Tarihi 2 Kasım 2017

Sevgili yüzde 1

Yeryüzünde yaşayan yüzde 99'un servetini toplasan yüzde 1'lik zengin ailelere ulaşamıyordu. Yüzde 1; ahtapot gibi yeryüzüne dağılan çok uluslu şirketler ve bankalardı. ABD başkanlarını perde arkasından yöneten 1 numaralı derin stratejist Brzezinski "Dünya ülkelerinin çoğunda insanlar ve ekonomileri çok uluslu bankalarla şirketlerin ihtiyaçlarına hizmet eder" diyordu. İnsanlar medyayla, Hollywood ve algı operasyonları ile adeta UYUTULUYORDU. Bir "Kahrolsun küresel sermaye" kavramı vardı ama beyinlerde içi boş, altı doldurulmamış bir düşman olarak yer buluyordu. Yüzde 99'u kendi ihtiyaçları için çalıştıran yüzde 1'lik PARANIN FİRAVUNLARI, Tel Aviv-New York-Londra ekseninde plazalarda yaşıyordu. Başkentleri New York'taki Manhattan'de bulunan Wall Street'ti. 2012'de yüzbinlerce insan, Paradorların başkenti Wall Street'i büyük bir öfkeyle işgal etti. Sadece ABD halkını 21 TRİLYON DOLAR soyan bankalar ve şirketler bu caddedeydi.
Öfkeli kalabalığın elindeki pankartlar dikkat çekiyordu. O pankartlarda "Dear % 1... We Feel Asleep... For a While... Just Woke Up...Sincerely..
% 99" yazıyordu. Yani "Sevgili yüzde 1... Biz bir süre için uyumuştuk... Ancak artık UYANDIK... Sevgiler...
Yüzde 99." Gezi olaylarından 18 gün canlı yayın yapan Küresel Sermaye televizyonları, Wall Street'te yaşanan olayları, işgali görmezden gelerek saklıyordu. İşte ABD'de Trump'ı iktidara getiren Wall Street işgalindeki "Artık uyandık" diyen öfke seliydi. Dünyayı da, ABD'yi de soyup soğana çeviren küresel sermayenin konuşlandığı yerdi Wall Street. Dünyanın en büyük menkul kıymetler borsasının adresi ve bir numaralı finans merkeziydi. New York menkul kıymetler borsası, bankalar, Amerikan menkul kıymetler borsası, ticaret borsaları, stock broker firmaları ve üç haneli trilyon dolarlara hükmeden şirketlerin dahi karargah kurduğu yerdi burası. "Wall Street'i İşgal Et" sloganıyla yapılan gösteriler aslında yeryüzünü soyanlara karşı direnişin ilk kıvılcımlarıydı. Protestolar Wall Street'in bulunduğu Aşağı Manhattan'dan ülke çapına yayıldı. Doymak bilmeyen şirketlerin açgözlülüğüne ve ekonomik adaletsizliğe karşı öfkenin derinliğini bir gören olacaktı. İşte bu derinliğe ulaşan da Amerikan DERİN DEVLETİ oldu. Mesaj alınmıştı. "Zenginden kepçeyle, fakirden kaşıkla vergi alacağım" sloganıyla, paralel devlet küresel sermayeyle lobilerini tasfiye etmek amacıyla Trump yola çıkarıldı ve seçim kazanıldı. Manhattan'daki Wall Street işgalinde yumruk yiyen Küresel Sermaye şimdi Trump'ı yargı yoluyla indirmek için damadından oğluna kadar önüne geleni "Rusya'ya casusluk yapma" ithamıyla suçlayarak saldırıyor.

SAHTE BAYRAK
Tasfiye kavgası artık durdurulamaz bir noktaya taşınırken bu defa Paradorların başkenti Wall Street'in bulunduğu Manhattan'da önceki gün bir Özbek elinde paintball silahıyla saldırı düzenleyerek 8 kişiyi öldürüyor, 11 kişiyi yaralıyor. Bu "Sahte Bayrak" saldırısında da Wall Street'in yer aldığı Manhattan semtinin hedef alınması tesadüf değil.
Bu bir rövanş. New York Emniyet müdürlüğü de olaya sazan gibi atlıyor, bunun terör saldırısı olduğuna işaret eden en büyük bulguya ulaşıldığını gururla açıklıyordu. Emniyet Müdürü "Terörist araçtan inerken saldırıyla uyumlu bir söz söyledi" diyordu. Bu söz "Allah'u Ekber"di. Boston Maratonu'nu bombalayanlar da "Allah'u Ekber" diyen Çeçen kardeşlerdi ama CIA'nın üst düzey ismi Graham Fuller ile akrabaydı.
Nasıl FBI'da görevden alınan eski başkan bile Trump'ı devirmek için yırtınıyorsa, aynı şekilde CIA içinde de kolları vardı.
Çünkü küresel sermaye ahtapot gibiydi, her yere uzanıyordu. FETÖ'yü bile kendine oyuncak yapan PARANIN FİRAVUNLARI, DEAŞ kılıklı birini mi bulamayacaktı. Nasıl olsa terörist "Allah'u Ekber" diye saldırılacak, yeryüzü "İslami terörist" diyerek buna bayılacaktı. Wall Street baronlarının kucağında oturan FETÖ de bu ülkede vatandaşımızı öldürürken etraftaki öfkeli kalabalığa "Rahat olun. Öldürdüklerimiz cennete gidiyor" demiyor muydu?