Dünyaya "OHAL"i kaldırıyoruz diye ilan ettiler ve görüntü yaptılar. Ancak OHAL yasalarını günlük hayatın bir parçası haline getirdiler. OHAL yok ama ismi değiştirilerek yürürlükte olan OHAL yasaları var...
Bundan ne anlıyorsanız o... Korkuyorlar ve panik içindeler. Çünkü Suriye'de üzerine gidiliyormuş gibi yapılan DEAŞ aslında mükemmel bir CIA organizasyonu ile Avrupa'ya taşınıyor. Suriye'den çok sayıda terörist Avrupa'ya girmeye başladı.
Fransız istihbaratında tüm izinler kaldırıldı, ülkenin her yerinde ülkeye yeni giriş yapan Suriye, Tunus ve Faslı DEAŞ üyeleri aranıyor. Devleti yönetenlerden "Çok büyük saldırılara maruz olacağımız dönemler başlıyor" diye açıklama geliyor.
Aynı tehlike Almanya'dan Belçika'ya kadar tüm AB ülkeleri için geçerli. Avrasya savaşı büyüyor. Dünya üzerindeki etkisi bitirilmek üzere olan Avrupa'dan, hatta Fransa Cumhurbaşkanı'ndan bile "Biz artık yeni dünya düzeninde yokuz" açıklamaları geliyor. Komplekse kapılan Fransa ani bir kararla, ABD ve İsrail gazıyla referanduma giden Barzani'ye karşılık başka bir hamle yaptı ve oyuna girebilmek için Irak Başbakanı İbadi'yi Paris'te ağırladı. Bu hamle Washington'u sinirlendirdiği gibi önümüzdeki günlerde Fransa'da yeni bombaların patlama ihtimallerini artırdı. Böyle bir ortamda günlerce tüm dünyayı meşgul eden Kuzey Kore krizinde de ilginç gelişmeler yaşanıyor.
Başkan Trump'ın "Deli" ilan ettiği Kuzey Kore başkanı ile ABD artık direkt görüşme kanalı açtı. "Deli" dedikleri adamla üst düzey yüzyüze görüşmeler yapıyorlar. Tüm dünyayı adeta Kuzey Kore'den soyutlama mücadelesi verip, bu ülke ile iş yapanları tehdit eden Amerika şimdi deli ile deli oldu, yan yana geliyor. Kuzey Kore ile kriz çıkarıp tribünlere oynadılar, şimdi kapalı kapılar ardında birlikte kahve içiyorlar. Amerikan Ulusal İstihbarat kurumu CIA'nın Kore Misyonu merkezi direktörü önceki gün CIA'nın sponsor olduğu bir konferansta konuştu. Trump'ın "Deli" ilan ettiği Kuzey Kore Devlet başkanı Kim Jong Un'a övgüler yağdırarak "O ülkesini düşünen gerçekçi biri" dedi. Çıkarları gerektiriyorsa ABD yarın Kuzey Koe ile müttefik bile olabilir.
İşte dünyada böylesine yarınların ne olacağı belli olmayan kavgalar ve çekişmeler yaşanıyor. Sırtını ABD'ye yaslayan Suudi Arabistan Kralı Selman bir bakıyorsunuz bir gece ansızın apar topar Rusya'ya gidiyor. S-400 füze anlaşması imzalayıp Washington'a karşı Moskova kalkanını tercih ederek ABD'yi terse yatırıyor. Nitekim bu şaşırtıcı değişimlere bir örnek de Türkiye gösteriliyor. ABD'de gölge CIA olarak bilinen Stratfor'un hazırladığı bir raporda bakın neler söyleniyor; "5 yılda Ortadoğu'da atılan adımlar Türkiye'ye güç kaybettirmedi. 2012 yılındaki plan, Arap Baharı ve Suriye'nin iç karışıklığı operasyonları ile Türkiye'nin bölgedeki gücünün azalması bekleniyordu.
Ancak beklenen olmadı. Kuzey Irak referandumu da, Türkiye'nin bölgede azalmayan gücü için atılacak son ve en güçlü adımdı. Barzani de bu adımı attı. Şimdi Türkiye, ABD'nin olasılıklarının dışında beklenmeyen bir adım atarsa, bu Washington'da büyük sıkıntılara yol açacak. İran adımı da, bu beklenmeyen durumlardan biri. Çünkü ABD, Barzani ile tahmin edemeyeceği şekilde Türkiye'yi İran'la iyice yakınlaştırdı. Aslında Barzani'nin referandumu, Türkiye'nin İran'la yakınlaşmasını zor hale getirmişti.
Ancak beklenen olmadı. Ani bir refleks ile, Türkiye-İran yakınlaştı." Bazen hesaplar tutmuyor... Devamlı tokat yiyerek terörle terbiye edilen Avrupa adeta tribüne gönderilip çaresizliği yaşarken, Türkiye bölgede OYUN kuruyor, tezgahları bozuyor.
Bugün dünya Türkiye'nin Somali'de kurduğu üsleri konuşuyor. İran'a Cumhurbaşkanı'nın yan ısıra Genelkurmay Başkanı ile de çıkarma yapmasına kilitleniyor. Türkiye olmaksızın bölgede oyun kurulamıyor. Her türlü saldırıyı yaptılar, son gelinen noktada darbeyle Türkiye'yi de tıpkı Avrupa gibi tribüne göndermeye çalıştılar. Ancak Türkiye artık eski Türkiye değil. Uzatmada hep tezgahçılara son darbeyi indirip kazanan oldu. Büyüyen Türkiye'yi bölgeden ve dünyadan uzak tutmak isteyenlerin tüm hesapları ayaklarına dolaştı. Artık bölgemizde biz olmadan asla oyun kuramazlar.
