Tarihi 16 Mayıs 2011

Bas gaza kaptan son durak Sivas

Dün gece galibiyete giden bütün yolları tutmuş askerler takımıydı Fenerbahçe. Örülen duvarları Alex'in penaltı yağmuru ve sanat kokan golleriyle yıktılar.

* * *
İlk dakikalarda dirençli bir Ankaragücü var sahada.
Hem alan savunması, hem adam savunması şehvet ve şiddet karışımında bir mücadele anlayışları var. "Bu şiddetin şehveti onların içini boşaltır!" dedim.
Fenerbahçe'nin gergin ama mesafeli oyun anlayışını, liderliğin direniş karşısında alacağı gardın yansıması saydım.
Gelecek dakikalara gizlenmiş bindirmelerin taktik anlayışı.

* * *
Aynen öyle oldu.
Arka arkaya gelen 2 penaltıyla, maçın başındaki kurtların dansı, Ankaragücü adına kuzuların sessizliğine büründü.
Ama bu penaltılarda pozisyonun markasına baktım da... "Made in Alex de Souza..."
O sadece bir yıldız değil. "Puan kaybına hayır" örgütünün de lideri.

* * *
Gollerden sonraki Fenerbahçe'ye baktım da, gerginliğinden kurtulmuş bir takım vardı sahada.
Geniş açılımlar, ruh sükuneti ve güvenli duruşun tüm halleri.
Sahadaki en çalışkan isimler, Mehmet Topuz ve Niang.
Bu yarıda Fenerbahçe takımının futbol olarak altın değeri olmasa da.
Fenerbahçeli futbolcuların kazanma imecesine tam puan.

* * *
İkinci yarıya yine penaltılı başlangıç.
Hep aynı numaraları deneyen sihirbazların foyası ortaya çıkar ama üçüncü penaltıda da gördük ki, Alex gibilerinin şapkasından tavşan da çıkar, fil de.

* * *
Alex'in son dakikalarda gelen 2 golünden sonra, kendimi tutamadım "Bu adam suyu bile yakar" dedim, Ankaragücü takımını yakmak ne ki." Maçın bitiminde bütün tribünler Alex'e haykırıyordu zaten.
"Bas gaza kaptan.
Son durak Sivas!"