SÜRÜLDÜK EY HALKIM
Çok kez tutuklandım. Beni tımarhaneye tıkmak istediler, çok yoğun baskılar nedeniyle İstanbul'a gitmek zorunda kaldım. 6 yıl görevimden açığa alındım. Mahkemem 6 yıl boyunca devam etti. Tekrar görevime döndükten sonrada bu kez Kayseri'ye sürüldüm. Şiirlerim suçlu bulunuyordu fakat ben o suçu işlemeye devam ettim. Mesela dedim ki:
Çilelerle, tükenmeyen sefalet
Yıllar yılı başımızda taç bizim
Vicdansızlar kanun çiğner maharet
Gerçekleri söylememiz suç bizim."
Halk ozanı hiçbir zaman herhangi bir menfaat düşünmeden toplumun yanında olan kişidir. Nasıl ki zoraki şair olunamazsa zoraki halk ozanı da olunamaz. Halk ozanlığı apayrı bir yapıdır. Halk ozanlığı özgün bir yapıdır. Ozan yetişmesiyle, eğitimi, etkilenmeleriyle eserlerini ortaya koyar.ümanizmayı, kardeşliği, dostluğu, eşitliği şiirlerinde işlemiş bir Yunus Emre, haksızlıklara karşı direnebilen bir Pir Sultan Abdal, güzellikleri şiirlerinde işleyen bir Karacaoğlan değerli isimlerdir. Onların şiirlerinde yoğun insan severlik ince bir duyarlılık vardır. Bunlara daha birçoklarını eklemek mümkün, Aşık Veysel zaten benim hocamdır. Yöneticilere dalkavukluk yapan birisi değildir. Halk ozanı adında da olduğu gibi halkın yanında olan kişidir. Halkın sorunlarını düşünüşünü, duygularını, sevgilerini yansıtır şiirlerinde. Halk ozanları gerçeklerin peşinde, aksaklıkları, baskıları haykıran, insanları, yöneticileri uyaran insanlardır. Nasıl ki halk yokluk-yoksulluk içindeyse ozan da o yokluk ve yoksulluğu görebilendir. Ozan, halkın di1ine tercüman olarak sorunları yansıtmalıdır. Halk ozanının büyük cesareti olmalıdır. O korkmadan haykırabilmelidir, haksızlıklar karşısında gerçekleri." İşte böyle bir adamdı Aşık Yener. Adam gibi adamdı yani. Elbette ki türküleri, sözleri nesilden nesle, dilden dile geçecek, söylenecek ve unutulmayacak Aşık Yener. Çünkü türkünün gücü zalimi de, vefasızı da, hoyratı da yener..