Anayasa Mahkemesi’nden kritik zamanaşımı kararı

Anayasa Mahkemesi, özellikle tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat davalarında çok önemli bir karara imza attı. Tapu sicilinin hatalı tutulmasından dolayı zarara uğrayan, tazminat davası ise 10 yıllık süre içinde açılmadığı için reddedilen vatandaş haklı bulundu. Anayasa Mahkemesi, zamanaşımı yönünden davanın reddine karar veren mahkeme kararının ve bu kararı onayan Yargıtay görüşünün isabetli olmadığına hükmetti.

HAK İHLALİNE GİRER
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devletin sorumlu olmasına karşın, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda bunun, sadece 18 Kasım 2009 tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmamış zararlar açısından uygulanabildiğine dikkat çekti. Kiraz, "Anayasa Mahkemesi'nin 25 Temmuz tarihli kararında ise 18 Kasım 2009 tarihinden önce 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olan hatalar açısından, bu tarihten itibaren dava açma imkanı oluştuğundan, bu tarihten itibaren zamanaşımı süresinin hesaplanması gerektiği, aksi takdirde Anayasanın 36'ncı maddesinde öngörülen mahkemeye erişim hakkının ve hak arama özgürlüğünün ihlal edilmiş olacağı belirtildi" dedi.