Tarihi 5 Ekim 2021

Özel bir gün!

DÜN Hayvanları Koruma Günü'ydü.
İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok sevenlerin gittikçe çoğalması sebepsiz değilken böyle bir günün anlamını hissettirmek gerekir.
Onlar "hayvanların hukuku insanlarda olsaydı yaşamak belki daha güzel olurdu" hissini veriyor bana.
Fatih'te kebapçı dükkanına girip bir porsiyon kebap yediği için işkenceyle dağlanan bir köpeği hiç unutmadım.
O kebapçı dükkanının bu olaydan sonra müşteri kaybı yaşamadığını da.

Dün hayvanlar kendi aralarında konuştular.
"Bizler insanları günah işlemeye çağıran canlılar değil Allah'ın sessiz kullarıyız sadece. Ama bizim de yazdıklarımız var sizin okuyamadıklarınız.
Cennete giden yolda bizlerin varlığını inkar etmeyin. Bizlere uygulanan şiddetin kaynağına inerseniz insan denen canlının ruh halini daha iyi anlarsınız."

Güne özeldi sohbetleri.
"Her sabah sokaklara 'yardım edin' sözcüklerini bırakıyoruz, gören de yok duyan da.
Çocukluğunu unutarak büyüyenler kadar tehlikeli insanlar yoktur.
Hayatımda kaç tekme yediğimi saymaktan utandım da insanlar hala bizlere tekme atmaktan utanmıyorlar." Geçen yaz annesinden izin alıp elindeki dondurmayı kendisine yalatan bir çocuğu anlattı sokak köpeklerinden biri.
İnsanlardan ümidi kesmemeyi iyi insanlardan öğrendiklerini inkar etmeyenler de vardı içlerinde, dünyanın insansız yerlerinde yaşamayı isteyenler de.
"Yiyecek ekmeği olmayan insanların bizlere gösterdiği insanlığı, zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayanlar göstermiyor.
O yüzden insanların giysilerine bakmıyor yüreklerine bakıyoruz" dediler.
Bu ülkenin kadınlarını erkeklerden daha çok sevdiklerini inkar etmediler, "erkekler kadınlar gibi sevebilseydi dünya da başka olurdu bizim hayatımız da" notuyla birlikte.

Kuşlar, "kıyamet için sakladığımız tohumlar var, yerini bilmek ister misiniz?" notunu iletti.
Köpekler en çok insanları aşağılayan cümlelerde kendilerinin örnek gösterilmesinden şikayet etti, kediler otomobillerin vahşetini.
Tavuklar, insanları kesenlerin bile 'tavuk keser gibi kestik' demelerindeki zalimliğe dikkat çekti.
'Önüne bak ayı!' diyerek hakaretin sembolü haline getirilen ayılar, "aslında insanların ne mal olduğunu gördüğümüz içindir ki önümüze bakmayı onlardan iyi biliyoruz" diye seslendi.

Dün Hayvanları Koruma Günü'ydü, onlar kendi aralarında konuştular.
Yaralarının kabuklarının cümlesi de insanlara aitti sessiz çığlıklarının da.
Duyanlar olmuştur eminim!

Mutluluk Takvimi
Sevdiğine nedensiz çiçek gönder.
Maskeni çıkarma.
Her yolculuğuna bir anı ekle.
Kullandığın sakızı yere atma.

Ayrılığa esir düştü sevgim
Ben de yenildim aşka
Hangi yasayı çiğnedim
Seni sevmekten başka

Yalan değil canım yandı
Böyle yanmam bir daha
Sen adımı anmıyorsan
Ben de anmam bir daha

Sana vermediğim
Bir gururum kaldı
Yeter bu sevgiden
Çektiğim günahım
Bana ah etmekten
Bıkmadın mı hala
El açtığın Allah
Benim de Allah'ım
Hakkı YALÇIN

Yüreklere yazılsın; özgürlük nezakettir hakaret değil!

25 yıl önce!
Hayatımdaki en değerli şarkılardan biri, sözünü benim yazdığım bestesini Mustafa Sandal'ın yaptığı 'Jest Oldu.' İlk yayınlanmasının üzerinden 25 yıl geçti de hala eskimedi.
Karsu özel yorumuyla şarkıyı başka boyuta taşıdı. Dünyaca ünlü Hollandalı sanatçı Anneke van Giersbergen'in hem İngilizce hem Türkçe seslendirdiği şarkı beni aldı götürdü.
Bu özel sanatçıdan muhteşem yorum ve harika enerjiyi izledikten sonra bu ölümlü dünyada hayata iz bırakmanın gururunu yaşadım.
Sevgili Mustafa Sandal'la 25 yıl önce şarkıyı yaptığımız geceyi dün gibi hatırlarken.