Müslüman olmak ince rûhlu olmaktır

Hakk'a ve halka yönelik hayat düsturlarını ihtiva eden İslâm Dini'nin halka dönük esaslarının özü, güzel ahlâktır.

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 19 Kasım 2010 Güncelleme 09 Aralık 2010, 14:54
Müslüman olmak ince rûhlu olmaktır

İÇİNDEKİLER

Güzel ahlâkın mü'mine yüklediği ana görev de ince rûhlu olmaktır. İNCE RÛHLU OLMAK NEDİR?
Yaratandan ötürü yaratılana saygı duymak mıdır?
Acımak mıdır? İstemeden vermek midir? Güleç bir yüzle ve tatlı bir çift sözle gönül almaya çalışmak mıdır?
Hediyeleşmek midir? Açığa vurulma şekline bakmaksızın insanları iç duygularına göre değerlendirmek midir? Düşmanların tecavüz eylemlerine karşı ahlâkîliği elden bırakmaksızın gerekeni yapmak mıdır?
Vermeyene vermek, gelmeyene gitmek, intikama güç yetirebilirken bağışlamak mıdır? Evet, nedir ince rûhluluk?
Hiç şüphesiz ince rûhluluk, bu değerlerin ve benzerlerinin bütünüdür. Bu bütünün oluşturduğu rûhi yüceliktir. İnce rûhluluk Allah'a (C.C.) imanın, bütün sözlerimiz, davranışlarımız ve işlerimizden ötürü O'nun huzurunda yargılanacağımıza,Cennet'le armağanlandırılacağımıza veya ceza göreceğimize inancın gereğidir. İnce rûhluluk, Peygamberimiz Hz.
Muhammed (S.A.)'in sözleri ve fiillerine bağlılığın tabiî sonucudur.
Allah'ın Rasulû Hz. Muhammed (S.A.) pek çok hadisleriyle ince rûhluluğa yöneltmiştir. Ancak o yöneltmekle yetinmemiştir. Yaşayarak örnekler vermiştir. Çünkü, o, Yaradanımızın açıklamasına göre "Büyük bir ahlâk çizgisi"üzerinde yaşamıştır.
Onun mübarek hayatından ince rûhluluğu yansıtan fiilî örnekleri, - okuyucularımıza bayram hediyesi olmasıiçin tablolaştırarak gönül duvarlarımıza asmaya çalışacağız.
Peygamberimiz, kendisine sunulan yiyecek ve içeceklerden huzurunda bulunanlara sağdan başlayarak ikram ederdi. Bu durum biliniyordu. Sağında genç bir delikanlı, solunda yaşlı sahabîler bulunduğu bir sırada Allah'ın Rasûlü'ne meşrubat ikram olundu. Hz. Peygamber içti.
Sağındaki gencin gönlünü alarak, ikrama solundaki yaşlılardan başlamayı arzu buyurunca genç delikanlıya dönerek şöyle dedi:
- Senden önce Bu yaşlı amcalarına ikram etmeme müsaade eder misin?
Huzurunda saygı ile duran bir genç sahâbiden müsâade istemek duyarlılığı... İşte budur ince rûhluluk. O'na inanmak ve O'nu izlemek elbet ince rûhlu olmayı gerektirir.
Mekke'nin Fethi günüydü. Hz. Ebu Bekir henüz Müslüman olmamış babası Ebu Kuhafe'yi kucaklayarak Peygamberimizin huzuruna götürdü.
Saçı-sakalı bembeyaz olmuş bu pir-i fâniyi huzurunda görünce duygulanan Allah'ın Resûlu Peygamberimiz şöyle buyurdu:
- Ya Eba Bekir! İhtiyara zahmet vermeseydin, biz onun ayağına giderdik.
Bir sahâbinin gönlünü almak, Yaratandan ötürü kâfir bir yaşlıya, derin bir ilgi duymak ve ayağına gitmeyi içten arzulamak... İşte ince rûhluluk budur. Ona iman ve bağlılık elbet ince rûhlu olmayı gerektirir.
Yahûdiler, Allah'ın Resûlüne geldiler ve ("Esselâmü Aleyke" yerine telâffuz taktiği ile) "Essâmü Aleyke" yani, helâk olasın diyerek sözde selâm verdiler.
Onların sözünü işiten Hz. Âişe:
- Essâmü Aleyküm, siz helak olasınız. Allah'ın lâneti de gadabı da üzerinize olsun, diyerek kükredi.
Allah'ın Resûlü Hz. Aişe'ye şöyle buyurdu:
- Sakin ol ya Aişe! Ölçülü ol. Şiddetten ve sevimsiz sözlerden sakın.
- Ya Resûlallah, söylediklerini duymadın mı?
- Sen de benim söylediğimi duymadın mı? "Ve Aleyküm", söyledikleriniz sizin de üzerinize olsun diyerek bedduâlarını onlara iade ettim ya!"4 Tecavüz eylemlerine karşı bile adâleti gözetmek ve dil zerafetini korumak.İşte ince rûhluluk budur.
Mü'min kadınlardan;muhtemelen Medine romanlarından biri, sevgili Peygamberimize gelerek şöyle der:
- Ya Resûlellah! (Savaşa çıktığımız zaman ben sizin için adakda bulundum; sağ salim olarak dönerseniz) huzurunuzda def çalmayı adadım.
Şimdi ben ne yapayım?
Allah'ın peygamberi ona şöyle buyurdu:
- Adağını yerine getir.
Bir kadın tarafından huzurunda def çalınması gibi düzeysiz olarak değerlendirilip geçiştirilebilecek olan bir arzuyu, sahibini mutlu etmek için onaylamak ve uygulatmak hassasiyeti...
İşte ince rûhluluk budur.
Sözün özü odur ki, dünya ve âhiret saâdetine ermek için Allah'ın Rasûlü Hz.Muhammed'e itâat etmekle mükellef olan mü'min, bu itâatin gereği olarak ince rûhlu olmak mecburiyetindedir.Yazımızı konumuzu bütünleyen bir hadisle bitiriyorum.
Allah'ın Rasulü şöyle buyurur: "Size Cehennemlikleri tanıtayım mı?
Her kaba, hayır yoksunu ve insanları küçümser kişi Cehennemliktir."


