası olarak hissedebileceği bir yönetim kurabilseydim' ya da, '2011'de hemen silaha başvurmak yerine muhaliflerle uzlaşma yollarını arasaydım' şeklinde cümleler kurabilir Beşşar Esad.
Bugün için 'küçük olsun benim olsun' anlayışı geçerli olsa bile, bölgede gelişmekte olan olaylar daha sağlıklı değerlendirilip ülke lehine doğru adımlar atılabilseydi Suriye'de kansız bir dönüşüm mümkün olabilirdi. Böylelikle de yüz binlerin hayatını kaybettiği, milyonların hicrete mecbur kaldığı bir tablo ortaya çıkmazdı... Ama artık sadece 'keşke'ler eşliğinde anılabilecek şeyler bunlar.
Irak'ın ABD tarafından işgali sonrası iktidara gelip, her kesimi kucaklayabilecek bir yönetim oluşturabilecekken, Şiilerin hakim olduğu bir yapı oluşturan Nuri el-Maliki de, artık başa geçemeyeceği günler gelip köşesine çekildiğinde, bol bol keşke ile başlayan sözler sarf eder herhalde... 'Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas yönetimi, Şii ya da Sünni ayrımı yapmadan toplumun bütün kesimlerine zulmedip herkesi adalete susatmışken, başa geçince Şiicilik yapmasaydım' sözü, bunlardan birisi olabilir.

BİRİLERİNİN GAZINA GELMEK
1979'dan 2003'e kadar demir yumrukla yönettiği Irak'ın hali, idam edildiği güne kadar Saddam Hüseyin açısından da bol 'keşke'li değerlendirmeleri gerektirmiştir büyük ihtimalle. 'İran'la savaşmasaydım keşke' demiş, 'birilerinin gazına gelip Kuveyt macerasına atılmasaydım' şeklinde düşünmüştür.
'İnsan hakları ve demokrasi getirecekleri' iddiasıyla gelen işgalciler sebebiyle yaşananlardan sonra, 'Keşke Saddam dönemi devam etseydi' diyenler olduğu biliniyor bilinmesine. Ama yine de Saddam Hüseyin'in keşkeleri arasında, uzun yıllar tek başına yönettiği ülkesinde insanların tamamını kucaklayan bir yönetim oluşturmamasından duyduğu pişmanlıklar da yer almıştır muhakkak.
Irak merkezi hükümetinin geçmişteki yöneticileri kadar şimdiki yöneticilerinin de, IKBY'nin bağımsızlık referandumu yapması ile ilgili yanlışlıkları konusunda hayıflanmaları olacağı, kesin. Ancak, başta büyük güçlerin defalarca oyununa gelen bir ailenin evladı olan Mesut Barzani olmak üzere IKBY'yi yönetenler de ilerideki günlerde bol keşkeli cümleler kuracaklardır, tabii olarak.