Ulaş ÖZDEMİR

ULAŞ ÖZDEMİR

ulasugras@gmail.com
Tarihi 12 Ocak 2014

Tescilli şikeyi 'yeniden' yargılamak!

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Özel Yetkili Mahkemelerde görülen bütün davaları kapsayan 'yeniden yargılama' hamlesinin ardından Fenerbahçe ayağa kalkmış. "Bizi de yeniden yargılayın" diyorlar. Bununla da kalmıyorlar.
Yargıtay'a başvurup, "Kararı açıklamayın" baskısı yapıyorlar.
İyi de neden?
Şike Davası'nda hak ihlali yok ki! O davada 'kurgu' yok ki! Aksine kabulleniş var, itiraflar var, hatta suçu kesinleşenler var. Yani bir daha aynı suçları işlemeyeceklerine dair 5 yıl denetimi serbestlik altında tutulacaklar. Ve bu kişiler bu yüzden Yargıtay'a itiraz edemediler.

PEKİ KİM BU İSİMLER!
Mehmet Şekip Mosturoğlu (örgüt), Alaeddin Yıldırım (örgüt), Sami Dinç (örgüt- rüşvet), Tamer Yelkovan (örgüt), Cemil Turhan (örgüt), Yusuf Turanlı (örgüt), Ahmet Çelebi (örgüt), Abdullah Başak (örgüt), Ali Kıratlı (örgüt), Doğan Ercan (örgüt), İlhan Yüksek Ekşioğlu (örgüt), Fatih Akbaba (şike), Mehmet Yenice (şike), Yavuz Ağırgöl (şike), Samet Güzel (şike), Şükrü Ongan (şike), Ümit Aydın (şike) ve Talat Emre Koçak (rüşvet).
Ya itiraflar!
Mehmet Şekip Mosturoğlu'nun Karabük maçından önce Emenike ile ön sözleşme imzaladıklarını itiraf etmesi. İbrahim Akın'ın, Fenerbahçe'ye gol atmaması karşılığında kendisine 100 bin lira teklif edildiğini itiraf etmesi. İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun Bursa'daki taş ocağını işçisinin Sercan olduğunu itiraf etmesi. Sanıkların yakalanmamak amacıyla aralarında CEO, 1 numara, tarla, inşaat işçisi, ekin, dikiş gibi şifrelerle konuşmaları.
Aziz Yıldırım'a başkalarının kimliğiyle alınan 'patates hatlar.'

'BENİM DEĞİL' DEMEDİLER!
Peki ya tapeler! Mahkemede sanıklara bütün tapeler sesli olarak dinletildi. Hiçbirisi "bu kayıtlar bana ait değil" demedi. Çapraz sorgularda ise "gitmedim" dedikleri, "orada değildim" dedikleri yerlerin yer tespit tutanakları gösterildiğinde, "Aaa evet şimdi hatırladım, oradaymışım, gitmişim" itirafları geldi. Dönemin federasyon başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın, Fenerbahçe'yi küme düşürmemek için yaptığı hamleleri milyonların gözünün içine bakarak ifşa etmesi. Dönemin Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman'a, "Yöneticileriniz şike yaptı" demesi.
Ardından bütün federasyonun kurullar dâhil baştan aşağı yenilenmesi. Yasaların, talimatların bir gecede değiştirilmesi. Buna rağmen TFF Tahkim'in Fenerbahçeli bazı yöneticilere ve futbolculara ceza vermesi. UEFA'nın Avrupa'dan men etmesi. CAS'ın onaması.
Daha anlatalım mı? Hem yeniden yargılansanız ne olacak? İtiraflarınız, itiraz etmediğiniz aksine kabullendiğiniz tapelere, belgelere bu kez, "baskı altında kabul ettik, düzmece" mi diyeceksiniz? Bakınız, dünyanın bütün mahkemelerinde yargılansanız dahi, şikeyi kapatamazsınız.
Bu davayı bilmeyenleri kandırabilirsiniz.
Ama bizi kandıramazsınız. Dünya âlem, Fenerbahçeli yöneticilerin 2010-2011 sezonunda şike yaptığını, Trabzonspor'un hakkı olan şampiyonluğu ellerinden aldığını biliyor. Hem siz değil miydiniz, "Ben şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım" diyen ve bunlarla elbirliğiyle övünen!
Dostoyevski'nin "Yeraltından Notlar" kitabındaki bir paragraf aslında bu anlattıklarımıza çok güzel uyuyor. Şöyle diyor: "Siz hiç hastalıklarıyla övünen, hele bunlarla gösteriş yapmaya kalkışan birini gördünüz mü? Ben gördüm. İlletleriyle pekâlâ övünüyorlar." İşte bu patolojik bir vakadır. Derdim de budur. Kalın sağlıcakla…