Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 27 Mayıs 2016

Çivi çiviyi söker mi?

Midenin bağırsaklarına gönderdiği ateş topları içinizi yakarken göğsünüzde bir avuç kalbinizi sıkıyorsa ve kalbiniz atmak için direniyorsa, beyniniz bir oyuncak çiçek dürbünden hatıralarınızı döndürüyorsa acı çekiyorsun dostum. Terk edildiniz ya da ayrıldınız. Acınası haldesiniz yazık malesef çok üzüleceksiniz. Canınız yanacak. Fakat kafanızı yaslanacağınız bir omuzunuz var. Dostunuzu hemen görmek ve onun anasını ağlatmak görevinizdir. O da dost ise mutlaka anasının ağlamasını kabul edecektir. Evet dost olarak size ilk olarak sunacağı fikir "Çivi çiviyi söker" Peki bi çivi çiviyi nasıl söker. Bu atasözü ne demektir.

NE ANLAMA GELİR
Hiç çivi sökebilen başka bi çivi görmedim. Yapısı müsait değil bi kere. Ha arka taraftan tam çivinin olduğu yere çakarsan iter geri çıkarır denilebilir. O zaman da sökücü çivi n'olucak? Böyle kendi kuyruğunu yiyen yılan gibi bir atasözü. Bozuk saat bile günde iki kere doğru yeri gösterir... Aslında bu atasözü sevgilisinden ayrılan kadın veya erkeğin varolan acıyı unutmak adına kendini başkalarına vermesini anlatır. Bahanesi işte bu maddedir. Çok salakça. O çivinin bir yerlere kaçabilecegini de hesap etmek lazım... El kol hareketleriyle anlatılmaya çalışıldığında çok yanlış anlaşılabilen bir atasözü imiş. Buna bizzat ben, şahsen tanık oldum. Aslında o çivi bizim öyle bir kaba yerimize batarki acısı büyük olur ve acı yüzünden otururken daha dikkatli otururuz. Hadi çivi çiviyi sökmesine söker de, gelen çivi, bir öncekinin bıraktığı o boşluğu tam olarak asla dolduramaz. Çiviyi çiviyle sökünce çivi sorunu ortadan kalkmaz. Aşk acısı çeken adama gidip başka kız bulmasını söylersin. Noolur? Başka aşk acısı yaşar sonunda. Bir şeye benzemez. çiviyle yaşamayı öğrenmemiz lazım bence. Rahmetli Barış Manço şarkısında güzel açıklamış aslında bu durumu :

Çivi çiviyi söker derler,
Soğuktan donanı buz ile ovarlar...
Ben zaten yanmışım dostlar,
Peki, beni fırına mı verseler?


65 YAŞINDAKİ ANNE
65 yaşlarındaki bir bayan doğum yaptı. Hastaneden eve döndüğü gün eş dost ziyaretine gelmişti. Gelenler biraz sohbetten, hal hatır sorduktan sonra bebeği görmek istediler. Anne "Şimdi olmaz, belki birazdan!" dedi. Sohbet sürdü ve yarım saat kadar sonra misafirler tekrar bebeği görmek istediler. Anne, yine "Şimdi olmaz, belki biraz sonra'" diye yanıt verdi. Sohbet 10 dakika kadar daha sürdükten sonra misafirlerden biri bu kez sabırsızlıkla "Bebeği şimdi görebilir miyiz?" diye sordu. Anne, "Şimdi olmaz, bebek ağlayınca!" diye cevap verince misafirler meraklı ve şaşkın, "Neden ağlayınca?" diye sordular. Yaşlı anne, en doğal haliyle "Çünki bebeği nereye koyduğumu unuttum!" diye mırıldandı...

YANLIŞ BACAK
Doktorun biri hastasının yanına gelir ve konuşmaya başlar :
"-Size bir iyi, bir de kötü haberim var. Önce kötü haberi söyleyeyim isterseniz..."
"- Hımm, maalesef yanlış bacağınızı kesmişiz... Çok üzgünüz..."
"-Ama iyi habere sevineceksiniz !"
"-Öteki bacağınız iyileşiyor..."

AlkışlıYorum
Eski iş arkadaşım askere giderken mesleğini "finansçı" olarak yazdırmış. Bu bilgiye dayanarak kendisine "fayans döşeme" işini uygun görmüşler. Benzerliği kuran, bulan, yaratanları tebrik ediyorum.