Nihat Hatipoğlu

NİHAT HATİPOĞLU

Tarihi 31 Mart 2017

İdareci kardeşlerime hatırlatmalar

Dünyanın en zor işi insanlarla ilgili problemleri çözmektir.
Zira insanoğlu nisyan ile maluldür. Hemen unutur.
İyiliğinizi unutur. Hatanızı unutmaz.
Çabuk dışlar, zor affeder.
İdarecilerin insanlarla ilişkilerini düzenlerken çok hassas davranmaları gerekiyor. Zira zor kazandığı sempatiyi veya teşekkürü çabuk yitirebilir. İnsanoğlu maalesef böyle. İdareci kardeşlerimizle bugün hasbıhalde bulunalım. Bu tasnife işveren -ticaret erbabı- da dahil olabilir.
1- İnsanı ya ihsana alıştırmayın veya alıştırmışsanız ihsanı hemen kesmeyin. İhsanı azaltın.
Dengeleyin. Ama bir anda kesmeyin. Yoksa ihsanda (taltifte) bulunduklarınız yarın şiddetli birer hasım kesilirler.
2- Sürekli size kendini empoze etmek isteyen ve sizin gözünüzü boyarken iş yaptığını ihsas ettiren ve ama samimi bulmadığınız kişilere karşı dikkatli olunuz.
3- İşyerinizde, köşede unutulmuş fazilet erbabını bulup çıkarın.
Onları yetkilendirin.
Sürekli belli insanların etrafında dolaşmayın.
4- Yakın dostlarınızı çok çabuk değiştirmeyin.
Ama zarar veriyor veya samimiyetini yitiriyorsa tereddüt etmeyin.
Allah daha iyisini lütfeder.
5- Bilin ki etrafınızdaki insanların yarısı bulunduğunuz yetkinizi kullanmak için yanınızdadırlar.
Yarın yetkinizi -mevkinizi- bıraktığınızda, emekli olduğunuzda bu ilgi yerini ilgisizliğe bırakacaktır.
6- Bazen size çok yakın olanlarınıza mesafe koyun. Tam da dışlamadan. Mesafe koyun ve davranışlarını kontrol edin.
7- Sizin emriniz altındakilerin size ulaşmasına engel olan kişiler olabilir. Buna müsaade etmeyin ve bunu sorgulayın. Bazen siz farkında olmadan böyle bir engel oluşmuş olabilir.
8- Makamı -yetkisi- küçük olanlara daha toleranslı, yetkisi büyük olana daha seçici davranın.
Zira yetkisi büyük olanın hatası size daha çok zarar verebilir.
9- Emriniz, yetki ve göreviniz altındayken size karşı hatalı bir oluşumun içinde olanlara çok affedici davranmak zarar verebilir. Yani hak edene karşı yetkinizi kullanın. Büyük yanlış yapana acırsanız, yarın acınacak hale gelirsiniz. Bu kuraldır. Yüce Rabbin korudukları hariç.
10- İman etmişseniz ve Allah ile samimi iseniz engin olun. Bilin ki Rab teala mutlaka sizi her darlıktan çıkaracaktır.
11- Güç ve zafer kazandıkça hamd, şükür ve zikrinizi artırın.
Tevazu ve mahfiyetinizi de artırın.
Nasr Suresi, zaferin tövbesini anlatır.
Bilin ki Kur'an-ı Kerim; Bedir ve Huneyn'de düşmana bir avuç kum tanesini savuran ve ama bir avuç kumu bir boraya, fırtınaya dönüştüren Hz. Peygamber'e (s.a.v.) Yüce Allah'ın şöyle seslendiğini aktarıyor: 'Atarken atan sen değildin. Atan Allah'tı.' El Hz. Peygamber'in (s.a.v.) eliydi. Ama mukaddes elden çıkan kumu bir tufana çeviren faili mutlak olan Allah'tı.
12- Sık sık gece ibadeti yapın. Teheccüdü ihmal etmeyin.
Tenhada dua ve yakarış sizin gönül miracınız olmalıdır. Bilin ki Allah (c.c.) safi kalpten gelen sesi meleklere duyurur. Kasvetli bir kalpten gelen sese yürek sesi demez.
13- Zorlanmadıkça, illaki gerekli görmedikçe Kavli leyyin = yumuşak sözden uzaklaşmayın.
Yani tatlı sert olun.
14- Bazen muhataplarınızı şaşırtın. Beklemedikleri hamleler yapın. Tabir caizse, onları teşviş edin. Şaşırtın. Bazen ip koptu dedirtin. Ama kopartmayın.
15- Bazen karşınızdakini veya dostunuzu uzaklaştırın. Beni bıraktı, terk etti, ihmal etti dediği anda biraz yaklaştırın. İdareci iseniz bunu yapmak zorundasınız.
16- Gücünüzü bazen olduğundan fazla hissettirin. Hz. Halid (r.a.) Mute'de, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) Mekke fethinde ordusunu daha fazla göstermek için farklı yöntemler kullandılar.
Karşısındakinin hamlelerini daha o hamle başlamadan akim kıldı. Direnci kırdı.
17- Her idarecinin üst tabakanın yanı başında -bir anlamda gayrı resmi- danışıp fikir alışverişinde olacağı yetkisizler grubu olmalıdır.
Bunlar idare edilenlerin sesi olur. Görmediğinizi size aktarır.
Elinizin ermediğini size fısıldarlar.
Hz. Peygamber'in (s.a.v.) erken dönemde gizlice Müslüman olan Hz. Abbas'ı (r.a.), amcasını Medine'ye bu nedenle aldırmadığı söylenir.
18- Sana hainlik ediyorsa Rabbinle haline bak. Kalbi halin iyi ise, gam yok. Yolunda yürü.
Allah'ın görünmeyen orduları var. Rabbinin ordularını ancak o bilir. O sana yardım edecektir.
Bedir'de görünmez ve sonra da görünür ordularla Efendimize yardım eden haliki mutlak sana da yardımcı olur.
Mümin isen, takva ile bezenmişsen, ihlası kuşanmışsan Allah'a ve Resulüne samimi isen mağlup olsan da galipsin.
Sevr'de sadık dostunun kulağına fısıldayan en sadık yar'in sözünü unutma 'La tahzen innallahe meana' Mahzun olma, korkma Allah bizimle beraberdir.
19- Kur'an'ı ve Hz. Resulullah'ı (s.a.v.), dört halife dönemindeki uygulamaları esas olan mezhep ulemasına ve tasavvuf erbabına itimat ve saygıyı ve bağlılığı ifade eden duruşa ehli sünnet duruşu diyoruz. Hayatın boyunca bu anlayışın en güçlü şekilde yoluna devam etmesine zemin hazırlamalısın.
Yeni yetme tahripkârlar, kulağa tatlı gelen ama zehir kusan, batılı oryantalist, kadim ulemaya hakaret eden ehlisünnet dışı zihniyetin yayılmasına -yetki alanında ve yetki gücünce- müsaade etme. Bu vebale ortak olma.
20- 'Hasbunallahu ve ni'mel vekil' ve 'Tevekkeltu ala'llah' Bize Allah yeter ve o ne güzel vekildir, Allah'a tevekkül edip dayandım' zikirlerini kendine yoldaş edin. Böyle isen bil ki, Allah senin hüsrana uğramana asla müsaade etmeyecektir.
Bu satırlarım önce kendime sonra her kademeden olan her idareci kardeşime bir hatırlatmadır.
Yüce Allah hatırlat buyuruyor.
Zira müminlere hatırlatma fayda sağlar.

