Haylice mutlular. İnsanların mutlu olmasından daha güzel ne olabilir ki. O, onların bayramı.
Bizim coğrafyada ise yüzler sönük.
İnsanlar mutsuz. Çocuklar daha hayatla tanışmadan bir kurşuna veya bombaya veya başka bir kaosa kurban gidiyorlar.
Geçen hafta Romanya'daydım.
Büyükelçimizin ve Din Müşavirliği'nin ortaklaşa organizasyonunda orada yaşayan Türk kardeşlerimizle bir araya geldik. Hayli yararlı toplantılar yaptık.
Romanya AB üyesi. Sessiz bir ülke. Bence Türkiye'deki devasa ilerlemeye ulaşması için en azından birkaç yılları var. Ülkemizle bir daha gururlandım.
İslam âlemi ayağındaki prangaları bir atsa, bir silkinse, kan ve gözyaşını şiddeti, kaosu, kavgayı bir dindirse dünyanın gidişatı değişecek.
Müslümanlar kendilerini kontrol etmeliler.
'Nasılsak öyle idare ediliriz.' Arap- İslam coğrafyası artık bir araya gelmeli, vahdeti ve kardeşliği sağlamak zorunda.
Umut verici işaretler var.
Sinmemeliyiz. 'Müslümanlar samimi kardeş olurlar 'ancak'. Bu ayeti işletmeliyiz.
Osmanlı'nın yıkılmasından sonraki eksen kayması bize pahalıya mal oldu.
Toparlanamadık. 600 senelik dünya iktidarını unutup 100 senelik yakın geçmişte birden muhalefete düşmenin şaşkınlığını yaşıyoruz. Bizimle bir hesaplaşma içinde olan batı tam 600 sene sabretti. Biz neden hemen havlu attık?
Gelecek yıllar iyi olacak inşallah. Allah'ın lütfu bu ümmetin üzerindedir. Yeter ki ümmet bunun farkında olsun.
TAKVA ELBİSESİ
Kur'an iç ve dış giysiyi birbirini tamamlayan iki örtü olarak tarif ediyor. Şöyle buyuruyor:
'Ey Adem'in evlatları! Bakın size edep yerlerinizi örteceğiniz giysi, süsleneceğiniz elbise indirdik. Fakat unutmayın ki en güzel elbise takva elbisesidir."(Araf, 26)
Bilindiği gibi kadının örtüsü Nur Suresi'nin 30-31'inci ayetlerinde emredilmiştir. Bu ayet ise olayın farklı bir boyutunu hatırlatıyor. Sizler örtünüyorsunuz. Bu örtüyü erkek veya kadın örtü olarak ediniyor. Kadının ayrı, erkeğin ayrı.
Ancak vücudu örten o örtü kadar önemli olan örtünün ahlakıyla ahlaklanmadır. Takva örtüsü de edinmektir. Dışınızı giysiyle, kalbinizi de takva ile örtün.
HZ. PEYGAMBER'İN (S.A.V.) MÜBAREK SÖZLERİNDEN
Müminin izzeti, insanların eline bakmamasındadır. Korkak tüccar mahrum kalır.Cesur ve çalışkan ise Allah tarafından rızıklanır.
Hevaya (nefse) uymaktan sakının.Çünkü bu, müminin şerefini ve şanını giderir.
Bir Müslüman erkek, hanımına baktığı, hanımı da ona baktığı zaman, Allah Teala her ikisine de rahmet nazarıyla bakar ve bu erkek, hanımının elini tuttuğu zaman her ikisinin de günahları parmaklarının arasından düşer gider. Şüphesiz Allah size, kadınlara karşı hayırlı olmayı emir ve tavsiye eder. Çünkü onlar sizin analarınızdır, kızlarınızdır ve teyzelerinizdir.HZ. AİŞE'NİN ÖVDÜĞÜ HUYLAR
Hz. Aişe şöyle derdi: Güzel ahlak on şeyde bulunur.
Bunlar bazen babada bulunur, çocuğunda olmaz. Bazen çocukta olur babada olmaz.
1- Doğru konuşmak
2- Mertlik
3- İsteyene vermek
4- İyiliğe karşılık vermek
5- Akraba bağını devam ettirmek
6- Emaneti korumak
7- Komşuyu korumak
8- Arkadaşı korumak
9- Misafirine ikram
10- Hepsinin başında ise utanma ve edepli olmak.
Hz. Aişe'nin saydığı bütün bu hususların özelliğinin; ahlak, edep ve insani ilişkilerle ilgili olduğu görülüyor.
DÜNYADA NEDEN FESAT YAYILDI?
"İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada onlara tattıracaktır.) (Rum, 41)
SEN HİDAYET VEREMEZSİN
Kur'an Hz. Peygamber'e hatırlatıyor.
"Peygamberin ve ondan sonra gelecek davetçilerin gayesi uyarıdır" buyuruyor. İman edip etmemek ise bir nimettir.
'Sen dilediğin kimseyi doğru yola eriştiremezsin.
Lakin ancak Allah dilediğini doğruya ulaştırır.' (Kasas, 56) Allah dileyen kulunu bilir ve ona kapıyı açar.
