Kocası Petro'yu tasfiye ediyordu. Alman kökenliydi.
Yönünü OSMANLI'ya çevirmişti. Hatta İNGİLİZ KRALI Amerika'daki Bağımsızlık Savaşı'nda kullanmak üzere 20 bin kiralık asker istiyor ancak "hayır" cevabı alıyordu.
Motivasyonu Osmanlı'ydı.
Sınır boylarında savaşlar devam ederken içeride PUGAÇEV AYAKLANMASI baş gösterdi. Rus tarihinin en büyük ayaklanmasıydı.
KÖLE gibi yaşayan kalabalıklar ASİLLERE karşı örgütlendi. Tüm ülke yangın yerine döndü.
Katerina bu ayaklanmalar için arkada hep YABANCI parmağı aradı. Aradığı OSMANLI etkisiydi.
Komutanları "Yok" dedi.
Ancak hiçbir zaman buna inanmadı. Kazak Pugaçev'in Osmanlı tarafından yönetildiğini düşündü. İSTİHBARAT böyle bir şeydi, rakibini değişik menteşelerle tutmak ve mümkünse yok etme sanatıydı...
Gündemimiz GARA...
Yine istihbarat işin içinde, merkezinde... Peki denge neydi? Ne oluyordu?
İşte bunun cevabını KATAR üzerinden verelim..
Katar Şeyhi Temim, Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi mezunuydu.
Tıpkı Ürdün Kralı, Umman Sultanı, Bahreyn Kralı, Kuveyt Emiri, Dubai Emiri ve Abu Dabi emiri gibi... Şeyh Temim ağabeyi CASİM'in feragati ve babasının canlı yayında iktidarı teslim etmesi sonucu ŞEYH oldu. Katar İngiltere'nin ORTADOĞU'daki en sıcak, en içten ortağıydı...
Suudlar'da etkili olsalar da ABD orada işin içindeydi.
Yalnız değillerdi. AK PARTİ iktidara geldiğinde Türkiye-Katar arasındaki ticaret sadece 26 milyon dolardı. Sonraki yıllarda Türkiye ABD'den kopuyor, başka bir kulvara geçiyor ve yanında İNGİLTERE'nin en özel destekçisi KATAR'ı buluyordu. Buckingham KÜRESEL anlamda yeni bir sayfa açıyor ve yeni bir oyun başlatıyordu. Pekin'den Ankara'ya, Doha'dan Londra'ya kadar...
Katar'ın BORSA İSTANBUL'dan TANK PALET FABRİKASI'NA kadar uzanmasının altında yatan gerçek ABD'ye karşı ekonomik destekti... İki ülke arasındaki işbirliği, Türkiye'nin orada ÜS kurmasına kadar gidiyordu!
İki ülkenin yakınlaşması ABD kontrolündeki başkentlerde mutsuzluğa yol açıyordu. Bu nedenle KATAR'a ambargo geliyordu. Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır rengini belli ediyor ve Katar'a karşı blok oluşturuyordu. Arkada ABD vardı. Bu ülkeler öncelikle "TÜRK ÜSSÜ KAPATILSIN" diyordu.
Müslüman Kardeşler, IŞİD, El Kaide, Fetih el Şam gibi örgütlerle ilişkinin hemen kesilmesini talep etmekteydiler.
İngiltere oligarklar üzerinden, Katar üzerinden, Çin üzerinden Rusya'da etkiliydi. Oyun kurucuydu!
ABD, DOĞALGAZ'daki RUS-AVRUPA yakınlaşmasına bu nedenle karşıydı.
Bir adım sonra Londra'nın Rusya üzerinden de AB içinde çok etkili olacağını görüyordu. ABD de bunu bildiği için KUZEY AKIM-2'ye sert çıkıyor, DOĞU AKDENİZ gazını ve ittifaklarını sahaya sürüyordu. BREXIT ile kendi yoluna, kendi ittifakıyla gidecek olan İNGİLTERE'yi durdurmak istiyordu. İsrail- Yunanistan-Mısır-Kıbrıs Rum- Girit adımlarını atıyordu. Bu dengeyi bozmak için Yunanistan'ı parlatıyorlardı... Yani GARA'da karşımıza çıkan PKK tabelası olsa da aslında ABD'nin bölge politikaları ve desteğiydi. Trump çok istemesine rağmen bölgede etkili olamadı. Biden tam tersini yapacaktı. Biz bilmiyoruz ancak SURİYE ve AKDENİZ'e açılan o hat sandığımızdan çok değerliydi... Türkiye ve PKK'yı bir an unutun!
O bölgeye ABD hakim olursa İNGİLİZLER'in ORTADOĞU masalını bitirirdi. Tam tersi durumda ise ABD silinip giderdi.
Türkiye bu nedenle çok ama çok önemliydi. KAŞIKÇI cinayeti, Suudi prenslerin RİTZ CARLTON OTELİ'NE doldurulması nedendi? Bu darbe de ABD-İNGİLİZ SAVAŞININ sahne almış haliydi!
ABD ile stratejik ortaklık sürerken, Türkiye'nin canı yanmamışken AÇILIM SÜRECİ geliyordu. Bu Ankara-Washington arasındaki sıcak ilişkinin bölgeye yansımasıydı.
Haliyle oyun planı bozulan İngiltere oluyordu.
İlişkiler raydan çıkıp ipler kopunca doğal olarak politika değişikliği yerini aldı.
Anlaşılmayacak bir şey de yoktu...
S-400'lerin tercih edilmesi de, Katar'a kapıların açılması da, F-35'lerden uzağa itilmemiz de izlenen KÜRESEL POLİTİKANIN sonuçlarıydı...
Bu nedenle GARA Operasyonu'ndan sonra ABD "EĞER"li konuşurken İngiltere ve Rusya koşulsuz destek veriyordu...
Taraflar netti! Görmesini bilenler için. İç siyaseti de böyle değerlendirin...
