ÖZAL'A AĞLADIM
Demirağ, "Perde kalkarsa kıyamet kopar. Tanrının huzuruna çıkmadan perde kalkmaz, bu sırları ailemle bile paylaşmadım, yazdığım kitabın içinde var bu sırlar ama sadece arif olan anlar, benim sırlarıma da kimsenin aklı ermez. Ateş eden bendim. Bundan ötesi benimle mezara gider. Bundan sonrası sır" dedi. Demirağ, Özal'ın zehirlendiği iddialarına ilişkin olarak ise "Bence Özal'a ne olduğunu Semra Hanım'a sormalı. Semra Hanım, onun en yakınındaki isim. Eğer zehirlendiyse, aynı yemekten yiyen Semra Özal'ın da zehirlenmesi gerekirdi. Semra Özal ve Ahmet Özal, Turgut Özal'a benim verdiğimden daha büyük zararlar verdiler. Ben parmağını yaraladım. Onlar, mirasına ihanet ediyor. Ahmet Özal'ın sözünü ettiği Sabri Yirmibeşoğlu'nu tanımıyorum. Adını televizyonlardan duydum. Bir de özel harpçı olduğunu biliyorum" ifadesini kullandı. Ahmet Özal'ın iddialarının ardından başlatılan soruşturmaları da değerlendiren Demirağ, savcılar çağırsa bile ifade vermeyeceğini söyledi ve sırların kendisiyle mezara gideceğini yineledi. Demirağ, "Beni hiçbir güç konuşturamaz. Ve konuşmayacağım. Şimdiki aklım olsa değil Özal'a suikast düzenlemek yanından bile geçmezdim. Özal suikastını mezara gömdüm. Kitabımda da suikastı yazdım. Ama çok ayrıntıya girmedim. Çünkü, suikastı ben nasıl yaptım çözemiyorum. Turgut Özal'ın ölmesine çok üzüldüm. Günlerce ağladım" şeklinde konuştu.
ZAMAN KAYBI YOK
Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Aslan Güner, Ahmet Özal'ın "Babam öldüğünde yanında başyaveri Aslan Güner vardı. Ondan randevu istedim ama 17 yıldır cevap gelmedi. Köşk'te daimi olarak bir doktor ve ambulans bulunur. O gün İkisi de yok. Arabayla götürüyorlar. Önce GATA'ya, sonra birileri yol ve güzergah değiştirerek Hacettepe'ye götürüyor. Yolda yarım saat kaybediyorlar" söz-lerine yanıt verdi.
SORUMLU DEĞİLİM
Güner, "Sayın Özal'ın hastaneye götürülmesi dışında vefatla ilgili özel bir bilgiye sahip değilim" dedi. Güner, "Köşk mevzuatı gereği, Cumhurbaşkanı'nın sağlık hizmetiyle ilgili sorumluluk Baş yaver'de değil, Genel Sekreterlik İdari Yardımcılığı'n dadır. Olay olduğunda Özal, Köşk'ün envanterindeki ambulans ve korumalar eşliğinde hastaneye götürülmüştür. Özal, doğrudan Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nin acil kısmına götürülmüştür. GATA'ya götürülerek zaman kaybedildiği iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Olayın ilk anında Özal'ın yanına eşi hanım efendi, daha sonrasında da önce hizmetliler ve korumalar gelmiştir" diye konuştu.