Tarihi 2 Aralık 2021

Yarış atı!

TÜRKİYE Jokey Kulübü'nün at yarışlarını teşvik için hazırladığı bir reklam filmi var, atlar başrolde.
Bahis oynamak isteyenlerin kafalarındaki soru işaretlerini atlar başlarını sallayarak cevaplıyorlar.
Bu reklam filmindeki özne bahse teşvik, slogan da "atlar cebimizde!"

Türkiye Jokey Kulübü'nün at yarışlarının dışında yaptığı çok anlamlı insani faaliyetleri de var.
Ama insanları bahis oynamaya teşvik ederken reklam figürü olarak kullanılan atların da başka dertleri var.
Mevzu; bahis değil de cansa, atların konuşma dilinin iyi tercüme edilmesi gerekiyor. Ben duyuyorum; "bize kamçı vurmayın" diyorlar "bizim de canımız var!"

Her ne kadar koşarken ter içinde kalsalar da atların gözyaşları kalbine damlar. Onlar reklam filmlerinde bahis oynamak isteyen insanlarla konuşmayı becerebiliyorsa, üstlerine binen jokeylerle de konuşabiliyordur.
"Ben seni sırtımda taşıyorsam benim canıma saygı göster!" Ama mevzu; bahis olunca cana saygıdan eser yok!
Atlar en çok yarış bitiminde jokeylere konuşur; "niye bana kamçı vuruyorsun, o kamçıyı sana vursam ne hissedersin?" Yarış kazanan atların arada bir yelelerini okşayan jokeylerin kulakları her zaman tıkalıdır.

Oysa vicdanı olanlar paradan daha değerli sesleri duyar. O yüzden atlar bazen rüzgara fısıldar, "ben bu dünyaya kamçılanmak ve acı çekmek için gelmedim." Atların duyguları insanlardan derindir, kendilerine kamçı vurulmadan da gerekeni yaparlar. "Eğer bir yarışı kazanacaksam kamçıya gerek yok ama gücüm yetmiyorsa kamçı sadece bir zulüm aletidir!" Atların koşmuş olmaları yarış zenginliğini oluşturmaları yeterli sayılmaz, yarışların final sahnelerinde kamçı üstüne kamçı yerler.

İyi koşmadı diye yüzüne yumruk atılan atları da gördük, o ata yumruk atan jokeylerin hala atların üzerinde cirit attığını da! Bir at adresini biliyorsa üzerine bineni evine kadar götürür ama ayağı kırılırsa bir kurşunla vurulur.
Geçen yıl, "at yarışları bir sporsa, her sporda cana saygı özneyse, at yarışlarında kamçı kullanılmasının yasaklanmasını talep ediyorum" diye haykırdım duyulmadı.
Bütün hayvan severleri at sahiplerini ve yüreğinde can sevgisi taşıyanları kamçı kullanan jokeyleri protesto etmeye davet ettim de kimsenin umurunda olmadı.
Kamçı sesleri ekranlardan duyuldu, hayvan severler için atların hakları hayvan haklarından sayılmadı.
Küçük süs köpeklerinin mamaları atların yediği kırbaçlardan değerli sayılırken!

O atlar ki tarih boyunca insanlığın hizmetinde zerre kadar kaypaklık yapmamıştır. O atlar ki çocukların tedavisinde bile insanlardan çok daha büyük yarar sağlamıştır.Eğer paranın sesi atların sesini bastırıyorsa, Türkiye Jokey Kulübü atlara borcunu nasıl ödeyecek?
Reklam gelirlerinin telifleri atlara kamçıyla mı ödenecek yoksa?
Oysa savaşa giden atlara bile kamçı vurulmadı.

Mutluluk Takvimi
Gerçek sanatçıya değer ver.
Geceleri cam kenarında mum yak.
Azgın bir kışa hazırlıklı ol.

Boş bir kubbede kaldı
O eski hoş sedalar
Gözü yaşlı bir masal
Cumbalı hatıralar

Çocukluğumuz duruyor
Yazlık sinemalarda
Elde kaldı biletler
Hala bizi hatırlayan
Birileri yaşıyorsa

Kalbimize emanetler
Gözlerinden öptük aşkı
Yolda kaldı dilekler
Kulaklarımda çınlıyor hala
O eski kırkbeşlikler
Hakkı YALÇIN

Popüler cahillerin jüri üyesi olduğu başka bir ülke var mı?

Hangi yarın?
Bakıyorum da liseli ve üniversiteli gençlerin okuduğu bir dergi bile yok, aşağılanan arabesk müziğin çok daha tehlikelisi piyasayı ele geçirdi.
Müzikle uyuşturucu özendiriliyor.
Televizyonlar ve sosyal medya malum; bilinçaltına sürekli emir yağdırıyor "vur kır parçala!" Hadi bana "yarınlar güzel" deyin!