Tarihi 28 Haziran 2018

Geri dönüşüm

HAZİRAN yaz mevsimi sayılırdı, şimdi "şubat kılığında" bizlerle kafa buluyor.
Dünyayı değiştirdik gittikçe vahşileştik.
Şimdi incittiğimiz bir zamanın içinden geçiyoruz.
Yaz mevsiminde "üzerimize dolu yağacak" korkusuyla geçiriyoruz günleri.
Bizlere mail atıyor tabiat ana.
"Suyunuz ısındı" diye.
***
Varsa yoksa Google öyle mi?
Baharda toprağın sevincini en son ne zaman gördünüz?
Ateşböcekleri nerede?
Ayçiçekleri bile güneşe dönmüyor artık.
Gölgesine uzanacağınız kaç ağaç kaldı gösterin?
Yakında bütün bitkiler ayaklanacak bizlere karşı.
Ne yani insanda kaybolan vicdan tabiatta mı kalacak?
Doludan korunmak için yaz gününde otomobillerinin üzerini kilimle örtenleri gördüm.
"Bunlar fragmanlarım!" diyor tabiat ana.
"Gelecek zamanda çöllerin sıcak tülünü de boynunuza saracağım!" diye.
***
Hayat fast food, hayat plastik.
Doğanın derisini yüzerek, dünyanın dengesini bozarak nereye?
Teknolojik denizlerde kürek çekmeye mi?
Bulutlardan daha görkemli gökyüzü ressamı var mı?
Tabiat ananın gözleri dolduğu zaman seller götürüyorsa.
Tabiat ananın kafası attığı zaman yer yerinden oynuyorsa.
"Bize bir şey olmaz" diyenler dünyasında, haziran ayında boşuna dolu korkusu yaşatmıyor tabiat ana.
"Otomobillerinizi düşündüğünüz kadar çocuklarınızı düşünseydiniz bu dünya başka olurdu!" diye.
***
Naklen yaşıyoruz!
Nakden yaşayanlar için bunun hükmü olmayabilir ama tabiat ananın ruhani uyarıları sona gelmiştir.
Hayat bazen geç kalmaktır.
Son ölü balık kıyıya vurduğunda.
Son bitki tanesi kuruduğunda.
Son köpek yavrusunun dört ayağı birden kesildiğinde, hayatla bağlarımızın kesildiğinin de farkına varacağız ama.
Geçmiş ola.
***
O yüzden tabiat ananın son mesajı biraz ıslak!
"Beni gırtlağıma kadar pislikle dolduruyor, ardından üç beş pet şişe toplayıp 'geri dönüşüm' diye yaygara koparıyorsunuz ya.
Bu da benim sizlere geri dönüşüm!"
***
Dolu korkusundaki özründe bile incelik var!
"O kadar mühim konularınızın arasına girdiğim ve uykunuzu böldüğüm için kusuruma bakmayın.
Sizlere iyi seyirler tatlı masallar!"

ŞEYTANIN ELİ!
Sizin bir yakınınız kayboldu mu hiç?
Uçsuz bucaksız bir boşluğuna daldınız mı?
Çaresizliğin çağrıları yankılandı mı içinizde?
Çocukları kaçıranlar bu dramatik filmi izlerken insanlıktan zerre kadar nasiplerini alıyor mu?
Şerefsizliğin bile kendince bir şerefi vardır da, çocuk kaçıran şerefsizler her sabah şeytanın elini öpmekten utanmıyor mu?
İnanın utanmıyor!

MUTLULUK TAKVİMİ
İlginç bir omlet yap.
Çocuklara bağcıksız ayakkabı al.
Evine çiçek götür.
Gönüllü kan ver.

Kazanmak için geç
Unutmak için erken
İnsan tutamıyor kendini
Delice severken

Benim gözüm senden yaşlı
Senin kalbin benden kırık
Başka başka sevdalarda
Vurdu bizi bu ayrılık

Alışarak söndürdük
Biz bu yangını
O büyük sevdanın
Külleri kalmış
Adını birlikte
Koyduk bu aşkın
Unutmak ölmekti
Ölmedik bak yalanmış

Hakkı YALÇIN