Tarihi 18 Mayıs 2018

Yalan-dolan-dolar

Irak, Afganistan, Suriye, Yemen, Arakan, Afrika arasında gidip gelen KAN borsası, yeni katliamlarla yön değiştirdi. O borsayı yöneten ve kandan beslenenler bir elçilik binasını taşıma kıvılcımı ile rotayı Gazze'ye çevirdi. Kan borsasının simsarları pinpon topu gibi durmak bilmiyor. Sürekli kendine yeni alanlar açıyor. Ancak baktığımızda bu hep İslam coğrafyasında oluyor. Ramazan'da bile kan akıtmak, katliam yapmaktan zevk alan bir alçaklar sisteminin elemanları ile karşı karşıyayız. Amerika'da porno yıldızı ile sıkıştırılan ve en sonunda "Evet porno güzeline benimle olan ilişkisini saklaması için para verdim" itirafında bulunan Başkan Trump'ı, daha önceki yalanlamasından dolayı mahkeme önünde zor günler bekliyor. Ayrıca savcı Mouller'in "Rusya seçimlere müdahale etti.
Emri bizzat Putin verdi" diyerek yeni deliller sunması nedeniyle Trump'ın uykuları kaçıyor. Amerika'da hakkındaki iddiaları ve davaları durdurabilecek tek güç olarak Siyonist Neoconları gören Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan ederek yaranma girişimlerinde bulunuyor. Gazze'de 62 sivil öldürülmüş, 3 bin yakın insan yaralanmış, kan oluk gibi akmış, Türkiye'nin dışında kimsenin umurunda değil. İsrail-İran gerginliğine körükle giden, Tel Aviv'in arkasında olduğunu her platformda haykıran bir Amerika var. Bu ikilinin icraatları yeryüzünde yaşayan milyarlarca insan arasında "Amerika-İsrail nefreti ve öfkesi"ni göklere çıkarıyor. Her ikisi de bunun cezasının kesileceği günleri mutlaka görecektir. Dün grubumuzun düzenlediği "Türkiye'nin Seçimi" paneli kapsamında Bursa Kongre ve Kültür Merkezi'nde vatandaşlarımızla buluştuk. Sevgili Haşmet Babaoğlu o panelde çok önemli bir cümle kurdu. "Panelin ismi Türkiye'nin seçimi... Çok güzel isim konmuş.
Ancak ben olaya daha da öteden bakıyorum. Bu aslında DÜNYANIN SEÇİMİ" dedi. Gerçekten de İslam coğrafyasının ve mazlumların tek hamisi Türkiye 24 Haziran'da dünyanın seçimini yaşayacak. İsrail devlet terörüne, akan oluk oluk kana karşılık buna yürekten sesini çıkaran tek ülke Türkiye... Netenyahu ve oğlu twitter'den dahi Türkiye'ye saldırıyor, hakaretler ediyor. Medya önünde, her platformda onlara gerekeni söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan twitter'den dahi ağızlarının payını veriyor. "İnsanlık dersi mi almak istiyorsunuz. 10 Emri okuyun" çağrısı yapıyor. Bugün insanlığın, evrensel hukuk, insan hakları vs kavramlarla gelen Batı'nın çıkarları uğuruna tüm bu argümanları ayaklar altına aldığı bir ZULÜM döneminden geçiyoruz. Her şey yalan-dolan-dolar sistemi üzerine kurulu.
Çin geliyor, batı kaybediyor, Türkiye büyüyor. Bursa'daki panelde gündeme gelenlerden biri de "Batı Türkiye'yi 30 yıl içinde dünyanın en gelişmiş 9. ekonomisi olarak öngörüyor.
Onuncu sırada Japonya var, 11'de Almanya ve sonrasında Fransa. Yani Türkiye bu ülkeleri geriye atmaya aday bir ülke" şeklindeki Şeref Oğuz'un açıklamalarıydı. Tabii ki korkacaklar büyüyen ve gelişen bir ülkeden. Biz daha da büyüdükçe onların tezgahlarına daha fazla çomak sokacağız. Fitnelerini başlarına çalacağız. Bunu istemiyorlar. Biz büyüdükçe Sarkozy gibi alçaklar "Kur'an-ı Kerim'den bazı ayetler çıkarılsın" diyerek Fransa'da imza toplayamayacak.
Bakın Hollanda'daki aşırı ırkçı parti başkanı Wilders "Muhammed Peygamber karikatür yarışması" düzenleyeceğini açıkladı. Adamlar varsa yoksa Ramazan'da bile İslam Peygamberine nasıl saldırırız, bu fitneyle ortalığı nasıl karıştırır da insanların ölümlerine yol açarız diye kafa patlatıyor. Wilders "Dereceye girenlere binlerce dolar dağıtacağız. Para adını açıklamak istemeyen cömert bir bağışçıdan geliyor" dedi. Bunlara gür sesini çıkaracak ve haddini bildirecek yeryüzündeki tek başkent Ankara'dır. O yüzden 24 Haziran'da Ankara'yı istiyorlar.
O yüzden bu seçimler "Dünyanın seçimi"... Ve o yüzden Mesut Özil gibi bir Türk futbolcunun Türkiye Cumhurbaşkanı ile yan yana gelmesinden bile rahatsız oluyorlar. Öyle aptallaştılar ki, Türk Türk'le yan yana geliyor diye delirip, bunu bile dışa vuracak zeka gerilemesine uzandılar. O yüzden ayrıştırmak, yan yana gelmemizi engellemek ve kan pompaladıkları pazarlık masalarından bizi uzak tutmak istiyorlar. O yüzden yine kaybedecekler!