Tarihi 7 Ocak 2021

Ciddi yazı!

İNSANLAR yaşam kavgası verirken oluşturulan suni gündemlere bakıyorum, sonra da ekranlardaki tartışmalara.
Her köyün kavalcısı ve fareleri var. Mamaları önüne konan kediler kuyruklarına takılan renkli kurdelelerle gurur duyarken meydan boş.
O yüzden farelerin ağzı kan kokuyor, fareler paradan ve şöhretten sarhoş.
Kavalcılar bildiğiniz gibi, köyleri şehirlere taşıyor!
Parayı verene kavalı çalarken!

***

Teknolojinin insan hayatına nasıl zenginlikler kattığını görüyoruz!
Geçen gün bir arkadaşımın oğlu "biliyor musun?" dedi "sanal alemde ciddi ilişki pazarlayan siteler var." Her şeyin laçkalaştığı bir düzende bütün ciddi erkekler ve kadınlar böyle bir sitenin kurulmasını bekliyordu herhalde!
"Ciddi olamazsın" dedim, "yoo ciddiyim" dedi ve siteye üye oldu!
Şimdi yürürken bile çok ciddi ve yüzünden düşen bin parça!

***

Sistemin nimetlerinden yararlanıp bahtiyar olmak varken, namuslu bir hayatın içinde genç yaşta ihtiyar olmak enayi masalı sayılıyor.
İnsanların göğsünü para kabartırken yükselen değerin alçaklık olmasında da sakınca görülmüyor.
O yüzden ergen kızlar bile hokkabaz zenginlerin kapılarında bekliyor.
"Şundan bir çocuk yapsam da hayatımı garantiye alsam" diye.
Bunlar kendi pisliklerinde boğulsa neyse ama böyleleri magazin aleminde boy gösterdikçe başka kızların ilham perisi oluyor.
Bilinçaltına emirler veriliyor ki, fakir rengin tonları "paralandıkça" o genç kızlara acı sonlar hazırlıyor.
O zaman da bu mesele ciddiyet kazanıyor.

***

"Para insanlığın gelişmesini engelliyor" dersem, değerleri üç paralık edenleri işaret etmiş olurum ama namuslu insanlara da haksızlık etmiş olurum. O halde cümlemi değiştirmeliyim. "Para şerefsizliğe müsait olanların gelişimini hızlandırıyor!" Bu konuda da ciddi delillerim var; mesela dost bildiklerim!

***

Merak etmeyin, o kadar ciddi gündemler oluşturulurken, böyle yazıların bu devirde hükmü kalmadı. Kalmasın! Bizim çocukluktan kalma dönüş biletlerimiz var. Vakit yok gemi kalkıyor, çocuk ruhlu tek yolcu kalmasın.
Not: Çocuklukla bağımızı kopartırsak yandığımızın resmidir. Ciddiyim!

Mutluluk Takvimi
El fenerini hazır tut.
Hapishaneye kitap gönder.
Yanlış olanı sorgula.
Çiğ börek yap.
Diş fırçana özen göster.


Biten bir aşkın
Hikayesiydi
Ayrılıkları anlatırdı
Gözlerin

Bazen resmini
Çizerdin bana
O dalgalı
Boş denizlerin

Yüreğim şimdi
Çok uzaklarda
Hasretin kalbimi
Sardı diz boyu

Yalnızım
Sancılı ve efkarlı
Sensiz dinliyorum
Rodrigo'yu

Hakkı Yalçın

Ne çirkin laftır o; "her yerde adamın olmalı."

BİR PARMAK BAL!
Virüse karşı gösterdiğimiz duruşla belki de hayatın zorluklarına karşı bağışıklık kazanıyoruz.
Ama kaybettiklerimiz o kadar çok ki, neler kazandığımızı düşünecek halde değiliz.
Fırtınanın dinmesi lazım.
Geçirdiğimiz travmanın bizlerde bıraktığı izleri silmemiz lazım.
Ocak ayında bile nisan ayını yaşarken "tabiat ana bize kıyak yapıyor" diye düşünmeyelim.
Ağzımıza çalınan bir parmak balın ömrümüzden neler alacağını da hesaba katmak lazım.
Kuraklık ikliminde!