Bir piramit düşünün, en üstte yani sivri olan yerde
Gomez var. Bir alt katta
Sosa ve
Oğuzhan, onların da altında
Atiba ve
Quaresma oturmuş durumda. Piramidi tam ters çevirin yani sivri ucunun üstüne doğru oturtun.
Beşiktaş işte tam da böyle bir takım.
Gomez'in üstüne oturan ve diğer saydıklarımla beraber ayakta duran bir takım... Ters piramit çok estetik, zarif duruyor ama bir o kadar da tedirginlik verici. Çünkü bir darbede sallanıyor. Çare, mümkün olduğunca sivri ucu zemine çakmakta yani öncelikle
Gomez'in atmasında. Öncelik sırasına göre saydığım diğer oyuncular da kazığa vuran şahmerdan gibi, biraz daha dibe, dibe... Geri pas yasağından sonra kaleciliğin temel formasyonları arasına elden sonra, güçlü ve isabetli vuruş yapan ayaklara sahip olmak da girdi. Zorunlu hallerde kaleciye geri pas vermekten bile -haklı olarak- korkan bir defans ve top kendi kalesine yaklaşınca yüreği sıkışan bir seyirci. Top kendi kalesine yaklaşınca
Gomez ile
Sosa ve arkadaşları sürekli olarak sadece yenilenden değil, yenmesi muhtemel olanlardan da daha fazla gol atmak zorunda. Böylesine bir yükü
Barcelona bile o muhteşem forvetine rağmen sürekli taşıyamıyor. Ne çare ki durum bu ve neyse ki kaldı son üç basamak. En az iki fark olmadığı sürece ne takım, ne hoca ne de seyirci rahat.
Beşiktaş'ta ileri ve geri vitesler var ama boşa almak yok çünkü...
Kayseri, tıpkı
Rize ve
Antep gibi lig ilerdikçe kötü sonuçlar alan bir takım. Ligin bitiyor olması en büyük şansları.
MAÇIN EN iYiSi GOMEZ
Kaçırdığı penaltı sefası olsun.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ MARCELO
Oyuna katılmıyor ve adam kaçırıyor.