Tarihi 22 Aralık 2020

Ne ektiysek o!

HAYAT kapısını her zaman açmaz, bazen aralık bırakır o kadar.
Yanlışların da geri dönüşümü vardır.
Adımız duruyor da sevdiğimiz adresler kayıp. Üstüne bir de virüs belası.
Önümüzden bir film şeridi gibi geçip gitti yıllar.
Tek tanık gözlerimiz.
Ne gördüysek o!

***

O kadar kitap okuduk sayfaların yazdığı kadarından fazlasını aldık.
Bazen bir cümlenin altını çizdik bazen üstüne bastık.
"Yeter artık yemeyin, çocuklar yaşasın" dedik.
"Televizyon ekranlarında bile ortaya karışık söylediler çocukların gözü önünde domuz gibi yediler!" Söylediklerimiz anlaşılmadı ya da biz anlatamadık.
Ne bildiysek o.

***

Bir gemi düşledik bir deniz, çıngıraklı korsanlar masal kuşlarımızı bile vurdular.
Kir tutan mıknatıslara paha biçilmez oldu.
"Zamansız doğduk" dedik, çektiğimiz acıların bile vergisini ödedik.
Ne yatlarında gözümüz oldu ne görkemli katlarında.
Sandalımız hala kıyıda!
Ne çektiysek o!

***

Ne deli aşklar yaşadık, bir çift göz sokak lambalarının altına çağırdı bizleri.
Aradığımızı bulamadığımız zaman şehrin altını üstüne getirdik.
Geceleri efkarlı şarkılar dinledik, karanfiller alıp güller verdik. Dışında kaldık içimizde yaşattığımız derin duyguların. El salladık gidenlere her şey rüzgar gibi geçti.
Ya da ayağına güller saçtıklarımız bir tarlanın ortasında korkuluk olmayı seçti.
Ne sevdiysek o.

***

Dostlarımız oldu ya da dost zannettiklerimiz, kendimizi bazen kalabalık sandık.
Onlar bizi akvaryumda balık yerine koydular.
İyi günde herkes yanımızdaydı da kötü günde kadavramızdan bile medet umdular. Kaybettiklerimizi kazanmak için çaba göstermeyi bıraktık.
Ne bulduysak o.

***

Hayatta ne dilediysek hepsi geri tepti.
Düğüm attık çaresizliklere sonra bir düğüm daha.
Artık bezginiz ve ürkek.
Miadı doldu umutlarımızın çaylarımız soğudu.
Sökükler için ne iğnemiz var artık ne ipliğimiz.
Ne diktiysek o!

***

Hepimize yetecek kadar barış vardı da şimdi birbirine bakan insanların yüzü bir karış!
Şimdi içimizden boş bir tren geçiyor, içinde yıkılan hayallerimiz var. Çocuklara verdiğimiz sözleri tutamadık, inandığımız gibi olsun isterdik dünya, olmadı.
Bazen pişmanlıkları biçiyoruz ama aynı şansı iki kere vermiyor zaman.
Ne ektiysek o!

UZUN CÜMLELER!
Hayatın kör noktalarını yakalamak için ruhun derinliklerine inmek gerekir de yükselen değerin alçaklık olduğu bir dünyada bunun hükmü kalmış mıdır?
İsyanlarını içine gömen yaşlı insanların iç sesine ah düşüyorsa, onların yüzünü güldürmeyenlere de günah düşüyor demektir.
Gelecek hepimize aynı sırrı üflerken işine gelenleri duyanlarla, yediklerini önüne yemediklerini çöplere boşaltanların çocukları bir gün aynı kaderde buluşacak.

MUTLULUK TAKVİMİ
Kredi kartına güvenme.
Önyargılı olma.
İlginç bir çorba icat et.
Türkan Şoray filmi izle.
Dişlerine iyi bak.

Acılar çadır kurmuş
Gönlümün otağına
Her akşam uzanırım
Hasretin yatağına
Ellere uysal deniz
Bana dinmez fırtına
Her sabah biraz daha
Yükler biner sırtıma
Tütün kokar ellerim
Cebimde ekmek param
Sadece nefes almak
Benim bütün maceram
Ömrüme kilit vurur
Bu şehrin ışıkları
Yüreğime dokunur
Sevgisiz aşıkları
Hakkı YALÇIN