BORÇ BENİMDİR
Hz. Peygamber (s.a.v.) sosyal devleti tanımlar mahiyette şöyle buyurdu: 'Ölen kişinin miras olarak bıraktığı mal evlatlarınındır. Ölen kişinin bıraktığı borç ise benim sırtımdadır. (Ödemezse onu ben öderim.)

İMAM MATURİDİ
Özbekistan'ın Semerkant şehri yakınlarında doğdu. İsmini köyünden aldı. Doğumu kesin bilinmemekle beraber 863- 944 arasıdır. İmamı Azam'ın (Ebu Hanife) akaitle -inançla- ilgili görüşlerini disipline etti. Mutezile'ye karşı İmamı Azam'ın 'Fıkhu'l Ekber' kitabındaki fikirleri savundu. Görüşlerinin yayılmasında 'Cüzcani'nin etkisi çok olmuştur. Nesefiler olarak da bilinen üç alim -Ebul Muin Nesefi, Burhaneddin Nesefi, Necmuddin Nesefigörüşlerini yaydı. İbn Himam, Taftazani gibi güçlü alimler, kelam -İslam felsefi de denilebilir- ilminin yayılmasında Maturidi'yi takip ettiler. Ehli sünnetin güçlü savunucularındandı. İmamul-huda- hidayet önderi, kelamcıların lideri lakaplarıyla tanınır.

GÖRÜŞLERİNİN TEMEL DİNAMİĞİ
Maturidi'ye göre hareket noktamız nakil ve akıl olmalıdır. Ona göre 'nakil'den maksat Kur'an ve sünnettir. Yani hadislerdir.
Mutezile'nin akıl ile nakil (Kur'an ve sünnet) çelişirse nakli (Kur'an ve sünnet) bırakıp aklı öne almalarına şiddetle karşıdır. Maturidi akıl ve nakli uzlaştırır. Mutedildir. Tekfirden sakınır.
Maturidi aklın en güçlü ayırıcı aygıt olduğunu söyler. O'na göre Kelime-i Şehadet ve kıbleye dönüş mümin olmayı gerektirir.
Fıkhi bakışı: Fıkıhta Hanefilere tabidir.
Fıkıhta metodolojisi nakil (Kur'an ve sünnet) ve akıldır. Kıyasa önem verir. Rey (Kur'an, sünnet, akıl, kıyas metodunu esas alanlar) ekolünden sayılır.
Fıkıhçıların çoğu gibi onun da görüşleri:
Kur'an, sünnet, hadis, icma, sahabe sözleri, kıyas, fıtrata güzel gelen ilkeler (istihsan) ve Kur'an ve sünnete uygun olmak koşuluyla (veya zıt olmak şartıyla) eski milletlerin şeriatı; temelinde sistemize edilmiştir.
Tefsir anlayışı: Kur'an tefsirinde tefsir kelimesi yerine te'vil kelimesini kullanması manidardır. Ona göre tefsir en doğru ve en sağlıklı görüştür. Kur'an'la ilgili. Bunu söylemek zordu. Çünkü tefsirde her an yanılabiliriz.
Ancak te'vil, ihtimali yaklaşımı işaret ettiği için daha ihtiyatlıdır.
Görüşleri dikte ettirmede Kur'an'ı kullanmayı kabul etmez. Ki bu son derece önemlidir.
Çünkü o, bu bakışlarıyla Kur'an'ı tefsir ederken sünneti sahabe bakışını dışlayan ve - kendi aklını esas alan saptırıcılara en anlamlı cevabı vermiş oluyor. Te'vil kelimesini seçmesi de bu açıdan manidardır. Zira Yüce Allah'ın muradını açıklamada yanılabiliriz kanaatindedir. Ayete ayetle, ayeti hadislerle, lügatle tefsir ederken; esasen hadislere dayalı olan esbabı nüzulu önemser.