Tarihi 20 Aralık 2016

Güzel insanlara

Üç günde her şeyin unutulduğu bir memlekette, canlarını feda edenlerin hikayelerini canlı tutmak gerek.
Sıvası dökülmüş evlerin içinden çıkan kahramanları.
Onlar ülkemizin askerleri.
Son nefesinde bile memleket sevdasını yudumlayan ölü canlar Bizdeki heyecanlar kadar diri.
Tarihin yüreğinde isimleri yazılıdır.
Her birinin cennette hazır yeri.
Ve hiçbir zaman solmasın, onların mezarlarındaki karanfilleri.

***
Her biri tomurcuktur, 20 yaşlarında bir çocuktur daha.
Dağlarına bahar gelirdi memleketimin, şimdi kahpesi gelir haini gelir.
Şimdi ithal bombalar gelir.
"Benim doğduğum yerlerde, kimse kimseyi bu kadar öldürmez" diye düşünür, son nefesini vermeden önce.
Anasının suladığı sardunyalar gelir aklına.
O sırada kahpe bir ölüm getirir bombalı araç.
Ajanslar yetiştirir haberi.

***
Her biri 20 yaşında çocuktur daha.
Islatırsa vatan sevdası ıslatır gözlerini.
Bir de analarına, sevdiklerine duydukları özlem.
Vatanı korumayı giyinip hasret solurlar.
Bazılarının taşı bile ağlatır hayat öyküleri.
Tetikte dururlar her vakit.
Aynı renkten konuşurlar, aynı toprakların üzerinde.
Vatana komando olmakla kısa bir mola vermek gibidir hafta sonu çarşı izinleri.

***
Yaşamaktan paylarına düşeni alamamışlardır da, hayat kavgasında umutları gri!
Bazen küçücük bir güzellikle önlerine sererler mavileri.
Paraları olsa da, vatani görevden kaçmak gibi bir düşünce onlarda mevcut değildir.
Sevdaları ömürlük.
Şarkıları vardır arabesk motifli.
Her birinin kendine hastır mitolojik hikayeleri.

***
Babalarının gözleriyle yazdıkları mektuplar vardır, ezberindedir hepsinin.
Geride bıraktıkları sevdalıları vardır, ucu yanık mektuplarda uygun adım hasretleri.
Kendilerine ağıt yazmazlar.
"Sakın ağlama" derler analarına.
"Ağlama da sevinmesin canlı bombaların kafiri!" Ana yüreği bu dinler mi?
Gariban evlerden sesler yükselir.
Yüreklerden yankılanan çığlıklarla, tabutların üzerine düşer anneliğin evladına sevdasının bütün halleri!

***
Canlı bombaları elleriyle besleyip, imal ettikleri patlayıcıları maşalarıyla yurda sokanların gerçek yüzleri korkunçtur.
Boyunlarına ihanet asılmış, Avrupalı ikiyüzlü sahtekarlardan her zamanki naylon bildiri.
İçinde kanla makyaj yaptıkları sözde başsağlığı cümleleri.
O çocuklar her iki dünyada da onların yüzlerine tükürecektir emin olun.
İçlerinde birikenleri.

***
Şehitler kadar, yaralıları da konuşmalıyız.
"Bir kolum fazla, tek bacağımla da idare ederim" diyerek, ülkesine helal ettiği yaşamın karşılığında hikayesine veda etmelerini beklemeden.
Onlar için de yüreğimize bir ok saplamak gerekiyor.
"Ne sevindim yaşadığıma, ne ölmedim şükrettiğime" demeyecekleri kesin ama.
Onları hayata bağlamak da ülkemizin görevi.