Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 2 Ocak 2020

Yol ayrımı

TÜRKİYE'NİN girişimlerini, atılımlarını, hamlelerini BÜYÜMEK için harcadığı enerjiyi, dışarıya bakınca daha net görme şansınız olur... Türkiye'nin ilk kırılması 17-25 ARALIK operasyonlarıydı. 15 Temmuz Kalkışması ile birlikte artık yollar ayrılmış, Ankara ile Washington birbirinden uzağa düşmüştü... Peki Türkiye yıllarca içinde kaldığı ABD eksenli NATO çerçeveli politikaların yerine ne koyacaktı, hangi ittifakla bu boşluğu dolduracaktı? 2020'de de bunun bir yandan sancılarını mücadelesini diğer yandan ise hedefe kilitlenmiş bir iradeyi yaşayıp görecektik... Oysa 2010'ların ortalarında alevlenip 2013'te tavan yapan ve 2014'te Richard Rockefeller'in İngiliz MI6 tarafından öldürülmesi ile dönüşü olmayan yola girildi... BÜYÜK KAVGA başladı... Daha önce de yazdım... Gezi olaylarından MİT tırlarına MİT'çilerin yakalanma talebinden, tapelere, Reina baskınından Atatürk Havalimanı saldırısına kadar pek çok şey, TÜRKİYE'nin konumu ile ilgiliydi... Rahip Andrew Brunson'un tutuklanması da... Yapılan her operasyon, ERDOĞAN'ın ve dolayısıyla Türkiye'nin yönünü değiştirmesi içindi! Trump'ın gelmesiyle birlikte işlerin daha da sarpa saracağı anlaşıldı. Obama koltuğunu devredecekken OCAK ayının başında önemli bir imza attı. Rusya'nın ABD BAŞKANLIK seçimlerine karıştığı ve etkilediği gerekçesiyle Rus Askeri İstihbarat Başkanı Igor Korobov'un da aralarında olduğu 4 RUS İSTİHBARATÇISINA, 5 ŞİRKETE yaptırım uyguladı. 35 DİPLOMATI da sınır dışı etti... Yeni dönemin önemli işareti buydu! Obama git-geller yaşasa da ROCKEFELLER ekolüne yakındı... Zaten bu nedenle KRALİÇE ELİZABETH, yani DERİN İNGİLTERE KÖLE TEMALI tablo ile mesaj veriyordu. Prens William ve eşi Kate'in Kensington Sarayı'nda ABD Başkanı Obama ve eşini ağırlarken salondaki "Zenci Uşak" isimli tablo, skandala yol açıyordu. Londra "PATRON BİZİZ" diyordu... Kavga tavan yapıyordu... Aslında OBAMA Rusya üzerinden İNGİLTERE'ye mesaj yolluyor, Londra ise doğrudan "PATRON BENİM" diyordu... TABLO ORTADAYDI! Türkiye de özellikle 15 Temmuz'dan sonra S-400 alımı ile birlikte İNGİLTERE'nin büyük akılla kurmaya çalıştığı İPEK YOLU'nun ve yeni dengenin büyük oyuncusu olmaya karar verdi... Zaten başka da ŞIK yoktu... Ankara Washington ile kopmamak için çaba harcasa da ayrı düşülüyordu. Londra'dan gelen isimler ile de iki ülke derinden bir bağ üzerinden yakınlaşıyordu... 15 Temmuz'dan sonra ANKARA'ya ilk gelen İngiltere'nin AVRUPA'DAN sorumlu DEVLET BAKANI ALAN DUNCAN'dı! Duncan ilk adımı atıyordu. Boris Johnson da elinden geleni yapıyordu. İki ülke YENİ DENGEDE hızla yerlerine doğru koşuyordu... Türkiye ise dengeleri sağlamlaştırmak ve herkesle eşit ilişki kurmak çabası içinde VATİKAN'a gidiyordu. Erdoğan yaklaşık 60 yıl sonra PAPA ile VATİKAN'da görüşen ilk CUMHURBAŞKANI oluyordu. Bu çok önemli bir adımdı. Ancak DERİN İNGİLTERE hiç gecikmeden Türkiye'yi yanında tutmak için harekete geçiyordu. Akıllılardı... Türkiye'siz olmazdı. Biliyorlardı... Erdoğan döndükten kısa bir süre sonra İngiltere Anglikan Kilisesi Başpiskoposu Justin Welby KÜLLİYE'NİN yolunu tutuyordu. Erdoğan, Dünya Anglikan Kilisesi'nin dini önderi olan Canterbury Başpiskoposu'na "Yeni Türkiye'nin Vizyonu- Dünya Beşten Büyüktür" isimli kitabı vererek hedefi açık ediyordu... "BİZİM BÜYÜK OLMADIĞIMZ YERDE, KİMSE BÜYÜK OLARAK KALAMAZ..."
