Tarihi 3 Mayıs 2015

Bu Toprağın Sesiyiz!

İzmir'in '9 Eylül' gazetesinden on ay

öncesine (17 Haziran 2014 tarihine)

ait bir köşe yazısı...

Şu sıra, adaylığının YSK tarafından

iptaliyle gündeme gelen 'Atilla

Sertel' adlı meslektaşımız kaleme

almış, şöyle diyor;

"Bu satırları yazarken, CHP Genel

Başkanı Kılıçdaroğlu ile MHP Genel

Başkanı Bahçeli, iki partinin üzerinde

uzlaştığı ismi kamuoyuna açıkladı,

'Ekmelettin İhsanoğlu'...

Bu açıklamanın ardından havuz

medyasının ekrana çıkarttığı tipleri

sabırla dinlemek zorunda kaldım!

Acaba ne diyecekler, nasıl-neresinden

tutup vuracaklar...

Bir eski spiker çıktı, soyadını

Seferihisar'ın Akarca'sından almış,

adı da 'Mehmet'miş!'...

İhsanoğlu için neler söylüyor akıl

alacak gibi değil;

Tanınmayan-bilinmeyen

biriymiş, etki gücü azmış...

CHP niye kendi görüşünden

değil de İslâm'ın öne çıkardığı

bir isimden medet ummuşmuş…

Bu bir Pensilvanya projesiymiş!

Beğenmedi Akarca ortak adayı,

beğenseydi, havuz medyasında

işi olmazdı"...

Yazı bu minvalde devam edip gidiyor!

Doğrusu, Sevgili Sertel'in (soyadımı

Seferihisar'ın Akarca'sından aldığım

yolundaki tahmini dışında) genel

olarak 'tüm teşhisleri' doğruydu...

Örneğin, evet, adayı beğenmemiştim!

Havuz-mavuz hoş lâflar değil ama

böyle bir adayı Türkiye'nin zirve

noktasına yakıştırabilecek karatta bir

gazetecinin bizim grupta çalışma

imkânı bulamayacağı da bir gerçekti!

Bizler, toplumun genel hissiyatını

taşıyan arkadaşlarımızla mesaimizi

paylaşmayı tercih ediyoruz çünkü...

CHP'nin aday belirlemedeki hatası

yüzünden değil midir çatırdaması?

İhsanoğlu'nun, tespitindeki gölge

yüzünden değil midir onca partinin

ortak adayı olmasına rağmen bunca

az oy alması...

Ya fikrî yapısındaki belirsizlik?

CHP'li midir?

DSP'li midir?

Şeriatçı mıdır?

Devrimci midir?

MHP, birinci sıraya koyduğuna göre,

meğer bunlardan hiçbirisi değil de,

eliyle 'Bozkurt Selâmı' yapmasını bile

bilmeyen, ömrünce Arap maaşı almış,

ama bir 'Türk Milliyetçisi' imiş!

Öyle mi?

Bu da değilse, o zaman 'okyanus

ötesinin projesi' olduğundan başka

geriye seçenek kalıyor mu?

Neyse, dediklerimiz doğru çıktı!

Ekmelettin bey'in ve o'nu yere-göğe

sığdıramayan Sevgili Sertel'in fikrinin

toplumca hiç mi hiç paylaşılmadığı

Cumhurbaşkanlığı Seçimiyle ezici bir

şekilde ortaya konmuş oldu...

Adaylığı YSK tarafından iptal edilen

Sertel de hak aramak için şimdilerde

Anayasa Mahkemesine başvurdu...

YSK Kararları kesin olmakla birlikte,

Yüce Mahkeme'den çıkacak kararı

doğrusu merakla bekliyorum!

Ve umuyorum, karar Sertel'in

lehine çıkar, çünkü haklı görünüyor...

Yine de, aday olamasa bile;

'Vardır bunda da bir hayır' diye

düşünmelidir...

Örneğin şöyle diyebilir;

'Altıncı sıradan aday olup

kaybetmektense, aday olamayıp

kaybetmemiş olmak evlâdır'...

Çünkü zaten durum bunu gösteriyor!

Geçmiş yazılarımızı okuduğu takdirde

öngörümüze itimadının pekişeceği de

muhakkaktır! Dedim ya, bu toprağın

sesiyiz biz, kolayına yanılmayız!