Yıldız

PARKTA tek başına oturuyordum, üstü başı düzgün olmayan benim yaşlarımda bir adam yanaştı yanıma.
"Yıldız tornavidan var mı?" diye sordu.
"Ne yapacaksın?" dedim de harika bir cevap verdi.
"Bu gece gökten birkaç yıldız söküp satacağım." Ciddiye almam gerektiğini düşündüm, "yıldızlar para ediyor mu?" "Benim gözümde yere düşenler etmiyor" dedi, "yüksekte duranlar ediyor."

***

Böyle insanlara başkaları deli der ben dahi diyorum.
Akıllılar kolayı seçiyor emek harcamadan para kazanmayı seçiyor.
"Nasılsa pandemi var" diyorlar, her gün fiyat etiketlerini katlıyorlar, ekmeğin bile gramajıyla oynuyorlar.
Oysa deli diye dışlananlar hayatın en olmaz gerçeklerinin peşine takılıyorlar.
Muhabbeti sürdürdüm, "gökyüzüne nasıl çıkacaksın?" Merdiveni varmış ama kimse görmüyormuş, "gerçek yıldızlar sağlam durur" diye karşılık verdi.
"Peki kayan yıldızlar?" diye sordum, "onlar daha çocuk" dedi, "geceleri gökyüzünde kaydırak oynuyorlar."

***

Aradığım adamı bulduğumu düşündüm, sanki bir yerlerden tanıdık gibi.
"Yıldızların sağlamlığını nasıl keşfettin?" diye sordum.
Güldü, "zibidilere ahlaksızlara bile yıldız diyorlar. Dizi yıldızı futbol yıldızı falan." Ben sustum o konuştu.
"Gerçek yıldızlar emekçidir, onların yalana ve cilaya ihtiyacı yoktur. Üç kuruşluk çıkar için onurlarını satmaz kimselere el açmazlar." İdil Biret'i koydu önüme Türkan Şoray'ı, Nesrin Sipahi'yi ve daha nicelerini. Tercihlerine de hafızasına da hayran kaldım.

***

Kurduğu cümleleri alkışladıktan sonra "peki" dedim, "yıldızları söküp satmak sana yıkışıyor mu?" "İnsanlar onları yaşarken sattı, ekranlardaki üç paralık şöhretlere sattı. El üstünde taşınması gereken gerçek yıldızları dışladılar hatta otel odalarında yalnız ölmeye mahkum ettiler." O kadar haklı şeyler söylüyordu ki hayatı dibe vurmuş bir adam akıllı geçinenlerin yüzüne vuruyordu gerçekleri.
Dışı yaldızlı içi paslı tenekelere "yıldız" deyip ödül verenlerin gerçek yıldızlarla işi yoktu zaten. Onların tek derdi paraydı, kanı bozuk bir sistemi tıkır tıkır işletirken!

***

"Tamam" dedim, "bu gece saat dokuzda gel sana yıldız tornavidanı getireceğim." Geldi, akşamın karanlığında pırıl pırıl parlıyordu.
Sönmeye çeyrek kala nasıl parlıyorsa bir yıldız.

Mutluluk Takvimi
Çocuklara ilginç sandviç yap.
Korunmak için çift maske tak.
Görmediğin malı satın alma.
Dostlarının hatırını sor.

Diyelim ki böyle bir bar
Açık sabaha kadar
Hüzne batmıştır herkes
Hem de dibine kadar

Diyelim ki böyle bir bar
Kimin acelesi var
Harcadığı ömrüne
Bakıp çıkacak kadar

Bizim gibi sevenler
Zaten delidir
Burada her gece biri
Aşkını yakar

Bugün sıra bende
Hiç merak etme
Ateşim var benim
Yeteri kadar
Hakkı Yalçın

Sakın ha, büyümek için acele etmeyin çocuklar.
Balıkçının günlüğü
"Tezgahımı süsledim, taze balıkların arasına buzhane balıklarını karıştırdım, müşterilere bir güzel kakaladım.
Yeni aldığım BMW'nin taksitlerini bu ay bitiriyorum.
Sahiden de bu ülkenin denizi de bitmiyor kerizi de!" Not: Çocuklarına yedirmediği bayat balıkları başkalarının çocuklarına yedirenlere de zıkkımın kökünü yedirecektir hayat.
Hiç kuşkunuz olmasın.