Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 3 Eylül 2020

Kırmızı kod!

ÜZERİNDEN zaman geçince bazı soruları sormak daha anlamlı oluyor sanki... Tansiyon düşünce anlatmak da anlamak da daha kolay...
Olaylar dünya medyasında manşetleri süslerken GEZİ EYLEMLERİ'nin arkasındaki görünmeyen hesabın AKDENİZ olduğunu yazdım.
Yaklaşık 7 yıl önce... Gençler AĞAÇLARI korumak için sokağa indiğini düşünürken, Taksim'i korumak için Dolmabahçe'ye girmeye kalkarken, Meksika'dan verilen siparişle gelen pizzaların dağıtıldığını görürken o ateş topuna dönen meydanda kimse AKDENİZ'i aklına getirmezdi. Böyle olurdu zaten...
BATI'ya kabaca baktığınız zaman bir de yanına AFRİKA'da yapılanları eklediğiniz zaman iki ağaç için TÜRKİYE'ye gelmeyecekleri ortadaydı.
Ama anlatmak da anlamak da zordu. 120 YABANCI medya kuruluşunun TAKSİM'de olma nedeni İKİ AĞAÇ olamazdı! Asla ve kat'a olamazdı. Elbette ağaçları koruyacağız. Elbette ülkemize sahip çıkacağız. Ama bunu yaparken de aklımızı bir kenara koymayacağız... Üzerinden 7 yıl geçtikten sonra AKDENİZ'in nasıl bir KÖRDÜĞÜM haline getirildiğini görüyorsunuz. Elbette TAKSİM'e çıkan gençlerin bundan haberi yoktu. Saf duygularla çıkılmıştı ama birileri kaostan fayda beklerdi! Zayıf ve güçten düşen Türkiye etrafındaki hazineden pay alamazdı. Gelenler bunu bilerek adım atardı... Bize düşen bin düşünüp bir adım atmaktı...
Devam...
Dün kaldığımız yerden devam edelim...
Dünyanın çok önemli şirketleri tek başına karar alamaz.
Dünyanın en güçlü isimleri de tek başına karar alamaz. Ancak bir şirket var ki o işte karar alıcı merkezde yer almaktadır.
Hollanda merkezli görünse de aslında 198 ülke merkezli bir şirket yapısına sahiptir. O şirket Vitol Group olarak günümüzde etkinliğini sürdürmektedir.
Emtia ve enerji ticaretinde faaliyet gösteren şirketin yani Vitol Group'un eski CEO'su Ian Taylor, "Her ülke çok önemlidir.
Ancak bazı ülkeler jeo-stratejik konumu nedeniyle dünya var olduğu sürece hep önemli olacak.
Bu ülkelerin başında da Türkiye geliyor. Biz Türkiye'ye yatırım yapacağız. Türkiye güçlenen ve bölgesinin değerini iyi bilen bir ülke. O nedenle Türkiye bizim için hep öncelikli olacak" dedi. Ian Taylor bu açıklamayı yaklaşık 4 yıl önce yaptı. Şirketin efsane ismi bizim burada anlatmakta zorlandığımız vurguyu yapıyordu...
Şimdi Türkiye'nin ne kadar stratejik konumda olduğunu günümüzde daha net izliyoruz.
Vitol Group enerjiye yön veren şirkettir. Enerji de silahtan daha önemli bir güçtür. Silah yapmak için enerjiye ihtiyaç vardır. Son dönemde enerjiye ulaşmak için silah gerekliydi. Bu da doğru bir yaklaşımdı ama yeni dönemde enerjinin etkinliğini göreceğiz.
Ian Taylor, Türkiye'nin önemine değinirken Karadeniz, Ege ve Akdeniz'i ima ediyordu. Ancak Türkiye'nin yeraltı kaynaklarının ne kadar değerli olduğunun altını çizmemekte ısrarlıydı.
Vitol Group o nedenle Türkiye ile yakın olmak istiyordu. Gelip PETROL OFİSİ'ni satın aldı...
Vitol Group'un dünya enerji sistemini yönettiği kurulu da Türkiye'nin kendi başına bırakılmayacak kadar değerli olduğuna inanıyor. Çünkü Türkiye, uzun yıllardır bir çizgide gidiyordu. Bu çizgi, Washington ile Londra arasında bir dengeydi. Türkiye son yıllarda bu çizgiden ayrılmaya karar verdi.
Tabii bu KOPUŞ Türkiye'nin severek isteyerek yaptığı bir şey değildi... OSLO görüşmelerinin sızmasından 17-25 Aralık operasyonlarına, Başbakan Erdoğan'ın ofisine BÖCEK konulmasından Gezi Olayları'na, MİT'in eski yeni yöneticilerine tutuklanma talebinden Reina baskınına, Atatürk Havalimanı saldırısından Dolmabahçe katliamına kadar pek çok şey yaşandı. Türkiye bütün bu operasyonlardan sonra kendi rotasına girdi. İKİ ÖNEMLİ BAŞKENTE mesafe koydu...
