Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 17 Ekim 2016

İstisnasız her düğünde mutlaka görülen karakterler

Son zamanlarda gittiğim birkaç düğün sonunda kategorizasyon işlemine geçtim ve sizlere de bunları sunmaya karar verdim. Eğer bunlardan biri değilseniz siz düğüne gitmemiş olabilirsiniz.

Oynak gelin ve yeteneksiz damat: Hayatının en önemli günlerinden birini yaşayan hatun kişisinin mutluluğunu dışarı yansıtma biçimi dans dostlar. Ne terleyip makjayının akmasını dert eder, ne gelinliğini dert eder. Bütün düğün oynar. Yıllardan beri kasıntı bir şekilde olduğu yerden tempo tutarak dans ettiğini sanan damatta ise bu durum artık kanıksanmış, dans edemediğini kabullenmiş, surat ifadesiyle memnuniyetsizliğini belirten havalarda dans pistinde falan dolanır.

Duygu karmaşası yaşayan ebeveynler: Bir yanda evlatlarından uzaklaşmanın üzüntüsü, bir yanda çocukların evlemesinin heyecanı, bir yanda başka bir aile ile birleşmenin gerginliği, bir yanda misafiri karşılamanın yarattığı bilek yorgunluğu, bir yanda organizasyonla ilgilenmekten dolayı aç kalma. En üzüldüğüm karakterler düğünlerdeki.

Damadın oynak arkadaşları:
Her düğünün değişmezlerinden birisi, damadın arkadaşlarının damattan oynak ve eğlenceli olması.
Sanki bunlar evleniyorlar, uzaktan baksan öyle sanırsın. Görevleri damadın halaya, miskete falan çağırmak, motive etmek, oynatmak kısaca. "Hadi be oğlum, kaç kere evleniyor insan şu hayatta, oyna azıcık" gibi motivasyon cümleleri kullanırlar genelde.

Oynamaktan hazzetmeyen maço davetli: Bunlar genelde dayı olmakla birlikte, agresif tavırlar sergiler. Damat gibi "bitse de gitsek" surat ifadesine sahiptirler.
Düğünde en iyi anlaştığı kişi içkisini, mezesini eksik etmeyen garsondur.

Sahneyi birbirine katan 30'larına dayanmış kadın: Gelinin arkadaşlarından olma ihtimali yüksektir bunun. Yavaş yavaş yaşının geçtiğini hissettiğinden "belki düğünde birini bulurum" düşüncesiyle çılgın bir şekilde dans ederek dikkatleri üstüne çekmeye çalışır.
Enerjisi diğer bütün davetlilere göre daha fazladır. Sadece dans etmeyi seviyor da olabilir, bilemedim. Sayıları maksimum 2 tane olup düğünün sonunda kazanan sadece 1 tanesidir.

Her an nuri bilge ceylan olabilecek kameraman:
Teknolojinin çılgınca ilerlediği şu dönemde, İnception'ın çekildiği eşek kadar kameralarla düğünü kaydeder.
Kah geline zoom yapar, kah damada. Bergman'ın dediği gibi onun için sinematografi insan yüzüdür.
Yuvarlanan bir elma görse hemen kaydedip Tarkovski göndermesini de tamamlayabilir. Modern zamanlarda takılardan sorumlu akrabanın görevi olan kimin ne taktığının kaydını da yapar.

Michelin logosu gibi gezen dombili: Bu hatun şişman olmasına rağmen daracık elbisenin içine kendini sığdırmayı başarmıştır.
Bütün katmanlarını tek tek görebilirsiniz.
Tam bir özgüven abidesidir. Kadın davetlilerin hakkında "Gizem'i gördün mü? Bütün vücut meydanda" dediği, erkek davetlilerin ise "bu ne ya" dediği karakterdir.

Her türlü dansa ayak uydurabilen amca: Bunlardan bazıları eski toprak, cumhuriyet dönemi ya da Adnan Menderes görmüş amcalarken bazıları ise 50'li yaşların sonlarındaki eğitimli adamlardır.
Vals, tango, halay, misket, pop falan derken her türlü müzikle dans ederler.
Özgüven sahibi amcalardır. Ne yazık ki sayıları çok çok azalmaktadır.

Buketi yakalayan kız:
Bir umutla bekarlığının bitmesini bekleyen vatandaş. yakaladıktan sonra diğer hatunlar tarafından kıskançlıkla izlenir.

Milleti izleyip kendi kendine eğlenen insan: Bir bakmışsın kalkar oynar, bir bakmışsın limonatasını yudumlar. Kah insanları değerlendirmeye almıştır, kah halayın kaçınılmazlığını sorgulamıştır. Bu yazıyı yazandır. Düğünün güzel yapılırsa eğlenceli bir aktivite olduğunu düşünür.

AbartIlI kIyafet, sac ve makyajIyla gelinin kız kardeşi: Bu kızlar parıl parıl parıldayan sim ile dünyaya geldi sanarsın.
Bir sarılsan yanağının yan tarafı olduğu gibi sime bulaşır. Düğünün belli kısmında acayip ciddi bir o tarafa bir bu tarafa koşturur. Halay kısmında ise en çok gülendir.

Masada çantalara göz kulak olmaya terkedilmiş nine: Ah be bu teyzeler ne düğünler gördü ne düğünlerde göbek attı. Eh işte ne yapsın kurt kocayınca çakalların maskarası olur.
eksisozluk.com

HAYATINIZDA BİR KERE BUNLARI YAPTINIZ
Hayatta hepimizin yapmış olduğu, ancak başkaları yaptığında bize tuhaf gelen davranışlar vardır.
Hepimizin kendini tutmaya çalıştığı ancak yine de bunları yapmaktan zevk aldığı davranışlar vardır. Utanmayın, yalnız değilsiniz.
Aslında herkes bir parça da olsa bunları yapıyor.
Alışverişe 1 tane şey için gidip, eve döndüğünde 1000 parça aldığını farketmek.
Herkes bazen madencisinizdir. Burnunuzu karıştırıp inceleyip sağa sola attığınızı biliyorum.
Yere düşen eşyaları ayakla almaya çalışırız. Çünkü eğilmek istemeyecek kadar tembeliz.
Karanlık bir odaya girerken bizden önce elimiz girer. Elimizi içeri sokup ışığı açmadan odaya girmek istemeyiz. Hem içeride canavarların gizleniyor olmadığını kim bilebilir?
Duştayken çişiniz mi geldi? Dışarı çıkıp da klozeti kullanmayacağını biliyoruz.
Evde çok canımız sıkıldı... Hadi devam edelim ve gidip sebepsiz yere buzdolabını açalım.
Yanlış tarafa doğru yürüdüğünü farkettin, tam zıt yöne dönmen lazım. Ancak tamamen doğal görünmek istiyorsun. O zaman çıkart telefonunu ve birisiyle konuşuyormuş gibi yap. İşte bu kadar basit...
Cansız nesnelerle konuşur, anlamayacaklarını bile bile onları arızalı olmakla suçlarız.