Baktığınız zaman yeryüzündeki kavgayı çok net HD kalitesinde görebiliyorsunuz... Yukarıdaki kavgayı çözünce, aşağıda ne olacağı çok daha basit bir soru olarak karşınıza dikiliyor...
Ancak şunu unutmamak gerekir. SAVAŞLAR artık topla, tüfekle, bomba ile tankla, füze ile yapılmıyor. Çok etkili yöntemler var. ÖN HAMLELER var, bunlarla gidiliyor...
Açalım biraz... Daha net görülsün fotoğraf...
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, terör örgütü DEAŞ ile mücadelenin bitmeyeceğini, yeni taktikler geliştirmek zorunda olduklarını ve bu terör örgütünün birçok yerde ortaya çıkabileceğini söyledi. Bir terör örgütü düşünün! Eğitimlerini Amerikan askerlerinden alıyorlar. Kullandıkları silahların tamamına yakını Amerikan menşeli... Şimdi ABD'nin en güçlü isimlerinden biri olan POMPEO'nun bu oluşumu terör örgütü olarak sunması ve başka ülkelerde ortaya çıkabileceğini açıklaması garip değil mi? Bence garip!
Gerçekten ABD büyük oynayan ve bunu seven bir devlet! Sevsek de sevmesek de son İMPARATORLUK!
ABD güçlü bir ülke. Aksini söylemek pek mümkün değil!
Geçmişte özel kurgularla operasyonları yaparken, bugün özel ve itinalı kurgular üzerinde çalışmıyor. ABD Başkanı Trump "DEAŞ bitti" diyor. Pompeo, "Bitmedi" diyor. Trump, "Suriye'den çekileceğiz" derken, Pentagon ise "Şimdilik böyle bir planımız yok" diyor. Her ne kadar iç çekişmenin çok ciddi boyutlarda olduğu görülse de ABD'nin büyük planını engelleyecek bir çatışma hali olamaz. Olmuyor da! Trump çok kez PENTAGON'a karşı adım atıyor. CIA ile FBI ile çatışıyor.
Ama BÜYÜK VE DERİN YAPI YÜRÜYOR!
Bütün bunları izlerken ABD, Çin'i köşeye sıkıştıracak hamleleri arka arkaya yapıyor.
Ancak Pekin'den beklenen bir restleşme sinyali gelmiyor gelemiyor! Çünkü Amerika Birleşik Devletleri, Çin'e karşı operasyon planlarını çeşitlendirirken, 1 milyar 500 milyon nüfusu olan bu ülkenin enerji olmadan yaşayamayacağını biliyor. Bunu Çin de biliyor. Dolayısıyla ABD ile restleşmeye şimdilik niyeti yok. Neredeyse 1.5 trilyon dolar alacağı olduğu bir ülkeye karşı sesinin çok cılız çıkması da anlaşılır bir şey! Biliyoruz ki Pekin, ABD konusunda çok rahatsız.
Daha önce yazdım. Filmlere konu olacak hikaye... Buralarda kimse ilgilenmiyor. Garip ama kimsenin baktığı ettiği yok...
Aktarmıştım detaylı olarak...
Çin'in dev şirketi Huawei'nin sahibinin kızı Meng Wanzhou, ABD tarafından rehin alındı.
Bu konuda bile ciddi bir ses çıkarmayan Çin, Kraliçe II.
Elizabeth'in yardımını bekledi.
Desteğin BUCKINGHAM'dan gelmesi onları mutlu edecekti.
Hayal kırıklığı yaşadılar! Çünkü Kraliçe, eğer ciddi bir destek verseydi, bugün Washington, DEAŞ'ı Londra sokaklarına gönderirdi. Kraliçe II. Elizabeth de bunu bildiği için Meng Wanzhou için destek veremedi.
DEAŞ bitmedi, eskisinden güçlü ama Trump aksini söylüyor! Görev yeri değişiyor.
800 DEAŞ'lı ile AVRUPA KORKUTULUYOR. ABD oyun kuruyor! Terör en büyük ordu konumunda! İlginç mi?
ABD'yi bilenler için değil...
Bütün bu olanlara rağmen Kraliçe II. Elizabeth, Meng Wanzhou'nun babası Ren Zhengfei'yi aradı. Gizli diplomasi için gereken adımları atacağını söyledi. Fakat Kraliçe II.
