Tarihi 25 Nisan 2015

Hakkı 'Kötek' Olanlar!

Uzun yıllar sözü edilmeye dahi gerek

duyulmayan, ama 1950'de Demokrat

Parti iktidarıyla toparlanma emareleri

gösteren Türkiye'nin palazlanmasını

engellemek için Batının alelacele

uydurduğu;

"Osmanlı'nın kendi tebaası olan

Ermenilere 'Soykırım' uyguladığına

ilişkin iddialar" ne yazık ki içimizden

bazıları tarafından da destekleniyor;

Bazı Köşe Yazarlarınca…

Bazı Danışman Bozuntularınca…

Bazı Partilerin mevcut kadrolarınca…

Bu pis tuzağa düşen;

Bu ülkede yaşamakta olan…

Bu topraklardan nemalanan…

Ama hainlikte sınır tanımayanları

gördükçe, bu çirkef propagandanın

global ölçekteki beyin yıkama gücü

daha iyi anlaşılıyor!

Irkî mülahazalara hiçbir zaman

yönetiminde yer vermeyen Osmanlı

Devleti'nin, soylarını kurutmak için

Ermenileri öldürdüğü anlamına gelen

'Soykırım' ithamı sadece tarihi

gerçeklerle bağdaşmamakla kalmayıp,

bugün bu topraklarda Osmanlı torunu

olarak yaşam sürdüren tüm toplumu

vebal altında bırakır niteliktedir;

İftiradır…

Adiliktir…

Ayrıca, Ermenilere 'millet-i sadıka'

unvanı veren bir büyük devlete karşı

yıllar sonra yöneltilen bu itham;

Tarihi bir nankörlüktür!

Elbet kendini bilen bazıları hariç ama

'bu hain propagandaya alenen destek

veren Ermeni taifesinin' şu an çeşitli

partilerden vekil adayı yapılmaları ya

da bazı üst düzey politikacılarla kol

kola konumda bulunmaları, vahameti

daha da artırmaktadır…

Nasıl ki;

Kasap 'masat'a dikkat etmelidir…

Toplum değerlerine saygılı politikacı

da böylesi 'gaflete' düşmemelidir!

Devletin zirvesinden son derece iyi

niyetle yapılan 'elele tutuşma'

çağrılarının olumlu netice vermesini

tüm toplum olarak elbette dileriz…

Ancak, bunun da sonuçsuz kalması

durumunda, bu iftira kampanyasıyla

mücadelede yeni açılımların şart

olduğunu da ifade etmek isteriz…

Soykırım yaygarasına karşı Türkiye

de 'fırsatın ellerine geçtiğini düşünüp

işgalci güçlerle birlik olarak, Taşnak

Çeteleri oluşturup yöredeki Türkleri

acımasızca katleden günümüz

Ermenilerinin dedelerini' uluslar arası

alanda, delilleriyle-vahşi eylemleriyle

suçlayabilmelidir;

İhanet-kalleşlik ile…

Katliam-işkence-zulüm ile…

Kafatasçılık ve soykırım ile…

Ermeni tarafı madem belgelerini

gizlemekte ısrarlıdır, o zaman tek

taraflı olarak Osmanlı Arşivi, dünya

çapında otoritesi tartışmasız olan bir

uzmanlar heyetine açılmalıdır;

Gelsinler, incelesinler!

Sonucu dünyanın bilgisine sunsunlar!

Kendini müdafaa etmek zorunluluğu

bu kez Ermeni Diasporasına kalsın,

Türkiye de böylece golünü atsın…

Yoksa..

Yıllar boyu diplomatlarımızın Ermeni

Asala katillerince hunharca katli

yetmezmiş gibi, üstüne üstlük mağdur

pozlarında sergiledikleri fitne fücür ve

batılı hakemlerin tarafgir tutumlarıyla

filelerimiz delik deşik olacaktır!

Uzattığımız el bu kez de sıkılmazsa;

'Sırf Savunmada' kalmanın…

'Yumuşak Mesaj' vermenin…

'Yunus'tan 'Mevlâna'dan beyitler

dile getirip hainin kalp gözünü

açmaya çalışmanın 'boşuna gayret'

olduğu da iyiden iyiye anlaşılacaktır!

Atasözleri daima doğruyu ifade eder;

Nush (nasihat) ile uslanmayanı

etmeli tekdir (azarlamak)

Tekdir ile uslanmayanın hakkı

kötektir!