Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 1 Eylül 2017

Bayramlaşma esnasında bir gelenek gibi yaşanıp kaos yaratan 13 durum

BAYRAMLAŞMANIN bizim kültürümüzde yeri ayrıdır. Uzun zamandır birbirini görmeyen insanların birbirini görmesini sağlar. Biraz mecburiyet, biraz da vefa vardır işin içinde. Bu bayramlaşmalar esnasında ise kaosların yaşanması kaçınılmazdır. Kimsenin düşmek istemediği bu durumları bayramda en az bir kere yaşayanlar el kaldırsın!
Kargalar kahvaltısını etmeden kapıyı çalan misafirler yüzünden eliniz ayağınıza dolaşır. Saç baş birbirine girmiş halde kapıyı açarsınız.
"Siz geçin, ben bi içeri gidip geliyorum."
Bayramlaşmaya gidilen evde istenmeyen kişilerle karşılaşmak bu kaosun olmazsa olmazıdır. Kalkıp gitsen ev sahibine ayıp, gidemezsen kendine yazık.
"Onlar bize geçen bayram gelmedi Akif, selam verme şunlara"
Tam kapıdan içeri girerken cart diye kaçan ince çorap, nice gelini kaynanasına karşı mağlup eder.
"Aferin Necla aferin!!!"
Evden çıkarken hiçbir şekilde kendini belli etmeyen yırtık çorap, tam misafirlere "Merhabaaa" derken piste çıkar.
"Selami, baş parmağının da bayramı kutlu olsun keh keh keh"
Sağ baştan başlayan ve sonu gelmeyen "Siz nasılsınız?"lar karşı atakla "Çok şükür, siz nasılsınız?" şeklinde sonsuza kadar devam eder.
"Turu bitirenler kenara çekilsin, ortalık karıştı"
Kimle tokalaşıp kimle öpüşeceğini bilemezsin o karışıklıkta. Hızlı hamleler bazen anlık aşk öpüşmesine dönüverir.
"Enişte sence de biraz hızlı gitmiyor muyuz?
Aylayla evliyim ben"
Kolonya dökme zamanlaması çok önemlidir.
Misafire hemen kolonya vermek biraz ayıptır; zamanlamayı ayarlayamazsanız evdeki bireylerden kaş göz yersiniz.
"Kızım döksene şu kolonyayı kızıımmmmmmm!!!!!"
Çeşit çeşit çikolatanın içinden hangisini seçeceğini bilemeyen bireyin karşısında yaklaşık 3 dakika bekleme süresi geçer.
"Ay nolur bi tane daha alın, bitsin bu çile"
Bayramlaşmaya gelen misafirlere kahve yapma düşüncesi insanı ikileme düşürür.
İçerlerse daha çok otururlar, içmezlerse arkadan konuşabilirler.
"Yenge çay var, dökeyim mi bi bardak daha?"
İnsanın ruhunu bedeninden ayıran bayram temizliği sırasında gözden kaçan ufak bir toz kütlesi, sadece misafirler gelince ortaya çıkar.
"Kız o kadar da sildim buraları... Ay valla şey oldum şimdi"
Özene bezene alınan bayramlık ayakkabıları giymek bir mesele, misafirlikte çıkartmak ayrı meseledir. Yepyeni ayakkabınızı kimsesiz ayakkabılar mezarlığına terk edersiniz bir süre.
"Hoşça kal Müjdat... Yarım saat sonra gelip alacağım seni"
Üst üste gelen misafirler yüzünden evdeki çay bardağı yetmez. Birinin çayı bitince hemen bardağı musluğa tutup öbürüne çay koyarsınız.
"Bitti bu galiba, alıyom ben"
Sabahın ilk saatlerinde yemeye başlanılan tatlı daha kana karışmadan üstüne bi daha tatlı ikram ederler, ayıp olmasın diye komaya giremezsiniz.
"Çok güzel olmuş elinize sağlık.

​KAYIK
Sabahın erken saatinde avdan dönen Temel, kayığını kıyıya çektikten sonra balıkçı kahvesine doğru yürür.
Kahvedekiler yalnızca sağ ayağı dizine kadar ıslak olan Temel`e sorarlar :
- Ula, balık vuriy mi?
Temel :
- Yok yahu ne gezer - Madem baluk vurmayi ayağın niye dizine kadar islandi.
Temel küçümseyerek yanıtlar :
- Uşağum, haçan denizde sigara içeyrim.
İzmariti suya atınca basıpta söndirmeyecek miyum oni?

​AKTÖR
ŞÖHRET peşindeki genç aktör, babasından kızıyla evlenmeleri için izin istemiş..
"Kızımı hayatta bir aktörle evlendirmem..." demiş baba...
"Oyunumu seyreder ve performansımı görürseniz fikrinizin değişeceğinden eminim...
Bu gece bekliyorum efendim..." Baba daveti kabul etmiş, oyunu seyretmiş, ertesi gün de delikanlıyı aramış, "Haklısın..." demiş, "Fikrimi değiştirdim...
Kızımla evlenebilirsin... Senden aktör falan olmaz!"

AlkışlıYorum
ÖĞRETMENLİĞE yeni başladığım yıllardı. Arka sıralardan iri yarı bir erkek öğrenci geldi ve tuvalete gitmek için izin istedi. İzin veremeyeceğimi söyledim ama beni ikna etmeye tek bir cümle yetti.
"Buraya yapıyorum o zaman." Yaşadığımız gerginliklerin stresinden sitemle "Nişanlılık öyle bir süreç ki; üzerine tez yazılır!" diyorum. Annemin yan odadan sesi yükseliyor: "Tez ne ki kızım!
Sen asıl evlenince yazacağın romanları düşün!" Beynimdeki tümör problemimle ilgili olarak toplantının ortasında "Ne beyin varmış sende de, tümörü eksik olmuyor" diyerek alay eden basur problemli patrona herkesin içinde "Hangi organı çok kullanırsanız orada arıza çıkıyor" diyerek bin yılın kapağını yaptım mı? Yaptım.
Pişman değilim.