Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 28 Ekim 2016

Kadınların hayatında en az bir kere fark etmeden yaptığı hatalar

Hata yapmak insana mahsus. Erkek ya da kadın fark etmez, hepimizin yaptığı bir dolu hata var.
Ancak biz kadınların hayatın içinde fark etmeden yaptığımız hatalar da listelenmeye değer. Her şeyden önce şunu belirtmekte fayda var: Bunlar sadece bizi ilgilendirir. Ve hayat bunların toplamından ibarettir.
Tüm kadın arkadaşlarıma sevgilerimle...
Hayatın bir yerinde mutlaka bir adet öküze aşık olmak: Üzülmeyin, yalnız değilsiniz.
Her kadın hayatında mutlaka bir öküze gönül vermiş olabilir. İlk başta çok anlaşılmıyor ama ilerleyen zamanlarda artık "Oha bu kadar da öküz olunmaz" noktasına getiriyorlar.
Sevgiliye esirgemeden şefkat gösterirken bir süre sonra anneye dönüşmek: Allah sizi şefkatli yaratmış, ne yapalım? Ancak sevgili bacılarım, bir süre sonra ipin ucunu kaçırıyor olabilirsiniz. Evet böyle mutluyuz, evet kime ne diyorsunuz? Fakat kendinizi bu kadar harap etmeye değer mi? Sadece soruyorum...
"Asla söylemez" denilen birisine sır vermek ve bir süre sonra bu sırrı başkasından duymak:
Kadın olarak başınıza en çok gelen şeylerden biri de bu. İyiyi kötüyü bazen seçemiyorsunuz galiba ve herkesi kendiniz gibi bildiğiniz için de anlatıyoruz.
Bir süre sonra kendi sırrınızı başkasından duymak gerçekten pek hoş olmuyor.
Kim için olursa olsun üşenmeyip kilometrelerce yol gitmek: Bakın çok büyük bir iddiada bulunacağım şimdi: Hiçbir erkek, uzakta olan birisinin yanına kendi çıkarı olmadan gitmez. Fakat bir kadın için "ihtiyacım var" lafını duymak yeterlidir.
Tren olur, otobüs olur, vapur olur fark etmez. Kadın her zaman gidecek bir şey bulur ve gider!
Bir anlık hevesle kuaföre gidip kakül kestirmek:
Bugüne kadar kakül kestirip pişman olmayan hemen hemen hiç kimseyi görmedim. Çünkü bu lanet olası saç her zaman istediğiniz gibi durmuyor, gözünüze giriyor ve daha bir sürü şey... Kendi gazınıza gelmeyin kızlar!
Eski sevgilinin yeni sevgilisini ya da yeni sevgilinin eski sevgililerini araştırırken delirmek:
Açık konuşalım, çok zevkli bir olay ama bir yere kadar. Bir süre sonra karşılaştırmalar yapmak ve olayları gereksiz yerlere bağlamak sadece sizi üzüyor. Bırakın ne halleri varsa görsünler!
Gözünde rimel olduğunu unutup suyla haşır neşir olmak: İnsan unutup yüzünü yıkayabilir mesela ama unutup denize girince sonuçları çok daha ilginç oluyor arkadaşlar. Hayır bi de bu zıkkım hemen temizlenen bir şey de değil. Uğraş dur işin yoksa! değil mi?
Başkalarının dediklerini kafaya takıp durduk yere üzülmek: Her insan iyi niyetli değil, artık bunu öğrenmelisiniz. Kilo almış olabilirsiniz, saçınızı rezil yapmış olabilirsiniz ya da herhangi bir konuda başarısız olmuş olabilirsiniz. Bunların hepsi bizi ilgilendiren ve telafisi mümkün olan şeyler. Eller ne derse desin!
"Nasılsa çok yürümem" diyip topuklu ayakkabı giymek için en çok yürünen günü seçmek: Şunu net olarak söyleyebilirim hanımlar:
Topuklu ayakkabı, arabası olan insanlar için tasarlanmış bir moda aracı. Yani toplu taşıma araçlarını kullanan sizin gibiler için çok konforlu değil. Ve nedense bir kural gibi topuklu ayakkabı giydiğimiz gün mutlaka çok yürümeniz gerekir.
Hata yapan birisine insanlık edip ikinci şans vermek: Bu da sizin yufka yüreğinizin bir şaşkolozluğu. Dayanamıyorsunuz, sebepleri vardır diyorsunuz... İnanın ikinci şans verilen insanların geriye dönüp kendini mükemmeleştirdiği görülmemiştir.
"Nasılsa düzelir" diye düşünüp karşısındaki insanı sürekli hoş görmek: Hoşgörülü olmak iyidir, güzeldir. Ancak siz nedense karşınızdaki insanın kendini düzelteceğine inanırsınız, nasılsa ileride böyle yapmaz diye düşünürüz. Bir insan en başta nasılsa en sonda da öyle olur, bu değişmez bir gerçek.
Evet erkekler de öyle!
onedio.com

ÇİNLİ EVLAT
Karı koca küçük bir Çinliyi evlat edinirler.
Daha sonra da Çince öğrenmeye karar verirler.
Çince öğretmeni onlara sorar:
-Çince çok zor bir dildir. Bu yaştan sonra neden öğrenmek istiyorsunuz?
-Evlat edindiğimiz çocuk 1 yaşında. Yakında konuşmaya başlayacak. O zaman ne dediğini nasıl anlayacağız???..

TREE
Temel ile Thomas yolda giderlerken bir ağaç görmüşler.
Thomas
- Biz buna İngilizce'de "tree" deriz, demiş.
Temel de yanıt olarak
- Biz ona pişey demeyuz. Yanundan geçer gideruz!

AlkışlıYorum
Yan komşumuzun evine hırsız girdi. Annemin bu olayı duyunca ilk tepkisi "Yavrum her zaman söylüyorum, dikkat edin, takip edilmediğinizden emin olun, akşamları dışarı çıkmayın, çıkarsanız da üstünüze kalın bir şeyler giyinin..."