Tarihi 20 Ocak 2017

CHP’nin tutumu kime kaybettiriyor?

Meclis'teki Cumhurbaşkanlığı Sistemi oylamasının ikinci turu yapılıyor. Maddeler bir kez daha teker teker oylanıyor. Bu aşama da bittikten sonra paketin bütünü de ikinci kez oylanacak ve sistem değişikliğini içeren anayasa değişikliği milli iradeye sunulacak.
CHP ikinci tur oylamalarda da ilk turda olduğu gibi oylamayı engellemek için yapmadığını bırakmıyor. Mobil cihazlar ile oy veren vekilleri çekmekten, kabin işgaline, oyların atıldığı kupaları devirmekten vekil ısırmaya kadar çeşitli taktikleri deniyor.
İşin garibi engelleme ile elde edebilecekleri bir şey de gözükmüyor.
Paket kabul için gerekli olan 330 sınırını zar zor geçse kavga gürültü ile bir şekilde 1-2 tane oya etki edip paketi delmeyi planlayabilirler.
Ama öyle bir durum yok. Maddeler peş peşe oylanıyor ve hepsi 330 sınırını rahat rahat geçiyor.
Peki CHP kazanma şansı olmayan bu gerilim oyununu neden oynuyor?
Amacı ne?
Bir amacı yok çünkü Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP herhangi bir siyasi amaç güderek hareket etmeyi bırakalı çok oldu. CHP ne toplumu ne de siyaseti okuyabiliyor, karşıtlığın en basit ve keskin formunu siyaset yapmak zannediyor. İşin garibi bu tutum CHP'nin oy kaybetmesine de neden olmuyor. Çünkü CHP seçmeni de karşıtlıktan, asılsız korkulardan ve düşmanlıktan besleniyor.
Kimileri CHP'nin bu tutumunun Türkiye'ye kaybettirdiği düşüncesinde.
Demelerine göre ana muhalefet partisinin akılcı bir muhalefet yapmaktan aciz olması ülkede demokrasinin kalitesini düşürüyormuş.
Boş laf!
Evet demokrasiler için muhalefet vazgeçilmezdir ve CHP bu işlevi yerine getiremiyor. Ama muhalefet meclisteki ana muhalefet partisinden ibaret değil.
MHP nasıl akılcı muhalefet yapılacağını ve akılcı muhalefetin iktidara nasıl katkı sağlayacağını gösterdi.
Dolayısıyla Türkiye'de demokrasinin ve siyasetin kalitesi için çok şükür CHP'ye muhtaç değiliz. Muhalefet işlevi MHP tarafından yerine getirildiği için CHP'nin tutumu Türkiye'ye kaybettirmiyor.
Türkiye kaybettirmiyor, CHP oy kaybetmiyor peki bu gerilim taktiğinin, sokağa davetin, teröre destek olma politikasının kaybedeni kim? Bu kadar hatalı hamle bir yerlerde birileri için fatura çıkartmıyor mu?
Tabii ki çıkartıyor ve faturanın adresi Kemal Kılıçdaroğlu. Öyle gözüküyor ki Cumhurbaşkanlığı Sistemi meclis ve milli irade tarafından onaylanıp yürürlüğe girdiğinde sadece yönetim sistemimiz değil ana muhalefet partisinin genel başkanı da değişecek. CHP içerisinde Kemalistleri, ulusalcıları, sosyal demokrat olmak iddiasında olanları, mezhepçi radikalleri, etnik milliyetçileri, bürokratları ve büyük sermayeyi barındıran bir koalisyon. Baykal'ın döneminde bu koalisyonun Atatürkçü, bürokrat ve büyük sermayeden gelen üyeleri ön plana çıkmıştı. Daha düşük profilli olan Kılıçdaroğlu döneminde parti sabah erken kalkıp açıklama yapanın elinde kaldı. Etnik milliyetçiler, mezhepçi Aleviler, açıkça terörü destekleyecek kadar radikalleşenler saldırgan tutumları ile partiyi domine ettiler. Kılıçdaroğlu partiyi yönetemediği için parti içi demokrasi bahanesinin arkasına sığınarak parti içi kaosu seyretmekle yetindi.
Şimdi ise yolun sonuna geldiğini gördükçe daha fazla gerilim, kavga ve kaos çıkartarak koltuğunu korumayı umuyor. Ancak başarılı olması çok zor. Ok yaydan, parti kontrolden çıktı bir kere. İnşallah CHP'deki liderlik değişimi Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı Baykal'ın elinden aldığı usul ile değil de siyasetin olağan akışı içerisinde gerçekleşir.