CİNLER GELECEKTEN HABER VEREBELİR Mİ?
Saniyede dünyayı 90 kere dolaşabilirler. Eskiden geleceği bilebilirlermiş. Çünkü eskiden biri Almanya'dan yola çıktığında 2 ay sonra gelirmiş Türkiye'ye. Kişi cin ile irtibata geçtiğinde ona bir başka kişinin ne zaman geleceğini sorduğu zaman doğruya yakın haber alabilirmiş. Ancak günü-müzde haber-leşme de saniyelik bir olay oldu. Cinlere güven olmaz. Onlar da insanlar gibidir. Yani şakacısı, yalancısı, sahtekarı vardır. Dürüst olanları da vardır tabi, ama bunu bilemeyiz. Sorduğumuz bir soruya doğru mu yanlış mı yanıt verdiler bilemeyiz. Cinler de aynı bizler gibi hayatı tadar ve her canlı gibi ölürler. Bizlerin ömrü en uzun 130 yıl ise onlarınki de sadece 160'tır... Allah, her yarattığına bir ruh vermiştir. Cinlerin de ruhu vardır. Öldüklerinde ruhları ahrete gider. Onlar da cennet ya da cehenneme giderler.
CEHENNEMDE YANACAKLAR MI
Dünyada olduğu gibi cinler cennet veya cehennemde de insanlarla birlikte yaşar. Tabi farklı bir boyutta yaratıldıkları için biz çoğu kez onları fark etmeyiz bile. İnsanoğlu gibi cin de orada sonsuza dek kalıcıdır. Mensup oldukları dine, işledikleri hatalara veya sevaplara göre cinler de ödüllendirilir ya da cezalandırılır.
Dünyada yaptıklarının hesabını mutlaka verir. Ancak insanoğlu cehennemde ateşle ceza görürken cinlerde tam tersi bir yöntem uygulanır. Ateşten yaratıldıkları için onlara ateşin bir zararı dokunmaz. Bu yüzden suyla cezalandırılırlar. Cinler sudan nefret eder. O yüzden cehenneme atılan cinlere su serpilerek ceza verilecektir.
YAŞANMIŞ HİKAYELER
Onyedi yaşındaydım. Annemin amcasının kızını her gece cinler döverdi. Bir gece o, ablası, arkadaşı ve nişanlısı epey geç saate kadar oturduk. Gece 2'de cin çağırmayı önerdim. 'KIKI7 adlı kibrit cininid uymuşsunuzdur. 4 kibrit çöpü aldık ve çağırdık dualarla. Sorular soruyorduk, kibritler de sağa sola hareketle cevap veriyordu. Ben zırvalamaya başlamıştım. Cin ile dalga geçiyordum. Yanımdakiler korkmuşlardı. Bir müddet sonra ışık kendiliğinden kapandı. Mutfak dolabı zangır zangır titremeye ve tabaklar yere dökülmeye başladı. Hepimiz korkudan sapsarı olmuştuk. Birden TV açıldı. Yabancı kanallar fişek gibi açılıp kapanıyordu. Biz binbir dua okuyarak cini göndermeye çalışıyorduk. Sabah ezanı okununcaya kadar gitmedi. Ertesi gece de evdekileri çok sıkıştırmışlar ve acayip konuşmuşlar.