Elizabeth'in gücü bu konuda etkisiz kaldı. Ren Zhengfei, Kraliçe II. Elizabeth'le çok yakındır. Bu yakınlık 30 yıl öncesine dayanıyor. Kraliçe II.
Elizabeth, Edinburgh Dükü eşi Prens Philip ile 1996 yılında Pekin'i ziyaret ettiğinde, yanındaki kişi Ren Zhengfei'den başkası değildi.
ABD, kendi ülkesinin dışında Huawei'ye ikinci darbeyi İngiltere'de vurmak istedi.
Washington, bu dev şirketin alt yapısının yasaklanması için Kraliçe II. Elizabeth'e baskı yaptı. Ancak İngiltere Ulusal Siber Güvenlik Konseyi, Huawei'nin İngiltere için bir risk oluşturmadığına karar verdi.
İngiltere Ulusal Siber Güvenlik Konseyi, emirleri sadece Kraliçe II. Elizabeth'ten alır. Kraliçe bu konuda destek verebilmişti...
ABD'nin savaşı sadece Çin ile değil. Ortadoğu'da, Asya'da, Afrika'da da oldukça agresif bir Pentagon görüyoruz. Birçok bölgedeki askerler çekiliyor, yerine özel güçler, yerel unsurlarla birlikte yerleşiyor.
Asıl amaç nedir? Aslında bunu anlamak çok önemli. Ciddi bir savaş hazırlığı mı yoksa yerel operasyonlar mı? Yüksek ihtimal yerel operasyonlar. Çin ile Rusya'nın yan yana hareket etmesini beklerken bu da olmuyor. Tam olarak olamıyor!
Çünkü Çin ile yakınlaşan Rusya, ABD'nin kullanmak istemediği veya son çare olarak beklettiği kozlarını kullanmasına neden olabilir.
Paranın daha doğrusu doların hızla ABD'ye gittiği dönemde, finans operasyonları karşısında sessiz kalan ülkelerdeki önemli finans oyuncuları da hedefine Çin ile Rusya'yı koydu. Bu elbette büyük bir emir ile gerçekleşir. Pentagon'un finans konusundaki gücünün arttığını da gösteren bu tablo, ekonomik dengeleri de değiştirebilir.
Paranın hızlı el değiştirmesi elbette insan vücudunda mide bulantısı gibi sonuçlara yol açabilir. Ülkeler daha doğrusu bu değişime hazır olmayan ülkeler, ciddi şekilde hastalanabilir.
NORMALDİR BU!
Paranın hızlı şekilde yer değiştirmesi hiçbir zaman olumlu karşılanmaz. Ancak Pentagon'un tehditlere varan yaklaşımları sonucu mu bilinmez, paranın hızla yer değiştirmesi kaçınılmaz gibi görünüyor. Çin gibi bir ülkeden çıkan para, bugün Avrupa'dan çıkan paraya eş değer. Pentagon Çin'de güçlü mü? Hayır. Peki bu para Çin'den nasıl çıktı? 2015 yılından itibaren Çin Yuan'ının hızla değer kaybetmesinin nedeni de hızlı dolar çıkışıydı.
Dünya hiç alışık olmadığı bir düzene yani düzensizliğe itiliyor.
Bu düzensizlikle en güçlü olmayı hedefleyen ABD'nin planı hazır gibi. Ya diğer ülkeler? Çin veya Rusya, Almanya veya İngiltere, Fransa... Hiçbiri hazırlıklı değil.
Bilinmeyene yolculuk, en korkutucu şekilde yaşanacak. Bu arada en akıllı ülke TÜRKİYE! EN cesur olan da...
Dün yazdım. Kimselerin bakmadığı bir konuydu! "DEAŞ İRAN'ı ve ÇİN'i sıkıştırmak için BELUCİSTAN'da ortaya çıktı çıkacak" diye... Zaten Devrim Muhafızları hedef alındı bile... Peki sınırımızda düşünülen bir KÜRT DEVLETİ projesinin uzaklara itilmesinde ANKARA'nın rolü ne? Soru bu! Bazıları memnun olmayacak ama ÇOK BÜYÜK! Ankara bastırdı! Mehmetçik sınıra indi.
ABD DEAŞ'ı alıp uzaklaştı.
Yanında da YPG'yi götürdü.
Elbette şimdilik! Ama olsun! Az şey mi bu! Nereden nereye geldi TÜRKİYE...