Londra da Washington da Türkiye'nin kendi tarafına yakın olmasını istiyordu.
Son yıllarda Türkiye'de yaşanan tüm olumsuzlukların nedeni Ankara'nın iki başkenti denge olarak tutmayı bırakmasıydı.
Türkiye'de yaşanan siyasi olayların tamamı, iki ülke merkezlidir. Tabii bir de yanına BERLİN faktörünü eklemek şart... Türkiye ORTAKLIK için zorlanmakta. Büyük güçler "Ortaklık yapalım" teklifiyle gelmekte. Dolaylı dolaysız.
Türkiye buna direndikçe tansiyon artmakta. İKİ BAŞKENTTEN birini seçmek de yetmiyor. Diğeri kendi ekseniyle geliyor bu kez.
Buna rağmen Türkiye son 1 yılda hiç tahmin edilemeyen önemli adımlar attı. Suriye, Irak ve Libya'da masadaki en önemli oyuncu olduğunu gösterdi.
O nedenle Türkiye, bir anda Avrupa'nın da hedefi haline geldi.
Türkiye önümüzdeki günlerde çok daha önemli adımlar atmaya kararlı. En azından Washington ve Londra'da bu izlenim var.
Avrupa da bunu bilmekte...
AKDENİZ paha biçilemeyen bir ELMAS gibi. Hem ortaklık teklif edip hem saldıracaklar.
Merkel'in tüm AVRUPA'yı Yunanistan'ın yanına çağırması az şey değil. Hatta PAPA'nın DOĞU AKDENİZ'e müdahil olması da...
Yine açık kaynaklardan gidelim... Bir olayı aktaralım...
Henk Vietor ve Jacques Detiger önemli isimler. Güçlü ağlara sahipler. Vitol Group onları güçlü hale getirdi. O kadar güçlüler ki dev bir ORGANİZMA bıraktılar... Tarihler 2016'nın sonunu gösterirken çok önemli bir isim ŞİRKETİN kapısından içeri süzüldü. Donald Trump'ın BAŞKAN olarak BEYAZ SARAY'a geçmesinden birkaç hafta önce... Masada iki güç vardı! Biri GÖLGELERİN KRALI olarak tanınan VİTOL'ün o günkü görünen patronları, diğeri ise sonradan ismini çok sık duyacağımız Mike Pompeo...
O günlerde Pompeo'nun ismi pek bilinmiyordu. Önemli bir akımın temsilcisi olsa da adı çok bilinmeyen Pompeo'nun perde önüne çıkacağı zaman yaklaşıyordu. Pompeo, saygılı bir şekilde masadaki PATRONLARDAN bir ricada bulundu. Rusya Devlet Başkanı Putin'den bir talepleri vardı.
Putin'in bu isteği yerine getirmesi için önemli kişilerin aracı olması gerekiyordu. Putin'in de belki de hiçbir zaman hayır diyemeyeceği İKİ KİŞİ Pompeo'nun karşısında oturuyordu...
Pompeo konuya girdi.
Çok uzatmadı. "Yardımınızla Putin'den Edward Snowden'ı almak istiyoruz. Siz destek vermezseniz bu mümkün değil.
Yardımınızı esirgemeyin" dedi...
Vitol Group'un patronları görünen yüzleri olan isimler, bir telefon uzaklığındaki Putin'den Snowden'ı isteseydi, hemen uçağa bindirilip ABD sınırlarına götürülürdü. Bütün bunlar ışık hızıyla gerçekleşirdi... Ancak Pompeo'nun talebi kabul görmedi. İstek reddedildi!
Nedenini kimse bilmiyor. Ama Pompeo eli boş döndü.
Edward Snowden'ın görev yaptığı NSA, dünyanın her noktasını dinliyordu. El atamadığı veya 'kırmızı kod'la yasak olan tek bir yeri dinlemiyordu. O da Vitol Group... Şirketin patronları ve önemli yöneticileri NSA'in kırmızı kod listesinde yer alıyordu.
Bu durum bile Vitol Group'un ne kadar güçlü olduğunun bir dışa vurumuydu. Dün de altını çizdiğim gibi VİTOL GROUP AKDENİZ'de...
Bu da işlerin karışacağının en büyük göstergesi... Eski dönemin kapandığının işareti... Belli ki AKDENİZ paylaşılacak. Herkes orada. Ama Türkiye çok güçlü olarak mavi sularda bayrak dalgalandırmakta... Ve bu hep böyle olacak...