Justin Welby, çok değişik bir isimdi... David Cameron, Boris Johnson ile İngiltere Prensleri William ve Harry gibi Eton College'dan mezundu. KRALİÇE'nin yani KRALİYET AİLESİ'NİN KORUMASINDAKİ AKIMIN LİDERİ OLAN Welby, Enterprise Oil ve Fransız petrol şirketi Elf Aquitaine'da (TOTAL) da üst düzey yöneticilik yapmıştı. Daha sonra kendini dine vererek bir numaralı temsilci olmuştu. Ama PETROLÜ ve dengeleri çok iyi biliyordu! Doğal olarak... 15 Temmuz'dan sonra en akılda kalıcı açıklamayı Welby'nin de arkadaşı olan İNGİLTERE'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore yapıyordu... Moore "15 Temmuz'un arkasında kesinlikle FETÖ vardır. Bunu biliyoruz. Ama TERÖR ÖRGÜTÜ diyemeyiz..." şeklinde konuşuyordu... Israr karşısında ise "Terör örgütü olduğu yönünde elimizde kanıt yok" şeklinde cevap veriyordu... Zaten 15 TEMMUZ KIRILMASINDAN sonra Türkiye'yi terk etmek zorunda kalanlara bakın.. AKIN İPEK ile birlikte birkaç kişi Londra'ya, kalan büyük çoğunluk ise Almanya ile Amerika'ya gidiyordu... Bu KAÇIŞ HARİTASI bile 15 TEMMUZ'un arkasındakileri işaret etmekteydi... Moore, şu an MI6'in tepesindeki isimdi. Sanırım boşuna konuşmayacak kadar önemli bir yetkiliydi! Gelelim bugüne... İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra yapılan rol dağılımı, şu an için bitti. Yenisi de henüz kurulabilmiş değil. Çatışmalardan bunu anlıyoruz. SOMALİ'deki saldırı ile Bağdat'taki ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ'nin basılması aynı zincirin halkaları sadece! DERİN ABD yani ROCKEFELLER ve yanındakilerin arzusu TÜRKİYE ve İRAN'ın onların safında olması. İPEK YOLU'nun kontrolü için iki kilit başkent Ankara ve Tahran çünkü... İran'daki iç karışıklıklar, Çin ile olan yakınlığına itiraz, ROLLERİN dağılımının henüz tamamlanmadığının işareti... İRAN için ne olur bilinmez. Her şık masada. Türkiye daha karmaşık. Amerika Birleşik Devletleri Türkiye'yi kaybettiğini görmekte. Bu durum Washington'un bölgedeki bütün etkinliğinin sona ermesi anlamına gelmekte. Bu nedenle İÇ SİYASETTE LONDRA ile anlaşma yolunu seçmek için adım atmaları muhtemel... Türkiye 15 Temmuz'dan sonra haklı olarak Londra ile birlikte geleceğe adım atma kararı verirken canı en çok sıkılan Washington'du! NORMALDİ. Bu acıyı çekmek zorundalardı... Hataları diz boyunu geçmişti çünkü... En son yaptıkları finansal operasyon Erdoğan'ı tasfiye etmeye yetmemişti. Şimdi içerideki figürlerle LONDRAWASHİNGTON ortaklığının kapısını aralamaya çalışacaklardı... 1971 darbesinden sonra oturup anlaşmayı bilmişlerdi ne de olsa... BAŞKANLIK SİSTEMİNİN gelmesiyle birlikte CHP-HDP çizgisinin Rockefeller ekolünden uzak olmadığını görüyoruz. İYİ PARTİ ile SAADETİ'i de buralarda konumlandırmak aşırılık değil sanırım... Davutoğlu ve partisini de... AK PARTİ ile MHP ise bu ekolün karşısında... Yani ALMANYA-ABD arasındaki görünmeyen bağa karşı! YENİ DENGEDEN BÜYÜK PAY ALMAK İÇİN OMUZ OMUZALAR... Çok isimlere girmek istemem ama LONDRAWASHİNGTON olası ortaklığı buralarda sürpriz ön açmalara neden olur... Bazıları rüyalarında göremeyecekleri desteği bulurlar... Bence AK PARTİ en çok bu olasılığa dikkat etmeli... 2020'de çok şey yaşayacağımızı bilmemiz gerekmekte... Türkiye'nin her şekilde kazanacağı bir iklimdeyiz. NET! Yine de DİKKATLİ olmak iyidir!