Tarihi 3 Eylül 2020

Dünyalı

İstanbul Yenikapı'da geçen çocukluğumda mahallede 90 yaşını aşmış bir dede vardı Plevne Gazisi.
Hep sorarlardı ona "yeniden dünyaya gelsen ne olmak istersin?" Cevabını hala hatırlıyorum; "kula kul olmayayım bu bana yeter." O adamı çok sevmiştim.
Kula kul olanları gördükten sonraki zamanı sevmedim.
*****
Çocukluğumuzda İstanbul'da kırk yılda bir gangster çıkardı da aklı çıkardı şehrin.
Hepimizin duyduğu bir katil ve arkadaşları İstanbul'a korku salmışlardı da bizim aramızda bile adı geçerdi; İrfan Vural.
Yıl 1967. Burgazada Yatılı İlkokulu üçüncü sınıftaydım.
27 Aralık akşamı olay radyolarda birinci haberdi.
"Firari katil İrfan Vural ve Mehmet Edis polisle aralarında geçen müsademe sonunda öldürülmüşlerdir." Olay yeri Karagümrük.
Olayın ilginç bir hikayesi vardı. 26 Aralık günü postacı Asayiş Şubesi Müdürü Vedat Sokollu'ya tebrik kartı getirmişti.
Kartın üzerindeki yazı okunaksızdı ama arkasında bir aile fotoğrafı vardı.
İyiniyetli görünen tebrik kartını yakından okuyan Asayiş Şubesi Müdürü Vedat Sokollu birden ayağa fırladı çünkü kartın üzerinde İrfan Vural imzası vardı.
******
İtalyan mafyalarının emniyet güçleriyle alay etmesine benzeyen bu davranış biçimi Asayiş Müdürü'nün hem gücüne gitmişti hem de kartın gönderildiği yerden adres ışığın yansımasına sebep olmuştu.
Hemen büyük büyük çaplı bir operasyon.
Ertesi günü katil ve arkadaşları Karagümrük'te sıkıştırılmış 8 dakika süren çatışmada İrfan Vural öldürülmüştü.
Bütün gazetelerde polislerin büyük fotoğrafları basılıydı.
Ben bu haberde olayda ağır yaralanan Cinayet Masası memurlarından Mustafa Yalçın ismine takılmıştım. Kendisini vuruşmada ortaya atan ve İrfan Vural'la boğuşan bu cesur adamı okuldaki arkadaşlarıma "bizim akrabamız" diye anlatmıştım gururla, "Yalçın" soyadına mahsuben!
Vefasız akrabaların utancını hiç tanımadığım bir adamın soyadındaki gururla ödeştirmiştim.
O cesur adam nur içinde yatsın.
*****
Sonraki yıllarda hemşericiliği de sevmedim ayrımcılığı da.
Bazen soruyorlar "nerelisin?" diye, "dünyalıyım" diyorum.
Dil farkı da bilmem din farkı da bilmem.
İnsandan yanayım kardeşlik türkülerinden dağ çiçeklerinden Yetmez mi?

NEYİN TALİHİ!
Talih beyaz bir umuttu insanlar için ama artık kara bir tuzak.
Sizleri bilmem ama ben talihimi haraca bağlayan talih ve bahis oyunlarına noktayı koydum.
"Beni aptal yerine koymayın!" notuyla birlikte.

MUTLULUK TAKVİMİ
Eve girince duş al.
Maske takmaktan vazgeçme.
Bebek patiğine zil tak.
Organlarını bağışla.

Bir kader fırtınası
Aramızdaki savaş
En deli anıları
Siliyor yavaş yavaş
Kendini ele verir
Kalbi kırık sevdalar
Sönmeye çeyrek kala
Yıldızlar böyle parlar
Aşk da yenilir
Zamana karşı
Kal diyemem ki sana
Git hadi git
Bazen alışmak
Kıymaktır aşka
Alıştık ve kaybettik
Hakkı YALÇIN