EFSANEDEN İBARET...
Tamamen sağlıklı beslenmek günümüzde efsaneden ibarettir. Ancak çok az kişi böyle bir efsane diyeti başarı ile sürdürebilir.
İşlenmiş şeker, beyaz un, mısır şurubu, tatlılar, alkollü içecekler, konserve ürünler ve fast-food gıdalar ne kadar çok tüketilirse o kadar fazla vitamin ve mineral eksikliği ortaya çıkar.
GÜYA 'ZENGİN'
İşlenmiş gıdalar tüm besin değerini kaybeder. Şeker, ekmek, makarna ve pirinç bunlar arasında en çok tüketilenlerdir. Gıdaların işlenmesi ile yüzlerce besin maddesi ortadan kalkar. Bu yok olan besin maddelerinin yerine 3-5 tanesi daha sonra eklenerek ambalajlarla güya 'zenginleştirilmiş' olarak etiketlendirilir.
'Zenginleştirilmiş' demek daha önce erken hasat, işleme, saklama ve diğer nedenlerle kaybolmuş olan vitamin ve minerallerin yerine bir takım vitaminminerallerin ilave edilmesidir.
Tam buğday rafine edildiğinde, içindeki lif, mineral, vitamin, fitobesin, antioksidan, antikanserojen besinler ortadan kalkar.
Kural; doğal, taze, yerel, zamanında, bozulmamış, organik, temiz bitkisel besinleri tüketmektir. Sık sık restoranlarda ve dışarıda yemek yemek de aynı şekilde vitamin ve mineral eksikliğine yol açar. Restoranlarda dondurulmuş ve konserve yiyecekler yeniden ısıtılır ve sürekli ısı kaynağı üzerinde bulundurulur.
MİNERAL NEDİR?
Mineraller organik değildirler, cisimlerden oluşurlar. Vitamin ve mineraller enerji sağlamazlar, enerjinin ortaya çıkmasına yardımcı olurlar, metabolizma süreçlerinde önemli roller alırlar. Vitamin ve mineraller vücudun yapı taşları değillerdir. Hücre büyümesi ve dokuların yenilenmesinde yer alırlar. Doğru ve yeterli oranlarda alındıklarında yaşlanma sürecini yavaşlatırlar, hastalıklara karşı vücudu korurlar. Hem kronik hastalıklar hem de akut enfeksiyon hastalıklarına karşı etkilidirler.