Tarihi 25 Ocak 2013

3 saat süren tarih katliamı

Salı günü eve akşamüstü geldim...
Sonra Nagehan CNN Türk'teki programına gitmek için evden çıktı...
Akşam haberlerini seyredeyim diye TV başına oturdum, Yorucu bir gündü, koltukta sızmışım...
Sonra kedimiz Lokum'un kucağıma gelmesi ve oyunlar yapmasıyla uyandım...
Tam bizim Lokum'u sevecekken bir de baktım oturduğumuz evin tam karşı yakasından alevler geliyor.
Heyecanlandım...
Hemen dürbünü aldım, camı açıp baktım ve evet alevleri gördüğüm an aklıma gelen şey gerçekleşiyordu...
142 yıllık tarihi yapı, şimdi Galatasaray Üniversitesi olan, ama aslen 1870'lerde Feriye Sarayları'nın bir kısmı olan o güzel eser cayır cayır yanıyordu...
Çırağan ve Dolmabahçe Sarayları Osmanlı Hanedanı için yapılıp da yetmeyince, bu iki saraya ek olarak yapılan tarihi saraydı orası. Bugün ise Galatasaray Üniversitesi binası olarak biliniyordu. Çatısı alev almıştı...
Hemen Nagehan'ı aradım saat 19.20 idi...
Nagehan'ı ararken bir yandan da haber kanallarını geziyordum.
Hiçbiri daha bu haberi öğrenmemişti yada henüz yayına vermemişlerdi...
Nagehan da telaşlandı. Hemen CNN Türk ekibine haber verdi...
Ben bizim evden yangını fark ettiğimde daha hiçbir itfaiye aracı orada yoktu...
Göz göre göre 142 yıllık bir tarihi yapı yanıyordu...
Arayabildiğim her yeri aradım. Ama zaten ekipler oraya hareket etmişti...
Sonrası çok büyük hüzün...
3 saat boyunca dürbünle izledim yangını adım adım...
Feriye Sarayları'nın tarihini düşündüm... Açıkçası en çok da yangın yayılır da Çırağan Sarayı'na sıçrar diye korktum...
Böyle bir şey İstanbul için büyük felaket olurdu...
Feriye Sarayları'nın yani Galatasaray Üniversitesi'nin hemen yanında bugün Denizcilik Okulu olarak kullanılan Çırağan Sarayları`nın ek binalarından biri vardı. Onun yanında da Çırağan Sarayları...
Arkasında koruluk...
Ve koruluğun devamı Yıldız Parkı'na uzanıyordu...
Yani o bölge tarihsel anlamda Çırağan Sarayları ve Feriye Sarayları'ndan müteşekkil çok güzel bir bölgeydi...
Yangın dakika dakika artıyordu...
Alimallah bir yandan Çırağan'a bir yandan Yıldız Parkı'na uzanabilirdi...
Ve bu kadar olay olurken yangın ancak 3-4 saatte söndürülebildi...
Çaresizce o kadar saat yangının kontrol altına alınamayışını seyrettim...
İstanbul tutkunu bir insan olarak benim de yüreğim yandı. Ciğerim parçalandı...
En güzel ve leziz İstanbul manzarasını bulabilmek için Karaköy'den Sarıyer'e, Beykoz'dan Üsküdar'a iki ay kesintisiz her gün Boğaziçi'ni gezmiş, dolaşmış, aramış, taramıştım...
Şimdi özenle bulduğum, oturduğum ev bana cehennem azabı manzarası yaşatıyordu...
Çünkü bu katliama saniye saniye tanık olmak zorundaydım... Çok ızdırap vericiydi...
"İstanbul İtfaiye Daire Başkanlığı, bir yıl evvelden uyarmıştı" diyorlar ama şu an ne dense boş...
Gitti canım Feriye Sarayları... Bu saraylar hepimizin...
Orada sırf Galatasaray yazısı var diye sosyal medyada göbek atanlar ruh hastasıdır...
Olayın Galatasaray taraftarlığıyla falan hiç ilgisi yoktur...
Orası her şeyden önce bir devlet üniversitesidir...
Fenerbahçe ve Beşiktaşlısı da orda okumaktadır, çalışmaktadır...
Restorasyon hemen başlayacak...
Galatasaray camiası bu işe sahip çıktı bile...
Başkan Ünal Aysal aslına uygun restorasyon için gereken parayı toplamakta zorlanmaz...
Galatasaray camiasına rağmen kimse orayı başka amaçla yeni bir bina da yapamaz...
Ama giden de bir daha kolay kolay geri gelmez...
İstanbul kadar güzel şehir dünyada yok...
Ama İstanbul kadar tecavüze uğramış ve hala da uğramakta olan bir şehir de herhalde dünyada yok...