Tarihi 21 Ekim 2013

Puan kaybetse yazık olurdu

Dün gece, galibiyetin ruhsal eğitimini almış bir Fenerbahçe vardı sahada.
İstekli. Sonucu elde etme gücünün kendisinde olduğunun bilincinde.
O takım son saniyeye kadar bu ruhu temsil ediyor da, maçı kopartıyorsa.
O takıma saygı duyarım.

* * *
Yüksek tempolu oynadığı zaman hakimiyetini kuran, rakip kale önünde pozisyon zenginliği yaşayan bir takımın, galibiyet kurallarını kendisinin belirlemesi gerekiyordu.
Ama bir bakıyorsunuz Fenerbahçe oyundan kopuyor.
Zaman içinde ihtiyarlamak gibi.
Bu görünenden tehlikeli bir oyun.
Bazen kazanmak için zaman yetmeyebilir.
Çünkü bilinmelidir ki.
Liderlik bir aşktır.
Bulunduğu yeri korumak, onu elde etmekten zordur.

* * *
Oysa Fenerbahçe adına müthiş bir başlangıç izledik.
Orta alanı hızlı geçmenin gösterisini.
Sow'un attığı golde, iki pasta gol yapmanın sanatsal gösterisine alkış tuttuk.
Gol attıktan sonra kabuğuna çekilmenin, bu takımın en kötü alışkanlığı olduğunu unuttuk.
Bize yeniden hatırlattılar.
İkinci yarıdaki Fenerbahçe'yi sistem takımı olarak sahneye koyarken alkış topladılar.
Dün geceki Fenerbahçe, puan kaybetse yazık olurdu.

* * *
Savunmadaki yan pas hastalığını işaret edelim Cristian'ın topu geveleme helinin reakibin toparlanmasına yataklık ettiğini not edelim.
Ama Kuyt'un işçiliğine yine kocaman alkış gönderelim.
Sow gecenin özel isimleri arasında yazalım.
Mehmet Topuz'u farklı sayalım.

* * *
Fenerbahçe'nin kazanma ruhuna tam puan verirken, hakem Halis Özkahya'yı da içi boş yıldızla uğurlayalım.
Sahadaki en garip adam oydu.