İsrail Ulusal Güvenlik Birimi SHIN BET'in eski Başkanı Ami Ayalon ekranlara çıkmış "En büyük düşmanımız İran.
Bu düşmanı halletmek için Türkiye liderliğinde Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün gibi ülkelerin de yer alacağı bir Sünni Blok oluşturmalıyız. Yoksa biz mahvoluruz" diyordu yıllar önce. Yani yıllar önce Tel-Aviv'de masada pişirilen ve bugünleri n adeta habercisi olan kanlı planı deşifre ediyordu. Türkiye bu bloğun lideri olacak, hep beraber İran'a saldıracaktık.
Ancak Ankara büyük oyunu gördü ve bozdu. İsrail planlarının yüzüne çarpıldığı yer Suriye idi. Esed yönetimindeki topraklarda çıkarılan iç savaşın, buraya yerleştirilen DEAŞ fitne terör örgütünün amacı tüm Ortadoğu'da Şii-Sünni-Vehhabi çatışması başlatıp ortalığı kan gölüne çevirmek için ilk kıvılcımı çakmaktı. Nitekim İran Hizbullah ile Suriye'ye daldı. Tüm Batı başkentlerinde ve Tel-Aviv'deki istihbarat merkezlerinde heyecanla Türkiye ve İran'ın Suriye'de karşı karşıya gelip çatışması heyecanla beklendi. Ancak Türkiye Astana zirvesini toplayıp İran ve Rusya ile masaya oturma planını hayata geçirince fitne merkezlerinin projeleri elinde kaldı. Şimdi BAE'nin Dışişleri Bakanları gibi ahmaklarla bu BLOK hayata geçirilebilir mi, Arap ülkeleri İran'a saldırtılarak İsrail'in güvenliği sağlanır mı diye hayaller kuruyorlar. Zavallı ahmaklar için de buna alet olan var maalesef.
Yukarıda onun içindir "Bunlarda karga kadar beyin yok" dedim. Tıpkı "Cennete gideceğim" diyerek DEAŞ'a koşup CIAMOSSAD aşkına ölüme yollanan ahmaklar gibi, Ortadoğu'da fitnelere kapılan ahmak liderlerin sayısı da az değil. Bakın Suriye'de DEAŞ neredeyse bitti ancak ABD oradan çıkmayacağını açıkladı. Peki ama neden?
Bu sorunun cevabı da Ruslar'dan geliyor.
Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov, Suriye'nin güneyindeki El Tanf'te yer alan ABD üssünün etrafının Esed askerlerince sarıldığını açıkladı.
Eğer bu muhasara yapılmazsa ABD üste eğitim verdiği DEAŞ üyelerini yeni terör saldırıları için ihraç edecek. İddia dedikodu değil, Rus Genelkurmay başkanı açıkça söylüyor bunu... İngiliz Times gazetesi de DEAŞ'a katılan 300'e yakın İngiliz savaşçının, ABD'nin Rakka'da tahsis ettiği otobüslerle sınırımızı geçip, Türkiye'de saklandığını yazdı dün. Associated Press haber ajansı da Çin'den kaçan Uygurlar için Suriye'nin tercih edilen bir durak olduğunu duyurdu.. Suriye'ye giderek silah kullanmak ve savaş deneyimi kazanmak için DEAŞ'a üye yapıldılar. Suriye'de cephede deneyim kazandıktan sonra Çin'e dönüp Pekin'le çatışmaya hazırlanıyorlar.
DEAŞ da Uygur Müslümanları yanına çekebilmek uğuruna Suriye'den sonra savaşmak üzere Çin'e yönelecekleri ilan ediyor. Yayınladığı videolardan birinde "Suriye'de savaş bittiğinde Uygurların hakları için ateist Çin'e karşı savaşmaya gideceğiz" diyorlar.
Çin'den DEAŞ'a tam 5 bin Uygur'un getirilip savaş pratiği yaptırıldığı belirlendi.
Çin'in hemen dibindeki İpek Yolu'nun kilit ülkelerinden Afganistan'da da tam 10 bin DEAŞ'lının konuşlandırıldığı açıklandı. CIA'nın Afganistan Devlet Başkanı yaptığı Karzai de "Maalesef ülkemize DEAŞ üyelerini CIA taşıyor" demişti. İpekyolu'nun kontrolü için İran'ın halledilmesi ve savaştırılarak parçalara ayrılması Amerika'nın işine geliyor. İsrail de en büyük düşmanı İran'ı tek mermi atmadan, Müslümanı Müslümana kırdırarak halletmenin hayaliyle yaşayarak avuç ovuşturuyor. Bu noktada Türkiye Katar'dan, Somali'ye üsler kuruyor, Sudan'da ada tahsis ediliyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan Çad'a, Tunus'a kadar gidiyor oyunları anlatıyor, tezgahı bozuyor. İran'a karşı tek blok ve yeni SAVAŞ planlarının canına adeta ot tıkıyor.
Ahmakların ve onları aleyhimize konuşturan sahiplerinin delirmesi normal!