* * *
SORULARINIZ VE CEVAPLARI
* DİNÎ NİKÂH NEDİR? NİKÂHIN DİNÎ OLMASI İÇİN GEREKEN ŞARTLAR NELERDİR?
Dinî nikâh, İslâm Dini'nin evlilikle ilgili kurallarının uygulandığı nikâhtır.Bu kuralları şöylece özetleyebiliriz.
1- Taraflar özgür iradeleriyle evlilik karar almalıdır.
2- Şiddet kullanarak veya çok yönlü baskı uygulayarak gerçekleştirilecek evlilikler geçersizdir.Peygamberimiz,babaları tarafından baskı kurularak evlendirilen ve şikayetlerini kendisine ileten dul ve bakire kadınların nikâhlarını geçersiz saymıştır.
3- Nikâha ilişkin bir engel olup olmadığını belirlemek için kadının ana-babası gibi velileri tarafından,velisi olmayanlar için de kamu yönetimi aracılığıyla denetim yapılmalıdır. Denetilecek başlıca konular şunlardır:
Taraflardan birinin Allah'a ortak koşar olup olmadığı,süt akrabalığının var olup olmadığı,baskı yapılıp yapılmadığı,ilişkiye engel olucu bir kusurun veya hastalığın bulunup bulunmadığı ve taraflardan birinin zinacı olup olmadığı. Bütün bunlar araştırmalıdır.
Örneğin süt kardeşler evlenemezler.
Tövbe edip zinadan korunduklarını kanıtlanmadıkça, taraflardan birinin zinacı olduğu evlilik geçersizdir. Tarafların , özellikle erkeğin müşrik /modern putperest olduğu evlilik gerçekleştirilemez. (Müşrik Allah'a inandığı halde, Onun emirleri ve yasaklarıyla insan hayatına egemen olmasına karşı çıkan, Allah'ın yanı sıra aklı/bilimi putlaştırarak ilahlaştıran insandır.) 4- Nikâh alenî olmalı,çevreye duyurulmalı, en az iki şahitle belgelenmelidir.
5- Kadının bizzat kendisinin alacağı, ön tazminat olarak nitelenilecek mehir taraflarca, fakat kadının onaylayacağı şekilde belirlenmelidir. Boşanma halinde, kadın lehine yargı kararlı boşanma tazmınatı da kabül edilmelidir.
6- Erkek doğrudan, kadın da yargı aracılığıyla boşanma hakkına sahip olmalıdır.
7- Evlikle ilgili bütün bu işlemleri kayda alacak, baş vuru veya ölüm halinde hakları sağlayacak ve sonuçlandıracak Kamu Otoritesi / Devlet Güvencesi bulunmalıdır.
Örneğin kadının mehirinin veya nafakasının verilmemesi, terkedilmesi, anal ilişkiye zorlanması,sadizm uygulanması ,boşanma isteğinin kocası tarafından geri çevrilmesi, boşanma tazminatının veya miras hakkının verilmemesi durumunda baş vuracağı sivil ,yarı resmî veya resmî Yetkili Kurumlar olmalıdır.
Bütün bu şartlar, Rabbimizin Kur'ânî buyrukları ve Peygamberimizin uygulamaları ile belirlenmiştir.Bu sebeple mehrin gerekliliği, süt akrabalığı ve müşrik erkeklerle evlilik engeli gibi şartların inkârı kâfirliğe kadar götürebilir. Yukarıda açıklanan şartları taşımayan nikah akdi, camilerde ve müftülükler de yapılsa dinî nikâh niteliğini taşımaz Ülkemiz müslümanlarının yukarıda açıklanan şartlar içinde nikahlarının Devlet Güvencesi altına alınması yolundaki taleplerini demokratik yöntemlerle ilgili kişi ve kurumlara iletmeleri görevleridir.Çünkü günümüzde kıyılan resmi nikâhlar özü ve şekil şartları yönünden eksiktir.İnsanlarımız mağdur edilmektedir.
Osmanlı Devletinin gayr-I müslim azınlıklara tanıdığı Ahval-I şahsiyyeyi/ evlenme,boşanma ve mirasa ilişkin medeni hakları tanımayan bir devlet demokratik taleplere duyarlı,hukukun üstünlüğüne inançlı bir Hukuk Devleti olamaz.
Biz görevimizi yerine getirmiş olmak için yöneltilen soruya verdiğimiz
cevabımızı, kamu oyuna duyuruyoruz.