Tarihi 21 Mayıs 2020

Dünya!

İlk randevusuna koşarak gelir dünya.
İnsanoğlunun masumiyet kundağında verdiği sözü unutmadığı için.
Her şeyden önemlisi insanların konuşarak anlaşacağından şüphe duymadığı için.
Kucağını sevgiyle açar sonsuz nimetlerini sunar da dünya yemekle bitecek gibi değildir, üzerinde tepinmekle ezilecek gibi değildir.
Öyle zanneder insanoğlu yıktıkça yıkar ve para için her geçen gün biraz daha insanlığından çıkar.
*****
İkinci randevunda güvenini yitirmiş şekilde bekler dünya.
İnsanın ruhundaki kire bakar azalan insanlığa çoğalan günahlara.
Toprak ananın elinde diri olması gerekenlerin insanların elinde ölmesi dünyanın keyfini kaçırır, sadece bekler.
O sırada denizdeki son balığa ağaçtaki son yaprağa göz dikmektedir insanoğlu.
Gözü doymaz ruhu açtır.
*****
Sonraki buluşma pek iç açıcı geçmez.
Karşı koymanın dayanılmaz zevkinden dünya da nasibini alır.
Sunduğu muhteşem renkleri koyu renklerle takas eder.
Bütün güzelliklerin suyunu çekmesine mahsuben işaretler gönderir vicdanlar ayaklansın diye.
İnsanlar genetiğiyle oynanmış gıdalarına güvenmektedir, teknolojisine.
Bedeller ortada!
*****
Şu sıralar Çin'in ürettiği virüsün etkileriyle savaşıyor insanlar.
Dünya da seyrediyor.
"Dünya nüfusu gereğinden fazla" diyerek insan ölümlerine göz yuman kapitalist cellatları izliyor.
O yüzden ağlayan meleklerin gözyaşlarıyla yıkanıyor dünya.
Temizlenmesi ne mümkün.
*****
Çin'in kansız Başkanı birkaç gün önce kendilerini temize çıkarmak için "Dünya Sağlık Örgütü'nü araştırın" dedi.
Dünya Sağlık Örgütü bu virüs çıktığında "insana bulaşması mümkün değil" görüşünü bildiren paranın uşağı bir örgüt.
Sağlık lafta!
Bir damla suya muhtaç Afrikalı çocukların yüzünde dolaşan sineklerden bile yağ çıkarmak derdindeki tam teşekküllü kapitalist teşkilat!
Yıllık 5 milyar doların üzerinde bütçeye sahip olan bu örgütün sağlık için harcadığı para bütçesinin yüzde dördü.
*****
Kapitalizmde insan canının zerre kadar değeri yoktur.
Dünya, Çin'in de Dünya Sağlık Örgütü'nün de ne mal olduğunu gördü!

NOSTALJİK SEVDA
Nostalji çocukluğumuzun tahta sandalyeli çay bahçelerinde unutulmuş bayram kartpostalıdır.
Çocukların güzelliğini çeken fayton.
Bilgisayar oyunlarını cebinden çıkaran gariban lunapark.
Haksızlığa karşı mücadele eden yoksul bir şövalye!
Duyguların arkeolojisinde siyah beyaz yılları hiçbir renge değişmem.

MUTLULUK TAKVİMİ
Doğa konulu fotoğraf çek.
Çocuk parkında köpek dolaştırma.
Evrensel düşün.
Gelecek adına umutlu ol.

Kapılmaya gelmiyor
Sevdanın rüzgarına
Yanmak dersen buna
Yandım be ana
Rüzgara uçar kuşlar
Yeri geldi yoruldum
Sadece kalbimden değil
Sırtımdan da vuruldum
Hiçbir aşka duymadım
Kalbimde hasretine
Duyduğum sızı kadar
Hiçbir aşk fotoğrafı
Bu kadar derin olmaz
Anneyle kızı kadar
Hakkı YALÇIN