Üstünde taşınan bir apolet varken, dağ hukuku devreye giriyor.
Zarafet yerde kıvranıyor.
Kabadayılığın ve çirkinliğin futbolda otorite olmasına izin veren sistem eseriyle gurur duyuyor! Görüyoruz ki, futbolun dekoru muhteşem!
Sokakta gazeteci döven futbolcuları.
Milli takım uçağını hatırlayın, yerle bir olan karizmayı.
Şiddetin tahıl ambarı tıka basa doluyken, sportmenlik ve asalet açlık çekiyor. Milli takımın başındaki adam gazetecilere "onu çekme bunu çek" dediği halde sorgulanmıyor.
Sinsi bir radyasyon yayılımı!
Nedir bu kibir, bu kendini beğenmişlik?
Türk futboluna yapılan en büyük kötülük, bazı adamların hükmünün sürdürülmesine izin vermektir.
Fatih Terim de, Aziz Yıldırım da buna dahildir.
Kabadayıların sevdasına kör olacağımıza, çocuklarımızın geleceğine gözlerimizi açalım.
Takım tutacağımıza "adam tutalım!" Ya da unutalım çocuklarımızı.
Ne halleri varsa görsünler öyle mi?
O farkı hissetmedikçe.
Bugün çoğalan çocuklar yarın azalacaktır. Bundan da en çok kabadayılığın temsilcileri haz alacaktır!