Yoksa Yüce Allah inanacak kulu engeller gibi anlaşılmamalıdır. Kur'an ayetlerini değerlendirirken bir ayetle değil, Kur'an'ın geneliyle bakıp değerlendirmek lazım.
İNSANLAR YAPTIKLARINI DÜNYADA ÇEKER Mİ?
İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinirler. Eğer kendi işledikleri şeyler sebebiyle başlarına bir kötülük gelirse, bir de bakarsın ki ümitsizliğe düşerler. (Rum, 36)
HZ. PEYGAMBER GAYBİ BİLİR Mİ?
O (peygamber) gaybin bilgilerini sizden esirgemez. (Akıl duyularla bilinemeyecek haberleri aktarmakta cimrilik etmez. Aldığı vahyi aynen aktarır.) (Tekvir, 24)
ULU'L EMRE İTAAT NEDİR?
Ayette şöyle buyuruyor: 'Ey iman edenler! Allah'a itaat edin.
Resulüne ve sizden olan ulu'l emre itaat edin. Eğer Allah'a ve ahirete iman ediyorsanız hakkında ihtilafa düştüğünüz meseleyi Allah'a ve Resulüne arz ediniz.' (Nisa, 59) Ayeti Kerime'de Allah'a ve Peygamberine itaat sınırsız ve istisnasız emredilirken ulu'l emre -idarecilere- itaat için 'sizden' cümlesi kullanılır. Sizin gibi iman eden, size benzeyene itaatiniz Allah'a ve Resulüne itaat sayılmaktadır.
İtaatin sınırı ise, Kur'an ve sünnete bağlılıktır.
Sınırsız itaat ise ancak Yüce Allah'a ve O'nun Peygamberine olur.
MÜŞRİKLER GİBİ PARÇALANMAYIN
Allah'a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin.
O'na karşı gelmekten sakının.
Namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden dinlerini darmadağınık edip grup grup onları kimselerden olmayın. Ki onlardan her grup kendi "Katındaki (dini anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir." (Rum, 31-32)
EFENDİMİZİN DUALARINDAN
"Allah'ım, gazabından rızana, azabından afiyetine ve Senden yine Sana sığınırım. Allah'ım, seni hakkıyla yüceltmekten acizim. Sen, kendini övdüğün gibisin. Allah'ım, isminle ölüp, ismini anarak dirilirim. Ey göklerin, yerin ve her şeyin Rabbi ve Maliki olan Allah'ım, tohumu yarıp bitkileri bitiren, ağaçlar için çekirdeği yaratan, Tevrat, İncil, Zebur ve Kur'an'ı indiren Allah'ım, kötülerin kötülüğünden ve bütün canlı varlıkların zararlarından Sana sığınırım. Evvel sensin. Senden önce bir şey yoktur. Ahir sensin. Senden sonra bir şey yoktur. Zahir sensin, senden açık bir şey yok. Batın sensin. Senden saklı olan yoktur. Allah'ım, beni Sen yarattın ve Sen öldüreceksin. Hayatım da senin ölümüm de senindir. Öldürdüğünde mağfiret ederek öldür, yaşatırsan beni her türlü tehlikeden koru. Allah'ım, dünyada ve ahirette Senden af ve afiyet dilerim.'
HER GÜN BİR KEZ OKU
Allah'ın (c.c.) 99 ismi (Esma-ül Hüsna)
Allah Er-Rahman
Er-Rahim
El-Melik
El-Kuddüs
Es-Selam
El-Mümin
El-Müheymin
El-Aziz
El-Cebbar
El-Mütekebbir
El-Halık El-Bari
El-Musavvir
El-Gaffar
El-Kahhar
El-Vehhab
Er-Rezzak
El-Fettah
El-Alim
El-Kabıd
El-Basıt
El-Hafıd
Er-Rafi
El-Muiz
El-Müzill
Es-Semi
El-Basir
El-Hakem
El-Adl
El-Latif
El-Habir
El-Halim
El-Azim
El-Gafur
Eş-Şekur
El-Aliyy
El-Kebir
El-Hafız
El-Mukit
El-Hasib
El-Celil
El-Kerim
Er-Rakib
El-Mücib
El-Vasi
El-Hakim
El-Vedud
El-Mecid
El-Bais
Eş-Şehid
El-Hakk
El-Vekil
El-Kaviyy
El-Metin
El-Veliyy
El-Hamid
El-Muhsi
El-Mübdi
El-Muid
El-Muhyi
El-Mümit
El-Hayy
El-Kayyum
El-Vacid
El-Macid
El-Vahid
Es-Samed
El-Kadir
El-Muktedir
El-Mukaddim
El-Muahhir
El-Evvel
El-Ahir
Ez-Zahir
El-Batın
El-Vali
El-Müteali
El-Berr
Et-Tevvab
El-Müntekim
El-Afüvv
Er-Rauf
Malikül Mülk
Zül-Celali
Vel İkram
El-Muksit
El Cami
El Ganiy
El-Muğni
El-Mani
Ed-Darr
En-Nafi
En-Nur
El-Hadi
El-Bedi
El-Baki
El-Varis
Er-Reşid
Es-Sabur
